Kürt Sorunu” olarak ifade etmekten, özemle kaçındığım, Türkiye’nin “Güneydoğu Sorununu”, “Türk sorunu” yapmak için büyük gayret var!

Dünkü yazımda bu konudaki bazı temel gerçekleri, teşhisleri özetlemiştim. Şimdi bunların ışığı altında, son günlerde öne sürülen, sonra da hala, bır “yok plan” yani “hem var hem de yok”, bır politika seçeneği olarak elde tutulmakta olan “PKK’yı dağdan indirmek ve siyasete katmak" tezgâhının, sözde - “ barışçı çözümünün “ana hatlarını , İsmet Berkan’ın RADIKAL’ DEKİ yazılarını ( 31 Temmuz – 7 Ağustos) esas alarak irdelemek istiyorum.

Berkan’ın “ üst güvenlik birimlerinden birinin başındaki, üst düzey görevliden, tahminime göre , “ planının” ilk kotarıcılarından r MİT Müsteşarı Emre Taner’den aldığı bilgilere göre: çıkarılacak genel af’la, Taner’in “yakın dostum” dediği Barzanı’den ve Talabani’den aldığı vaatlere ve de Imralı’dan salıverilecek APO’yu da kullanarak, PKK’lılar dağdan inmye “ikna” edılecek, PKK isim değiştirerek meşru siyasete katılacak ve Kürt Sorunu, böylelikle, “barışla” çözülmüş olacak! …Bu “planın” birilerinin, hep kafalarındaki, Üniter TC devletinin yenine kaim olacak “ Ortak Kürt- Türk Devletine ve sonunda da çoğalarak, Türkiye’nin her tarafına yayılan Kürt nüfus sayesinde BÜYÜK KÜRDİSTAN’A kadar yolu vardı…”Plan-Tezgâh” Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in basireti ve yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın müdahalesiyle “şimdilik “önlendi ama hayâlı yaşıyor!

Yaşatanların başında da, gene Berkan geliyor… Önceki gün dedikleri özetle şu: Kürt sorunu ıle, ayrılıkçı terörü ayırmak gerekmiş, ama Berkan. istemeyerek, “varsayalım ki” diyor, bır gerçeği dile getiriyor: “PKK'nın Türkiye'de yaşayan Kürtlerin ezici bir çoğunluğunun 'meşru' gördüğü bir silahlı siyasi örgüt! Berkan soruyor: “Ortada birlikte barış içinde yaşama iradesi var mı yok mu? PKK’nın n maksadı. Kürtlerin Türkiye sınırları içinde bir siyasi hedefe- Federasyon, Konfederasyon veya Abdullah Öcalan'ın, önerdiği “Ortak Türk-Kürt Devleti adıyla 'Demokratik Konfederasyona varmak mı? Berkan, anlaşılan bu amaçlara pek karşı değil, ama PKK’nın silahlı –mayınlı yönteminin doğru olmadığına inanıyor ve hemen tezgâhınım işletiyor, Kürt Kapanını kuruyor: .Ona göre “doğru yöntem”, PKK’nın başını silahlı mücadeleyle ezmek değil. barışçı çözüm; -1999-2005 arasında izlenen, silahlı eyleme başvurmayan, onun yerine, sivil siyasete ve Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecindeki demokratik dönüşüme ağırlık veren yöntemdi.,,,”“Ama ne yazık ki , PKK’nın silahlı kanadı bu yöntemden vazgeçmiş, 'Barış içinde bir arada yaşama' iradesini, ve her türlü siyasi seçeneği ortadan kaldırmış, , sorunu Türkiye açısından yeniden bir 'beka' sorunu haline getirmiş,

ÇÖZÜM!
Pekâlâ, Bu durunda ne yapmalı? İşte, “tezgâh-oyun”da. burada vizyona giriyor... Berkan soruyor: “PKK bu ülkede barış içinde birlikte yaşamayı istemiyor diye bundan vaz mı geçeceğiz?” ve öneriyor: “ Kürt Sorunuyla, PKK terörünü ayırmak gerek… Sadece mantık yürüterek geldiğimiz bu aşamanın bir ileri adımı, Kürtlerin siyasette meşru temsilinin sağlanması olmalı.” “ Sanıyorum” diyor “ yeniden başlayan terörün hedeflerinden biri de, Kürtler içinde PKK çizgisi dışında siyaset yapma olanaklarını ortadan kaldırmak. Bu tuzağa düşmemeli, özellikle bölgede PKK dışı siyasi çizgilerin ortaya çıkabilmesi, belirginleşlmesi ve etkin olabilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. “ Yani Kürtlere siyasetin yolu açılmalı! Ve “ Kürt sorununu” Kürtlerin siyasette temsil edilmeleriyle, sağlanmalı! Buna da siyasi Partiler, herhalde Erdal İnönü zamanında SHP’nin yaptığı gibi saflarına, DTP’lilere açmalılar! Döndük,dolaştırıldık. hüsranla sona eren sürecin başına;”Barışçı Çözüme!” PKK'yı dağdan indirip, meşrulaştırmak tezgahına.!

Bu filmi önceden görmüştük: Berkan ve bu adamlar, bizim Leyla Zana’yı, unuttuğumuzu mu sanıyorlar? Halem meşru siyasette olan DTP’li Belediye Başkanlarının bölgede egemen eyalet valileri durumuna gelmişler. PKK’yı dışlamak bir tarafa açıkça bağlılıklarını söylüyorlar.,teröristlere kol kanat geriyorlar… Ancak nüfus kâğıtlarıyla, şeklen Türk olduklarını söyleyen bu adamlar-eski Bakan Şerafettin Elçi- TBMM’ye “Türk” olarak girmeyeceklerini şimdiden söylüyorlar! Biz bunları görmeyecek, Kürt Sorunuyla PKK’nın, birebirinden ayrılamayacağını ve PKK'nın güç kaybetmediğini görmeyip, bu tuzağa düşecek kadar budala mıyız? Aramızda gafiller varsa bile!