3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Milattan Önce, Milattan Sonra

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hiç de merakla beklenmeyen mâlûmdan mâlûm “seçim beyannamesini” açıkladı... İçinde her şey var, özellikle İstanbul için “çılgın projeler” ve vaatler, vaatler!.. Hep böyledir; seçimlerden önce projeler, vaatler boldur, ama iktidara, hele “mutlak” iktidara gelince, bunlar unutulur rafa kaldırılır. Ama ben, Erdoğan’ın Anadolu’nun ortasına denizi getirip, liman yapacağına inanırım...

Erdoğan, “Kısa, öz, insan odaklı ve özgürlükçü bir anayasa hazırlayacağız... Kürt meselesini özgürlükler temelinde çözeceğiz... Güven veren, milletin vicdanını temsil eden bir yargı sistemi inşa edeceğiz... Çetelerle mücadeleye de kararlılıkla devam edeceğiz” diyor... Yani, “açılıma” ve “karabasana” devam!

“Beyannamede” derde devadan gayrı her şey var da, “İnsan unsuru”, Atatürk ve ilkelerinden, Türkiye Cumhuriyetinden bahis ve Türk Ordusuna bir selam dahi yok; “Sehven” değil kasten!.. Erdoğan’ın artık deşifre olan amacı, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkıp, yerine kendi mutlak “Hükümdarlığını” kurmak! Neden “2023”? Çünkü “Atatürk Cumhuriyeti” “Milattan Önce” yüz yılda, miladını doldurdu ve “Milattan Sonra” da Erdoğan’ın “Padişahlığı” dönemi başlayacak. Anahtar yeni “Sivil Anayasa”. Belli ki bu “Anayasa”da, bugünkü devletin temeli olan “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez” 3 maddesi kaldırılacak...

Erdoğan amacını, beyannamesinde açığa vurmadı ama AKPM Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, NTV’de Can Dündar’a, bunu kendisine söylediğini ifşa etti. Erdoğan ona “Bu maddelerin bir geçiş sürecinde varılabileceğini, Türkiye’nin artık 3 ya da 1. madde ya da 3. madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını, olmayacağını” söylemiş... Bu maddelerle birlikte “TÜRKLÜK” kavramı da, Kürt bölücüleri sözde tatmin etmek için değişecek!..

Zaten, öteden beri Anayasa Mahkemesi Başkanı -Haşim Kılıç- seçme sözde aydınlar, akademisyenler, bazı işadamları-kadınları bu zemini hazırlıyorlar. “Demokratik Özerklik” yetmedi; “Anadolu Federasyonu” açıkça konuşuluyor. Ne şaşıyoruz?...

Erdoğan, birkaç yıl önce, “Türkiye Türklerindir, demek yanlıştır. Türklük alt kimliklerden biridir” demekle niyetini belli etmişti... Erdoğan’ın bu yeni hamlesi “Kürt Sorununu” sözde çözecek, “Kürt açılımının” son deliği! Acaba, TC’nin Başbakanı, bunlar gerçekleşse, ortada Türklük kalmayınca “devleti” de kalmazsa, iktidarının da kalmayacağının farkında mı? Erdoğan’ın partisinden aday gösterdiği Ensarioğlu TV8’de, arkadaşımız Özcan Yeniçeri karşısında: “Bana Türk demeyin! Yeni anayasada hiçbir vatandaşı tarif etmemek gerekir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Ama bana siz Türk dediğiniz zaman ben rahatsız oluyorum” diyor. Yeniçeri gereken cevapları veriyor da Erdoğan’ın kılı kıpırdamıyor... Tartışmada Ensarioğlu’nu, Nazlı Ilıcak hararetle destekliyor.

HAÇLILAR

Gross cenapları “Bizim Türkiye’yi çok dikkatli bir şekilde desteklememiz gerekiyor” demiş. Tabii, Avrupalıların, Amerikalıların yüz yıla yakın sürede gerçekleştirmeye çalıştıkları proje “Büyük Oyun”u yabancıların karanlık emellerinin, siyasi çıkarlarla “tevhit” edilmesi durumu! Mustafa Kemal, sen ne kadar ileri görüşlü imişsin!

Bu “Milattan sonraki” gaflet -fetret- döneminde, çok merak ettiğim bir şey var: Ümraniye’deki “30 el bombasından” dallı budaklı “Ergenekon kapsamını” çıkaranlar, acaba bazı cemaatleri neden araştırmazlar?... Ve Anayasanın 3 maddesini değiştirmek komplosu, açıkça “Anayasayı tebdil ve tağyir” suçu olduğu halde bunu yapmak isteyenleri, neden yargılamazlar... Bu suç iddiasıyla üç devlet adamı Yassıada Mahkemelerinde mahkum edilmiş, sonra da idam edilmişlerdi..TC, “kutsal” olmayan bir şer ittifakıyla karşı karşıyadır... Arslan Bulut buna “Son Haçlı Seferi” diyor...

AKP 12 Haziran’da kazanırsa, Erdoğan ve ekibi adım adım sadece çılgın projelerini değil, TC’yi yıkım projelerini de pervasızca uygulayacaklar... Sonra da 2023’te “Milat”!

İleride tarihçiler, Türk milletini, büyük talihsizliğinin; şimdi iktidara “bindirilmiş demokrasi tramvayı” ile gelmiş, fakat “Erdoğan ve şerikleri gibi, Türkiye Cumhuriyetini asla benimsememiş. Kurucusunu hiç sevmemiş, onun uyarılarından hiç ders almamış politikacıların iktidarda bulunmaları olduğunu” yazacaklardır.

Eğer milletimiz bu tehlikeleri görmeyecekse, Monteskiyö haklı çıkar: “Her halk, lâyık olduğu idareyi bulur.”  ***

Yayın Tarihi : 18 Nisan 2011 Pazartesi 00:22:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?