Küresel Terör - Uluslararası İşbirliği

Günümüzde, terörün savaşların yerini aldığı, küreselleştiği doğru, ama terörle mücadele konusunda, bırakınız işbirliğini, tanımlanması hususunda bir işbirliğinin – hatta işbirliği yapılması için bir görüş birliğinin olmadığı ortada!

Ankara’da, Genelkurmay Başkanlığı ve “Terörle Mücadelede, Mükemmeliyet Merkezi” tarafından ortaklaşa düzenlenen ve 86 ülkenin üs düzeyde katıldığı “Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği” sempozyumunda söylenenler –terörün tel’in edilmesi ve uluslararası işbirliği yapılmasının zorunluluğu vb. çok doğru – maksat bir ama rivayet ve gerçek başka!

Orgeneral Hilmi Özkök’ün, yaraları olduğu için gocunmaları gerekenlerin- ABD ve AB temsilcilerinin- adeta gözlerinin içine bakarak söyledikleri, durumu çok ince fakat muhataplarının anlayacakları şekilde kaleme alınmış konuşması, aslında bir ders gibi idi- hemen hemen her paragrafında bir hikmet vardı; Türkiye’nin, TSK’nin, yıllardan beri, terörle mücadelesinin birikim ve zübdesi idi.

GERÇEKLER
ABD’nin PKK ile ortak mücadele konusunda, ayak sürüyor. Avrupa Ülkeleri de teröristleri bölücüleri, PKK’lıları himaye ederek teröre destek verdiler. Maksatları belli; bu “dersten ders almalarını beklemek beyhude…

Teröre ve teröristlere destek, sadece direkt olarak, silah ve sığınma hakkı vererek değil, özde insan hakları ve adalet anlayışı adına teröristlere kol kanat germekle de oluyor… AB’nin önde gelen üyesi Belçika’nın, katıl olduğu hakkında şüphenin gölgesi bile olmadığı halde, Fehriye Erdal’ı, bunca yıl himaye etmesi sonunda kaçmasına göz yumması, bir de Türkiye karşıtlığı ve peşin hükümleri de bilindiğine göre, nasıl izah edilebilir. Fehriye’nin, cinayetinde, otomatik makineli tüfek değil de yarı-otomatik tabanca kullandığı için, terörist sayılamayacağı savı da, adalet ve mantıkla alay etmekten öte, bir katili himaye etmek içim ahlaksız bir bahane idi!

ABD'nin, Kürt Kartı uğruna, söz verdiği hale PKK-Kongragel'e karşı harekete geçmemesi, acep nedendir? AB ülkeleri, bunca yıl terörist sığınmacıları kabul etmiş himaye etmişlerdir. Eli kanlı katıl APO’nun himaye edilmesi ve AİHM’nin yeniden yargılanması kararının altında yatan sadece adalet ve hukuk duyguları, insan hakları kaygıları mıdır sanırsınız?

Emin olabilirsiniz ki, Ankara’daki sempozyumdan somut bir netice çıkmayacak, Özkök Paşa’nın, söyledikleri – verdiği ders, o “kubbenin altında” hoş bir sedadan da öte, kayıtlara geçecek bir belge olarak kalacaktır.

MAZERET
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace, sempozyumda; ”PKK ile mücadele basit çözümü olan bir olay değil –kolay olsa Türk hükümeti yapar ve mücadele devam ediyor olmazdı!” Buyurmuşlar. Özür, kabahatten de büyük! TSK’nin, bu mücadeleyi başarıyla sona erdirmesine, Amerikalılar ve Avrupalılar, AB ve içimizdeki “barışçılar”, AB, engel oldular.

ABD, “Kürt kartı”- Kürtleri desteklemek ve PKK’yı da elde tutmak uğruna, TSK’ni Kuzey Irak’tan dışladı, AB dayatmaları ve terör yasalarında “uyum değişiklikleri hem PKK'ya umut verdi hem de mücadele gücümüzü kırdı…

Amerikalılar TSK'ni Kuzey Irak’tan dışlamak için subaylarımızın askerlerimizin başlarına, Süleymaniye’de çuval, bileklerine kelepçe geçirdiler. savaş esirleri gibi postaladılar!

General Pace “Talihsiz bir yanlış anlaşılma- hiç yaşanmamış olmamasını isterdik” demiş… Sanki trafik kazası!

Ama güya bir “müttefik” devletin askerlerin bu hoyratlığı kolay yenilir, yutulur ve unutulup affedilecek bir şey değildir.

Öylesine değil ki, Türk halkı bu olayın intikamını Kurtlar Vadisi-Irak filmiyle sanal şekilde almak istedi. Ancak bu da yetmez’.

General Pace, Türklerin Amerikalılarla, Kore’de omuz omuza omuza çarpıştıklarını hatıraymış. Gerçekten de, özellikle iki silahlı kuvvetler arasında güzel bir dostluk vardı. Pentagon’da hala mevkide olan amirleri bu dostluğu berbat ettiler. Süleymaniye'deki “çuval kazasının” kasıtlı suçlularının, Birinci Tezkerenin geçmemesi üzerine, Türk ordusunu “cezalandırmak” isteyen Rumsfeld ve Wolfowitz oldukları besbelli'. Böylelikle, TSK’nin terörle mücadele gücünü de kıranlar onlar. Ve hala görevdeler!