17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Milli Devlet, Milliyetçilik ve PKK

15 Ağustos, 1984 yılında , PKK’nın (Partiya Karkari Kürdistan’ın), sahneye çıktığı günün yıldönümü idi. O gece, PKK’nın “14 Temmuz Silahlı Propaganda takımı”, Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma karakoluna , ,diğer “”21 Mart Silahlı Propaganda takımı” da ,Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde, , açık hava subay gazinosunu ve jandarma karakoluna, bomba ve silahlarla , kalleşçe , saldırmışlar, subay,ast subay ve erleri şehit edip yaralamışlardı. Bu saldırıları yöneten Abdullah Öcalan –nam-ı diğer APO, sonra “ bir gerilla timinden bir ordu çıkardık” diye övünüyordu. .


Bu saldırılardan sonra aradan 20 yıl geçti ,binlerce kurban aldı ülkemize milyarlara, kan ter ve göz yaşına mal oldu. APO’yu İmralı’ya tıktık, idama mahkum edildi ; ancak o hala hayatta ve zır zır konuşuyor, adamlarına direktifler veriyor, “Kürt-Türk Demokratik Cumhuriyeti” palavrası altında “Büyük Kürdistanı” kurmak için ahkam kesiyor . PKK da Kongra-Gel adıyla ikinci baharını yaşıyor ve dağlarda ve kentlerde kanlı eylemlerine devam ediyor.


ACI ÖYKÜ


Bu öykü, aslında, genellikle Kürt konusunda, özellikle APO ve PKK konusunda ,devletin zirvesinden ,medya köşelerine kadar, hala süren şahane bir gafletin ve ihanetin öyküsü, neticesidir. Eruh ve Şemdinli baskınlarından sonra zamanın Başbakanı tatiline ara vermemiş ve “birkaç çapulcunun işi” demişti . Özal maalesef ,bu gibi saldırılara önem vermemekle ve de bir Kürt- Türk federasyonunun kurulmasıyla,Kürt bölücülüğünün sona erdirileceğine inanıyordu, hatta “silahlı çözüme “ karşı olanların başını çeken Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’ı, APO’yla uzlaşmak için “postacı” olarak kullanmak istemişti Bölücülüğe karşı çok duyarlı olan TSK de, başlangıçta “düşük yoğunluklu “ gerilla tıpı savaşa hazırlıklı değildi. Ancak bu savaş taktiklerini hemen öğrenecek ve PKK’yı,dağlarda bitirecekti.


PKK ve Kürt sorunu hususundaki gafletin diğer ayrıntılarını, Murat Yetkin’in RADİKAL’DEKİ dizisinde okumak mümkün ; . APO’nun Suriye’den çıkarılması için kararlılık gösteren Cumhurbaşkanı Demirel’e ve onu destekleyen Başbakan Mesut Yılmaz’a karşı,tereddüt hatta direnç gösteren Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ,bu konuda gaflete düşmüş, İsmail Cem’in Dışişleri Bakanlığı da aciz kalmıştı. . Bir şeye hayret ettim ; o zaman APO ve PKK’ya karşı bu kadar gerçekçi ve sert tavır alan Mesut Yılmaz, sonra nasıl değişti de ,AB sevdalısı olunca, “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” demek gafletinde bulundu?


CADI KAZANI


Bazı şeyleri de unutmamak gerek. Kürtçülüğü, maalesef , Türk solu ,1971 Anayasasının ,”lüks” hükümlerinden yararlanarak desteklemiş ve APO da o yılların cadı kazanından çıkmıştı. Yakın zamanlara kadar bazı solcular ve mesela SHP , Kürtçülüğün “”Türk milliyetçiliğinin” ürünü olduğunu iddia etmişlerdir. Bugün o solcuların çoğu ,Kürt “realitesinin” ne mene bir realite olduğunu anlamışlardır ve artık onlar da ,Kürtçülüğe karşı mücadele edenlerin saflarındadırlar.Ama soldan dönme liboşlar, Kürt sevdasında devam ediyorlar. Onlara göre “Türk milliyetçiliği biter ve Türk Milli Devleti” ortadan kalkarsa veya kaldırılırsa,ve de AB sürecinde,bu problem de ortadan kalkacaktır.


Ve AB sürecinde ve sürüngenliğinde, AKP iktidarının da gayretiyle , Türkiye Cumhuriyeti Milli devletini ortadan kaldırmak için uyum yasaları ve uygulamalarıyla ,devletin temelleri altından oyulmuş, ve en önemlisi ,Anayasanın asla değiştirilemeyecek ilkesi – “Tek Dil”, Kürtçe eğitim, TV ve Radyo yayınlarıyla ortadan kaldırılırken,KÜRDİSTAN devletinin temeli olacak “tek Kürtçeye” yol verilmiştir. Terör yasası sulandırılmış, DGM’ler kaldırılmış ve sıra, Devletin son kalesi TSK’nin etkisiz hale getirilmesine gelmiştir.


Bu hayati konuda ne Avrupalılara,ne de Amerikalılara güvenmenin caiz olmadığı aşikardır. “Kürt Kartı” Avrupalıların,öteden beri, Türkiye’yi “ehlileştirmek” için kullanmak istedikleri bir kozdur. Dostumuz Amerika’nın da,maalesef ,Kürt kartını,hatta başka isimlerle de olsa,PKK’yı, kendi çıkarları için kullanmak istediği her gün deşifre oluyor. Kendimizden başka kime güveneceğiz? Herhalde bugün iktidarda bulunan AKP’ ye değil. Ve de kafalarında ve kalplerinde,millet ve yurt sevgisinin yerine,bir tarafta “ümmetçiliğin” diğer tarafta da, borsa tabloları ve faiz hesapları bulunan çevrelere de değil!


KAMU YÖNETİMİ


Bir şey daha var;Devletin son sigortaları,bugün Çankaya’da bulunan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve tabii Türk Ordusu…. Sezar AKP’nin Türkiye’yi, kadroları ve yapısıyla ,değiştirmek teşebbüslerini veto ederek görevini yapıyor. Son olarak AKP’nin ,çoğunluğuna dayanarak Meclisten geçirdiği “Kamu Yönetimi Temel Yasasını” veto etti. Ve bunun üzerine İlhan Selçuk’un dediği gibi “ bütün yalaka,dinci liboş takımının “boy hedefi oldu. Siz kanunu savunanların masum gerekçelerine bakmayın ; yasa , Osmanlı’nın son döneminde ,Prens Sabahaddin’in “ademi merkeziyetçilik” teşebbüsünden beri devam eden,güçlü merkezi Devlet Düşmanlığının son tezahürüdür. “Milli Devleti”,“Ebet müebbet”olması gereken “Devleti” ortadan kaldıracak bir yasadır.


Güney Doğuda- meşru devlet, zaten, marjinal hale getirilmiş ve idare fiilen PKK ve APO taraftarlarının oylarına dayanan “seçilmişlerin eline geçmiştir. “Kürt Realitesi” şimdi budur! . Eğer AKP bu yasada ısrar ederse,bu fiili durum yasallaşacak, . PKK’nın dağlarda ve kentlerde eylemlerine de gerek kalmayacaktır.


Hem Kürtçülerin istedikleri , sadece Türkiye’yi i bölmek değildir.APO’nun hayali , Kürt ideologu Musa Anter’ın gösterdiği hedef , bütün Türkiye’yi, artan ve yayılan Kürt nüfusuna dayanarak “ Büyük Kürdistan” yapmaktır..APO taraftarlarına seslenmişti; “tüfeklerinizi bırakın,karılarınıza sarılın!” diye!


Her, “Devlet” olduğunu bilen Devletin , kendi milli çıkarları için, olmazsa olmazları, ihtimal planları, kırmızı çizgileri vardır. Acaba bugün bizim bugünkü “devletin”, , AKP iktidarının, kendi amaçları, ve Avrupa’nın ve Amerika’nın ,bunlarla örtüşen , bize biçtikleri roller ve planlar dışında, böylesine planları var mı?


Biz, hala ,Müzakere tarihi verilecek diye umutlanalım.Asıl tehlike,Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak süreci o zaman başlayacak!

Yayın Tarihi : 17 Ağustos 2004 Salı 15:41:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?