Bundan yirmi yıl önce “ Türkiye için en büyük teflikle milliyetçiliktir” deselerdi yer yerinden oynardı…

Kırklı yıllarda, bazı liberal solcular aynı şeyi, üstü kapalı şekilde söylediler de büyük olaylar çıkmıştı. Şimdi milletimizin, ülkemizin ve Cumhuriyetin dışardan ve içerden en ağıt, açık-seçik tehditler altında bulunduğu bir bağlamda , bunu dışardan ve içerden, gittikçe artan açıklık ve özemle .pervasızca söylemekteler! .

Mehmet Ali Birand, “Aşırı Akımlar giderek kabarıyor” başlıklı yazısını bu “ tehlikeye” hasretmiş…

”Aşırı akımlar” dedikleri ; “Türk Milliyetçiliği” ve aynı hizaya koyduğu da “Kürt Milliyetçiliği” …Türk ülkesinde bu ülkenin ve milletim en yüksek değeri olmuş.

Atatürk’ün Cumhuriyetin ve birliğimizin başlıca temeli yaptığı “Türk Milliyetçiliği” , bu ülkeyi ve milleti bölmeyi amaçlayan “Kürt Milliyetçiliği” ile aynı hizada “en büyük tehlike”! Ve Kürt milliyetçiliğini “azdıran” da, bizim doğal olması gereken “milliyetçiliğimiz”! Birand efendi kısacası “Türk Milliyetçiliği de durdurulmalıdır” diyor…

Bunda , mantık hatasından öte düpe düz ihanet var * Atatürk’ün emanetine de ihanet var.

Türk Milliyetçiliğini- hele şu sırada ,şahlanırken durdurmak kimsenin hele Birand gibilerin harcı değil ; ama gülüp geçmek de yanlış . Bu iddialar arttıkça “şüyuu vukuundan beter” olur!

BİRAND YALNIZ DEĞİL

Birand Milliyetçilik düşmanlığında yalnız değil ;, Mersinde Bayrak yakılmasına karşı bütün yurtta şahlanan tepki aynı zamanda milliyetçilik karşıtlarını paniğe soktu. Onları, bir Türk şehrinin sokaklarında Türk Bayrağının yakılması ve yerlerde sürüklenmesi hiç rahatsız ı etmiyor..Daha önce de ,bir yazarın tarihilimize ihanet etmesi yalan söylemesi ve Ermeni iddialarının da rahatsız etmediği gibi…Marsın olayına “biç iki veledim işi dediler, bu olayın derinliğinde ihaneti görmezlikten geldiler…Pamuk’un ihanetini de, “Büyük yazar ne dese yeridir, dokunulmazlığı vardır” diye mazur görürken, ona tepki gösteren Kaymakamı linç etmeye kalkıştılar… Onları ve dışarıdaki köklerini ,Türkiye’nin içine sokulması istenen Şeytan Üçgeni değil ,Bayrağa karşı bütün ülkede gösterilen bağlılık ve Türk Milliyetçiliğini canlanması korkutuyor.

MEŞUM MU MAKUL MÜ?

Türk generallerine “makus talihimizin meşum aktörleri” demesiyle meşhur. Sorbon’lu ve Galatasaray Üniversiştesi Ögretim Üyesi Ahmet İnsel RADIKAL Eki’nde bu korkusunu açık seçik ortaya koyuyor; Ona e ve diğer Radikal yazarlarına,ve son zamanlarda “Makbul Vatandaş’ın Peşinde” başlıklı bır kitap yazan Profesör Füsun Üstel’e göre – 1950 -1980 arasında ülkede bildiğimiz anlamda milliyetçilik , liberaller tarafından gevşetilmişken, sonra – bugünlerde “bayrak tepkisi gösteren devlet için “makbul milliyetçi vatandaşlar" yetiştirilmiş ve asıl büyük tehlike de “ Milliyetçilik”;! İnsel “milliyetçiliğin en munisine dahi olumlu bir nitelik atfetme zor.. Türk milletini –yurttaşları milliyetçiliğin pençesinden kurtarmak lazım…” diyor…yoksa, maazallah bayrağın yırtılmasına karşı gösterilen tepki Ermene soykırımı iddiaları, . Abdullah Öcalancın yenden yargılanması hali, ve Kıbrıs ta “teslimiyete” karşı “ “makbul yurttaşlar” milliyetçilik “nöbeti” yanı ıspazmozu tutarmış!

Siz gördünüz mü bu adamların maden Milliyetçilikten korktuklarını.? AB nın nurlu ufuklarını karartacağı APO’nun serbest bırakılmasını ve Kıbrıs’ın verilmesini önleyeceği için! İhanetin bundan açık belgesi olur mu?

ARABIN AKLI …

Diğer taraftan, başka önemli bir gazete yönetmemi ve köşe yazarı . Türkiye!nin l Martta Tezkereyi geri çevirmesini sorgulamaktan ve bunun ülke için kötü olduğunu ima ettikten ve AKP nın ekonomik patlama başarısını övdükten sonra “ AB Müzakereleri başlarken “ hedefe bu kadar yaklaşmışken şimdi bir takım psikolojik nedenlerle gururunuzu kırdığını düşündüğümüz gerekçelerle (!).AB den uzaklaşmak akıl karı bir iş mi?” Diye soruyor…Sanki AB bize hakikaten kapılarındı açıp bizi hemen kucaklayamamış gibi’…Ve devam ediyor;“büyük güç ABD “Okyanusun bu kıyısına yaklaşırken ve durup dururken ,iç beş fanatiğin ve ruhunu okşamak üç beş solcu eski inin nostaljik öfkesini tatmin etmek için Amerika ıle sürtüşmenin anlamı var mı?” ilgilendiren en karmaşık sorunları ne kadar basite indirgemiş ve milli çıkarları korumak isteyenleri “ ruh hastası manyaklar, statüko zaptiyeleri “ olarak görüyorlar. Keşke sorunlar , Padişahın lalasının “aklına “göre haritada -bazılarıma haritada Boğazların üstüne parmağı koyup “kapattım işte “ demekle çözülecek gibi olsaydı ve Milliyetçilik de olmasaydı, bu Brüksel-Karen Fogg çocukları,milliyetçilik düşmanları ne kadar rahat ederlerdi.!

ŞEYTAN ÜÇGENİ

Bugün, “ AB surecinde “,Türkiye bır Şeytan “Üçgenine , Kıbrıs –Güney Doğu -APO ve Ermeni Soykırımı” dayatmalarına sıkıştırılıp, yutulmak isteniyor . Bu tehlikeye karşı en büyük dayanak ,kabaran Türk Milliyetçiliği…Sadece bayrak sevgisiyle birlikte akıl ve mantığa dayanan Türk Milliyetçiliği. Şimdi milliyetçilere ve ideologlarımıza bu iddialara karşı hamasetle değil, gerçeklerle ve bilimle karşı çıkmak düşüyor.