“Kürt Sorunu” konusunda, yeni bir entel-liboş oyununa dikkati çekmek isterim; Bilgi Üniversitesinde, bu konuda yapılan ve İsmail Beşikçi dahil bütün sicilli “Kürtçülerin” (Kürt kökenli olmaları da gerekmiyor) katıldıkları kapalı devre sempozyumdaki oyun, PKK terörünü, sözde takbih ederken, olayı sorunun özüne yani şimdiye kadar devletin göz ardı ettiği, Kürt kimliği, Kürtlerin uğradıkları haksızlıklara odaklamak ve “siyasallaştırmak”!
Bu sorunun çözüm yolunu da malum gönüllü “Kürtçülerimizden” Hasan Cemal “AB ipine sarılmak” şeklinde özetlemiş…
Yani Türk milleti, bütün kendi var oluşunu, kaderini belirleyecek sorunları, Güneydoğu-Kürt sorununu, terör sorununu, Kıbrıs, Ege sorunlarını, “AB ipine sarılarak”, AB sayesinde ve AB kriterleriyle çözecek’.Bunun AB sicil ve söylemlerine bakılınca, boynumuzu AB’nin “ilmikli ipine uzatmak” olduğu görmemek için, ahmaktan öte, bir şey olmak lazım!
SİYASALLAŞMA
Ötekisi, Mehmet Ali Birand da, daha fazla açıklıyor: Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Işık Koşaner paşa, PKK terörünün artık öncelikli sırada bulunmadığını, buna karşılık, Kürt sorununun siyasallaşma aşamasına girdiğini, Kürt milliyetçiliği ve ayrılıkçı hareketinin giderek yaygınlaştığına dikkat çektiğini hatırlatıyor… Birand’a göre, hala PKK terörü ile “oynaşmak ”, olayın özü yani “siyasallaşması” ile ilgilenmemek, medyanın hala şehit haberlerini ve "Üç terörist öldü" gibi haberlerini yayınlaması ve de TV kanalarının “ gazilerimizin acıklı hikâyelerini” yayınlamaları yanlış…
Dikkatleri meselenin siyasi özünden başka tarafa çekiyor ve hükümet de bu konuda uyarılmıyor! Ama Birand uyarıyor; “Göreceksiniz, bir gün öyle bir gelişmeyle karşı karşıya kalacağız ki, hayret edeceğiz. "Bu da nereden çıktı" diyeceğiz. Ardından da komplo teorileri kuracağız. Suçu başkalarına atacağız!” diyor.
Peki bu siygasallaşma ve siyasi öz nedir? Bilgi Üniversitesindeki “Kürt Sempozyumundan çıkan ortak konjoktürel görüş, şiddete son verilmesi, terörün ve daha doğrusu silahların (karşılıklı) bırakılması… Dikkatli gazeteci Fikret Bila toplantıdan ortaya çıkan tezleri, “3 tarzı siyaseti”, özetliyor; Federasyon, Bağımsız Kürdistan (bu tezi sözde Türk ve sözde bilim adamı Beşikçi’nin de desteklemesi ilginç) ve güya Türkiye’nin Üniter yapısı içinde ,”kâğıt üstünde”, Kürt Kimliğinin haklarının- ve <özerkliğinin- bir Türk-Kürt Cumhuriyeti kurulması… Bunların üçü de, “ayvaz kasap hep bir hesap, aslında bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin temel yapısına kökünden aykırı. Hepsinin altında “PKK Gerçeği” ve bölgedeki ihmal edilemeyen nüfuzu –korkusu var. Hepsi bir yerde, yabancıların Amerika’da da Fuller ve Barkey'in öngördükleri Türk Kürt ortak devlet önerisi var. “Siyasallaşmadan” murad ettikleri de bu. Geçmişte “askeri çözüme” karşı “barışçı çözüm” diye, APO'nun postacılığına soyunan Çavdar’ın, Birand’ın ve Hasan Cemal’in tezleri. Bu kişiler gazeteci olarak tespit ve yorum yapmaktan öte siyasi postacılık yapıyorlar!
Bir yerde son zamanlarda devletin bazı kurum ve katlarında, “gerçekleri kabul etmek” ve hatta çözüm için Barzanici, Talabani’yi v e APO’yu kullanmak önerileriyle örtüşüyor… ”Oyunun” bazı uçları Şemdinli olayı vesilesiyle TSK’nin bölgedeki mücadele gücünü kırmak çabalarıyla örtüşüyor. Ve bunlarla ilgili olarak, Hakkâri Belediye Başkanının Metin Tekçe’nin, TC’nin milli birlik temeline meydan okumasına da bir ”mim” koyun!
Kürt hareketi bir süredir, yıllardan beri Amerika ve Avrupa'dan kaynaklanan telkinlere kulak verir oldu. Onlara sürekli şekilde "Terörü bırakın ve isteklerinizi siyasi alana taşıyın. Bunu yaptığınız takdirde, bizden destek bulabilirsiniz. Aksi halde, terörist bir hareket olarak kalırsınız " denirdi. Kürtler sonunda bu tavsiyeye uymuş gibi bir tutum takındılar ve İrlanda'daki İRA örneğini benimsediler. Yani bir siyasi parti, bir de silahlı kola ayrıldılar. Eskiden ortada sadece PKK görünürdü. Şimdi durum değişti. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Kürt hareketinin siyasi kolunu, PKK'da silahlı kolunu temsil eder oldular. Ama Hakkâri Belediye Başkanının açıkça söylediği gibi, DTP ve Kürtçüler aslında PKK ile ilişki ve gönül birliği halindeler! PKK eylemlerin sürdürecek!
“Siyasallaşma” kimseyi aldatmasın; sonunda oyun aynı oyun, tehlike aynı tehlikedir; Sonunda söz konusu olan TC’nin ve Türk milletinim var oluşudur… Eğer devlet bölge, üzerinde, Türk Uçaklarının uçması üzerine adeta özür dileyecek hale gelmişse, -getirilmişse ve alt kimlik-üst kimlik diye , Türk milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği ile aynı kefeye konuluyorsa, buralarda bir yanlışlık ve zaaf var demektir!
sizden nefret ediyorum annem kürt ama ben türküm ne mutlu türküm diyene...
Terörü enkısa zamanda öldürüceyimizden eminim.Biz TÜRK milleti olarak terörle mücadelede her zaman vatan ve Mehmet'çiğin yanında olcağımıza yeminederiz.kürt sorunu yurdumuzun uzun zamandır uğraştığı bir sorundur.kandil dağındaki teröristler kasa sürede yakalancağına eminim Irak'tan TÜRKİYE'ye girmeye çalışan teröristler ya ölür yada teslim olur.Mehmetçikler Irak'taki sınır ötesi operasyonda kullanılan F-16 bombalarının hedef attığı yerden başka bir yere zarar vermediğini açıkladı.Amerika başkanı Bush her zaman türkiyenin yanında olduklarını açıkladı.Şırnak ve Hakkari'deki törörist eyleminin bitmek özere olduğu açıklandı.teröristler yurdumuza giremez girmiyecek...
buralarda herkez kurt ben turk'um ne olursa olsun şunu bilinki kürtler terörist deildir