26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Manzara-i Umumiye

Ana tarafım Mevlevi- Şeyhi Osman Efendinin torunuyum… Dün ailece bir mevlut okunması için yani restore edilen- anamın da doğup, büyüdüğü Yenikapı Mevlevihanesine gittik. Nefis bir Kuran dinledik, Sema ayini izledik. İki saat günün olaylarının, kötülüklerinin baskısından kurtulduk.

KARA MİZAH

Sema’nın yapıldığı salonun bir tarafında 19 Mevlevi büyüğünün -bizim de, dedelerimizin- sandukaları var! Eşim yanında oturan Leyla akrabamıza: “Restorasyondan önce, bu sandukalar dışarıdaydı, içeri almışlar” dedi. Leyla kara mizah yaptı; “onları da mı içeri almışlar” dedi!

Yakındır; evrensel hoşgörünün insanları, “Mevlevilerini” de Ergenekon’a bağlanmaları!

Bunları yazarken televizyonda Bostancı’daki terörist –herhalde PKK– belki de taşeron DHKP - hücre evelerindeki çatışmayı izliyordum. Bir Televizyonda –Kanal 24 olacak- yorumcu veya sunucu, bu Teröristlerin Ergenekon bağlantılı olduğunu söylemez mi? “Kara Mizah”dan da öte –budalalıktan öte –çılgınlıktan da öte, maksatlı tezvirat.

Tezviratın asıl kaynağı, asıl çete başka bir cemaatte… Medyadaki başka uzantılarında! Mesela “tutuklu” Generallerin GATA’dan kaçırılacağı tezviratı... Ve Çağdaş Yaşama Destek Derneğinin "Ergenekon"la bağlantısı, Melun hayal gücünün sınırına hudut yok!

TBMM’nin 89.Kuruluş yıldönümünde, ülke ve millet olarak bakın neredeyiz; İleri gideceğimize, süratle, gerilere, hatta 1920’den de gerilere gitmekteyiz! İstanbul’daki Osmanlı “Meclisi Mebusanı” dağıldıktan sonra, Ankara’da TBMM kurulurken, işgal altındaki ülkede dahi ilerisi için, umut vardı. Ya bugün? Ergenekon kâbusu içinde boğulmuşuz. Davanın gönüllü “savcısı” Başbakan Erdoğan “yargı sürecini beklemeli- akla kara belli olsun” diyor. Amma “kara” olduğu şimdiden belli. Bu kâbus daha ne kadar sürecek? Sonra neler olacak? Asıl, bugün “içerde” bulunanların çoğu belki aylar ve hatta yıllar sonra aklanırlarsa, onlara kaybettiklerini, kim geri verecek? Bunun hukukta bir cevabı var mı?

VE OBAMA

Obama’nın soykırımı anlamına gelen, “büyük felaketin” Ermenicesini söylemesi daha beteri “katliam” demesi üzerine, bizim sözde aydınlar memnun oldular ve “özür dilemek” için cesaret alıyorlar! Bu adamlar, Ermenilerin Türkiye’de, Azerbaycan’da, “katliama” uğrattıkları, PKK’nın öldürdüğü, binlerce Türk insanını anmayı, acaba neden hiç düşünmezler de Hrant Dink’i boyuna anarlar? Çünkü hepsi “Hrant Dink”, ama hiçbiri “Türk” değil! Hoş, böyle bir iddiaları da yok, hatta Türk olmaktan utanırlar!

EL BEBEK – GÜL BEBEK

Başbakan Erdoğan, Obama’nın açıklaması hakkında, “Türkiye bu noktada el bebek gül bebek okşanacak veya aldatılacak bir ülke de değildir” buyurmuş.

Hani, böyle okşanmaktan, –Beyaz Sarayın Oval Ofisinde arkanızın sıvalanmasından - ağızlarımıza bir avuç bal çalınmasından, memnun oluyordunuz! … Obama’nın, Obamaların, ne olduklarını şimdi mi anladınız? İngilizce “Good Mornıng Mr. President” Ama Amerika ve Obama bunlar; severler de döverler de!

Sargıysan Nalbantyan ve Ermenistan hükümeti ortağı Taşnaklar (kim oldukları malum) Türkiye ile ilişkilerin normalleşmemesi,“soykırımı, hudut tazminat” taleplerimizden vazgeçeceğimiz anlamına gelmez” diyorlar. Şimdi Hükümete, Erdoğan’a ve “tuhafiyeci” Ali Babacan’a düşen Ermenilere – Obama'ya ve AB’ye, asıl “kapıyı" göstermektir! Sıkacak mı? ****

Yayın Tarihi : 28 Nisan 2009 Salı 11:01:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?