27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Mızrak Çuvala Sığmıyor


“Ergenekon” kapsamındaki 10’uncu “dalga” akla, hemen şu soruları getirdi: Yoksa milletle-orduyla dalga mı geçiyorlar, “sabırlarımızı”mı deniyorlar? Öyle ya; her “dalgadan” sonra, biraz genişleyen, bu “kapsam”dan sonra, daha büyük tutuklamalar gelir ve “kapsam” daha da genişletilir! Nereye kadar? Yalaka liboşlar açıkça itiraf ediyorlar: Bu bir “hesaplaşma - temizlik ve özellikle (28 Şubat’ın) intikam hareketidir”. Ve “dalgalar-fırtınalar” “tasfiye” tamamlanana kadar “bir hukuk devletinde olması gereken şekilde, salimen (!) devam edecek; artık geri dönüşü yok! Göreceğiz!

Ali Bayramoğlu’nun şu son cümlesi ilginç: “Hukuk mekanizması çalışmakta, siyasi irade bu mekanizmanın arkasında durmakta, idare, özellikle askeri otorite engel olmuyor! Bunu da göreceğiz!”

VE HÜKÜMET TARAFI

AKP hükümetinin “bu davanın arkasında olduğu”, Başbakan’ın “savcısı” olduğu “mâlumdan” malum! Hükümet sözcülerinin bu “dalgadan” sonra söyledikleri de akıllara zarardan öte, gülünç! Adalete bakamayan “Adalet” Bakanı Mehmet Ali Şahin, “bu olay siyasal değildir, yargısaldır” diyor ve özrü kabahatinden büyük: “Ben de tutuklamaları medyadan öğreniyorum!” Pekâlâ, Sayın Bakmayan; yargıçları, savcıları sonunda kim denetleyecek? Hukukun gerektiği gibi işlemesini kim sağlayacak ve sonunda adaleti kim koruyacak? Allah’a mı kaldı?

Şahin’in, başında olduğu “Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Kurulu” bugünkü şekliyle bağımsız mı? Sonunda adaletin yerini bulması ve ülkenin kaderi, Zekeriya Öz’ün tespihli ellerine mi kalacak? “Ben bu temiz eller operasyonunun savcısıyım” diyen Başbakan mı, yoksa devletin tepesindeki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mü?

Hayır; en sonunda bağımsız olduklarına inandığım “Türk yargıçları”mı! Onlar, bu önemli davada son hükmü herhalde AIHM’ye bırakmazlar ve sanıklar da bu yabancı mahkemeye başvurmayı milliyetçilikleriyle bağdaştırmazlar. Bu mahkemenin hükmü leyhlerinde olsa bile! “Ancak Silivri’deki ağır ceza mahkemesinde aylarca, belki de senelerce kaç kişi sakat kalacak, kaç kişi ölecek? Masum oldukları tespit edilse de hayatlarının kopan parçaları onlara nasıl geri verilecek!

Bu bakanlar ve AKP sözcüleri her şey hukuka göre yürüyor derler. Ama bu zatlar, kişiler söylesinler; 87 kişinin hoyratça tutuklanmaları, evlerinin aranması ve aylarca mahkeme önüne çıkarılmamaları, bu sırada, yasalara rağmen haklarındaki henüz subut bulmamış iddiaların, medyaya bölük pörçük maksatlı servis edilmesi... Yargısız manşetlerde infaz edilmesinin neresi adalettir, “yargısaldır!” Orgeneraller hakkındakı iddianamenin, aylarca tutuklu kaldıkları halde, hâlâ açıklanmaması, ne derece “hukukidir”!

Adalat Bakanı, bu sorulara neden engel olmadığının cevabını vermeli ve sayın Çiçek de “hukukun” bunların neresinde olduğunu, kendisi gibi hukukçu olmayan bizlere açıklamalıdır!

Güya insan hakları düşkünü ve hakikatte Türk haklarına bigane yalakalar, acaba farkındalar mı; “tasfıye ve temizlik” ve de “hesaplaşma-operasyonu”, kendilerine göre başarılı olursa, ortada bildiğimiz anlamda Atatürk’ün Cumhuriyeti kalmayacak!* Ama asıl istedikleri de bu ya!

ASIL HEDEF

Bu bir hesaplaşma, tasfiye hareketidir ve başlıca hedef, TSK’dır! Ve tutuklananların kimlik ve kişiliklerinden anlaşılıyor ki, 28 Şubat’ın intikamıdır!

Güya tutuklananlar ve komutanlar darbe ortamı hazırlıyorlarmış ve bunun için suikastler ve bombalamalar planlamışlar! Askeriyenin ve yargının en yüksek makamlarına ulaşmış kişilerin böyle Türkiye’yi kana bulayacak bir komplonun içinde olmaları akılları zorlar, ama asıl Türk Ordusu’na hakaret!

Ben inanıyorum ki, Genelkurmay-komutanlarımız da, ittifakla aynı değerlendirmeleri yapmaktadırlar. Genel Kurmay’ın, yargıya, yargısal sürece müdahale etmemek dikkatleri doğrudur da sormak gerek: Artık hangi yargıya, hangi yargısal sürece?

Orgenerallere, emekli ve muvazzaf subaylara yapılan hoyratça muameleler karşısında, ordunun onurunu korumak görevini tutuklanan eski MGK Genel Sekreterı Tuncer Kılınç’ın sayın eşini ziyaret eden değerli eşlerine bırakmayacaklardır! ***

Yayın Tarihi : 9 Ocak 2009 Cuma 12:50:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
BİR TÜRK VATANDAŞI IP: 78.164.233.xxx Tarih : 10.01.2009 00:45:02

Hâlen mevcut olan tüm parti liderlerine hitaben: Türkiye Cumhuriyeti'nin düştüğü bugünkü "böylesine aciz bir durumundan" hepiniz sorumlusunuz ve tarih hepinizden -çok yakında-hesap soracaktır. Parti liderlerine -sırayla-sorgularım aşağıdadır: Baykal'a : "kara çarşaflıları, partine almaya devan edecek misin ve bu iktidara yandaş bir tutum izleyecek misin?" Bahçeli'ye: "türbanın, başa ve boyundan bağlanma şeklinin 'nasıl olacağı' hususunda iktidar partisi ile anlaşıp bunu Anayasaya 'madde olarak' koyacak mısın?" Erdoğan'a : Tutukladığın onlarca TSK mensuplarına konuşma yasağı getirip İmralı sultanının, yandaşlarına "T.C Cumhuriyetini yıkmak için " talimatlar vermesine daha ne kadar müsaade edeceksin ?