25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Maya Bozuldu

Bu gün canım yazı yazmak istemiyor: yazılmadık –yazmadığım ne kaldı ki? Kendimi tatmin etmekten ve içimi dökmekten başka neye yarıyor?

Daha acısı Mustafa Kemal ve arkadaşları boşuna mı mücadele ettiler? Türk Ordusu zaferlerini boşuna mı kazandı?

Yüksek Askeri Şurasının geleneksel toplantısında, hiç de geleneksel olmayan olaylar yaşandı ve neticeleri, beni bu karamsarlık ve umutsuzluk içine düşürdü!

Durumun manşetlerdeki özeti: “Ordu Komutanı Iğsız’ın atanması hükümet tarafından engellendi. Bu nedenle Genelkurmay ve Kara Kuvvetlerine atama yapılamadı"… Yani TSK yenildi, Başbakanın dediği oldu ve zafer Erdoğan’ın!

Ve alt başlıkların özeti; Terfi bekleyen nice komutanların meslek hayatlarına yargı bahaneleriyle ama aslında, hile ve desiseler, sinsi hesaplarla darbe vuruldu! “Hile ve desise” -çünkü Hasan Iğsız Paşanın tam YAŞ bağlamında ifade vermeye çağrılması- 102 Komutanın “yakalanma” kararı, başka nasıl izah edilebilir?

Diyeceksiniz ki; bütün demokratik ülkelerinde böyledir… Ama bizde, öyle değil-değildi işte! TSK, şimdiye kadar, bütün tahrik ve engellemelere rağmen, onurunu, nizamını, gelenek ve teamüllerini korumuştu!...

Benim özetim: Önce ekmekler bozulmaya başlamıştı… Meğer pek farkında değilmişiz; aslında Türkiye’nin “mayası” bozulmuş! Şimdi, içerden ve dışarıdan başardılar; Türk milletinin ve onunla özdeş Ordusunun, “mayasını” da bozdular… Teknoloji para ve pulla kazanılmayacak bir hazineyi, çarçur ediyorlar!

Nerede yanlış yapıldı? Önce Hilmi Özkök’le… Sonra da yığınakta. Genelkurmay Türk Ordusunu yıpratıcı saldırılar karşısında - asimetrik psikolojik savaşta yetersiz- dedikodular ve iddialar karşısında suskun kaldı… En önemlisi devlet nizam ve terbiyesine itina, hukuka saygı gösterirken, Komutanların Subay ve astsubayların ve değerli sivil kişilerin tutuklanmaları ve sonra çektikleri, hala çekmekte oldukları eza ve cefa karşısında tavır koymadı! Düşmanlar bunu zaaf saydılar.

Ne hazin bir gerçek; “Erdoğan kazandı, Başbuğ -TSK yenildi ”… Bunu tersinden de okumak lazım: “Türkiye Başbakanı Türk Ordusuna karşı!” Şimdiye kadar, hiç böyle olmamıştı!

Ve ne büyük paradoks: Türk Ordusu teröre karşı savaş halinde, komutanları yargı yoluyla hükumet tarafından harcanmakta, maneviyatı bozulmakta… Şu sırada bir savaş hatta maazallah iç çatışmalar çıksa ne olur? İç ve düşmanlar bu fırsattan yararlanmak istemezler mi?

Ve satırlar arasında, Acaba Erdoğan Hasan Iğsız Paşayı neden istemedi? Daha düşündürücü olan, Iğsız Paşanın yerine düşündüğü Generali kendisine daha elyak mı buluyor? Düşünmesi bile dehşet verici… “Ordu siyasete karışmamalı vesayetinden kurtulmalıyız” dediler ancak şimdi, Ordunun içine siyaseti – kendi siyasetlerini soktular ve Orduyu vesayetleri altına alıyorlar.

Bu durumda ne yapmalı? Herhalde darbe değil… Ama ben, doğrusu, bu durumda şuradaki Komutanların, bir tavır göstermelerini, hatta topluca, istifa etmelerini beklerdim. Bu yenilgiyi kabullenmek anlamına gelmez, aksine doğru ve haklı tepki olurdu! Bu Komutanların şu aşamada, Üniformalarından başka kaybedecekleri bir şey olmaz! Geçmişte komutanlar mücadelelerini, üniformasız da yapmışlardı.

Sözün bittiği yerdeyiz… Ancak söz bitmiş olsa da, mücadele bitmedi… Söz konusu olan sadece, Ordunun ve komutanlarının onuru değil, gerçekte, TC’nin ve Türk Milletinin varoluşu…

Evet, -bunları çok yazdım çok söyledim- neye yaradı –neye yarayacak? Ama gene yazmakta devam edeceğim… Çünkü Türk Milletinin “mayasının” bozuk olmadığına inanıyorum… Fakat eğer bu millet bütün bu olanlara rağmen, Erdoğan’a EVET derse, hayal kırıklığım ölümcül olabilir! O zamana kadar, “Umut Mehmedin Ekmeği”! ***
 

Yayın Tarihi : 6 Ağustos 2010 Cuma 00:31:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 85.99.174.xxx Tarih : 6.08.2010 16:33:10

Değerlİ Altemur Kılıç üstadım. Artık ne olur suçu siyasiler bulmak yerine "ARTIK TUZUN KOKTUĞUNU" kabul edin. Ve ne olur; hiç olmazsa KENT HABERDE yazan diğer meslektaşlarınızın makalelerini ve haber yazılarını okuyun. Bakın aşağıdaki alıntı ne diyor:

"6 askerin şehit edildiği Çukurca-Hantepe saldırısıyla ilgili kamuoyunu dehşete düşüren gelişmeler yaşanıyor. Heronları takip merkezinin, saldırıdan 15 dakika önce Hantepe'deki birliği uyardığı ancak gerekli tedbirlerin alınmadığı, saldırı görüntülerinin karargâhtaki komutanlar tarafından canlı olarak izlendiği iddiaları günlerdir manşetlerde. Kamuoyu Genelkurmay'dan tatmin edici bir açıklama beklerken, dün ilginç bir operasyon iddiası gündeme geldi. Genelkurmay Başkanlığı'nın, baskında ihmali bulunanlar hakkında işlem yapmak yerine görüntüleri basına sızdıranları bulmak için harekete geçtiği öğrenildi."

Söyler misiniz, kimi bedbahtlar sabahtan akşama kadar şanlı ordumuza iftira etseler, askerin kendi içinde yaptığı yukarıdaki teknik aksaklıklar kadar etkisi olabilir mi?

Yoksul Türk milletinin kıt kanaat büyütüp davulla-zurna ile askere gönderdiği göz bebeği evlatlarını sarfiyat malzemesi olarak görmeyi hangi kitap, hangi vicdan kabul eder?

Bundan önce de Aktütün olmak üzere benzeri pek çok hata yaşandı.

Türk ordusu kendisini savunacak kadar güçlü, içinde oluşacak arızaları giderecek kadar da sağduyuludur. Siz bırakın asker avukatlığını. Bilinç altınızda askeri, siyasilere karşı kışkırtmak yatıyorsa, ki hiç sanmıyorum, lütfen bundan da vaz geçin. 

Ulu Önder Mustafa Kemali görmüş, ender bir insan ve tarih hazinesi bir kuşaksınız. Ne olur; biz orta yaşlılara ve gençler onu anlatın. Anadoluya geldiğinde askerlikten istifa ederek sivil bir siyasetçi olarak ülkeyi nasıl kurtardığını ve ülke kurtarmak için asker olmak gerekmediğini anlatın.

Bize aslan yelesi gibi sapsarı saçlarıyla, maviş, maviş gözleriyle gülen Atamızı anlatın. İsteseydi diktatör olurdu. Neden olmadığını anlatın.Saygılarımla.

K. Mükremin BARUT


efe can IP: 89.0.129.xxx Tarih : 6.08.2010 16:42:40

sevgili hocam,üstadim,büyügüm  biraz iclenmissiniz haklisinizda.lütfen yazmaya devam edin.sizin yazilariniz en azindan benim ufkumu aciyor.her görüsünüze katilmiyorum amma yazilarinizi ve yorum yazan arkadaslarin yorumlarini zevkle okuyorum.bir kisiyi aydinlatasiniz bile cok büyük bir is becermissiniz dir bence. inadina yaziniz.daha cok yaziniz.saygi ve sevgilerimle