Kürdistan Hayalleri - Türk Milletinin Varoluşu!

Dostum Hazan Pulur ne güzel yazmış; “Maksat ‘kırmızı çizgi’ çekmek değil, sonra o çizgiyi silmemek!” …Ben de ilave edeyim “O kırmızı çizgileri silmek raddesine de gelmemek!” …İşte, Kürt konusunda, Kerkük konusunda , Kürt Devleti konusunda, uyum uyum,usul usul, o raddeye gelmiş bulunuyoruz. Karşımızdakiler, bu konularda emellerini , gittikçe ısıtırlar ve hedeflerine yaklaşırlarken, bizim milli reflekslerimiz atalet halinde ; bazıları, hala onların iyi niyetinden söz ediyor, r Kürt Devletine karşı çıkmakla Kürt vatandaşlarımızı rencide etmekten kaygılanıyorlar.. koskoca bır emekli Koramiral ,ciddi ciddi ,Kürt Devletinin kurulmasına bizim yardım etmemizi önerebiliyor… Çok yakında PKK ile mücadele etmekle hata ettiğimizi ve binlerce şehidi “aşırı milliyetçilik” yüzünden, “barışçı çözüm” yoluna gitmediğimiz için boşuna verdiğimizi söyleyecek medya mensupları çıkarsa hiç şaşmayın! Ne var ki, böyle gider de Güney Doğumuz, Büyük Kürdistan’ın parçası olursa, o şehitler boşuna verilmiş olacak!

“Çıkarsa” dedim, ama bunları,- şimdi alttan alta ,dile getirmeye başladılar bile ! Yani ,onlara göre katıl eşkıya APO’yu karşımıza alacak,Kürdistan pazarlığı yapacaktık! …Hasan Cemal ,kocaman kitabında , sayfalar dolusu “Kürtlere biz eziyet ve haksızlık ettik” edebiyatı yaptı , bölücülerin, PKK’nın cinayetlerinden ve şehitlerimizden hiç söz etmedi! .

Kürtleri “siz Türksünüz” diye bağrımıza basmamız bile ,Kürt kimliğini inkar ve İnsan Hakları ihlali oldu…Ben ,“Ne Mutlu Türküm diyen” ve bu vatana bağlı ,Türk Milliyetçisi Kürt yurttaşlarımızı , her zaman olduğu gibi, sevgiyle bağrıma basıyor ve aramızdaki sevgi ve akrabalık bağlarına , bölücülük ve Kürdistan hayali uğruna, fesat karıştıranlara, beddua ediyorum...

TARİHİ BİLMEK

Kürt konusunun tarihini biraz araştırmış olanlar bilirler; 19. Yüzyılda Büyük Devletlerin Orta Asya ve Orta Doğuda sahneye koydukları “ Büyük Oyun” un başlıca maksadı, bazıları için, “Hasta Adam”ın –Osmanlı Devletimin –ölümünü hızlandırmak, bazıları için de , kendileri hazır olana kadar, bu ölümü geciktirmekti. Ancak sonunda hepsinin maksadı Osmanlı’nın mirasını paylaşmak ve de “Türk Korkusundan ebediyen kurtulmaktı. Bu “Oyunda” Ermeniler, piyon olarak kullanıldı ve bazı Kürtler de kullanılmak istendi Bütün 1919’da Sevr ortamında , Kürt Tealı Cemiyeti vb. , bazı Kürt “Paşaların çabalarıyla, ortalığa dökülmüştü.

İngiltere’nin, 1919 da, Güney Doğumuza gönderdiği ve Mustafa Kemal’i Bedir han aşiretiyle birlikte , Sivas’tan kaçırmaya teşebbüs eden Binbaşı Noel Londra’ya gönderdiği raporda “ Kürtlerde milli hisler, milliyetçilik yok…ama biz biraz “iteleyerek” (with a little push), bunu yaparız” diyordu… Cumhuriyet kurulduktan sonra çıkan, Kürt İsyanlarının , Şeyh Sait isyanı başta,n arkasında sonra İngiltere’nin en büyük nişanıyla taltif edilen bu adam vardı…’
1919’daki Gizli bir İngiliz istihbarat raporunda, Orta Asya’daki Türk toplulukları sayıldıktan sonra, “ Türkler şimdi yenik düştüler, ama bir gün birleşirlerse canımıza okurlar” denmekteydi…

GÜNCELLEŞTİRME

Avrupalıların , şimdi, “Yeni Viyana Kuşatması” korkusunu dile getirmelerinin ve diğer taraftan da, , Kürtlerle ve Güney Doğu ile yakın” ilgilerinin kökeninde ataerkil ve güncel dürtülerin bulunmadığını iddia etmek safdillik olur. Lavuazye’nin,, doğa konusunda söyledikleri , siyaset ve tarih için de caridir; “ Bazı olgular kolay yok olmuyor”

Bununla birlikte – yani Avrupalıların Kürtlere “yakın ilgilerinin” bu tarihi kökeninden başka,bugün , “Kürt Kartının ve Kürt Devletinin” ABD’nin kendi çıkarları ve şimdi Büyük Orta Doğu Projesinde de, önemli bir faktör olduğu da ortada.

Barzani’nin ve Talabani’ni meydan okumaları ve imalarını da bu fesat kazanına katın; bizim Kuzey Irak ve Kerkük’teki “ Kırmızı Çizgelerimizin” n kadar hayati önemi olduğunu anlarsınız; bu “çizgilerin” altından milletimizin varoluşu, devletimizin ,ülkemizin, fay hattı geçiyor. Hasan Pulur’un dediği gibi, bu “kırmızı çizgilerimizde” , sonuna kadar, ve her ne pahasına olursa olsun, direnmemiz gerek. Söz konusu, Kerkük petrolleri, toprak talebi vb., değildir…Türkmen kardeşlerimizin varoluşu kadar, Türkiye’nin , Türk milletini ve Devletimizin,ülkemizin birliği bütünlüğü ve varoluşudur’

Bak. “Titrek Pusula” Altemur Kılıç – TİMAŞ Yayınları 1990