19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

“Monşer Diplomasisi”- “Kasımpaşa Diplomasisi”

“İzzetlu, dirayetlu ve de basiretlü” Başbakanımız, “Gazze” derken, tam “gaza” geldi, coştukça coşuyor ve her zaman olduğu gibi, sözlerinin ucunun nereye –nerelere varacağını fark edemiyor ve fazla konuştukça da çok yanılıyor!

“Mavi Marmara” olayından sonraki gelişmeler üzerine, Türkiye’nin dış politikasında ,“eksen” kayması olduğunu söylemelerine karşı: diplomatlarımıza, avam ağzıyla, “Monşerler” demiş… Başbakana göre, Türkiye’nin kendi iktidarları döneminde salon diplomasisini bırakıp, onurlu dış politika dönemine geçmiş! Diyor ki:“Zaten sizin o diplomasiniz “masa diplomasisi” “ülkemi” bu hale soktu… Maalesef Türkiye’yi bu hale getirdiler. O diplomasi artık tarihe kavuştu. Şahsiyetli, onurlu dış politika dönemini biz başlattık.”

Erdoğan Dolmabahçe sarayındaki ofisinde, herhalde, Osmanlı Devletini batıran diplomasinin özlemini duyuyor… Kanuni’yi hatırlatmış ama herhalde yabancılara zebun olan, eski, güya diplomatları, sözde devlet adamlarını bilmiyor- Osmanlı diplomatlarının, Rusya ile imzaladıkları teslimiyet anlaşmasını “Ayastonafos” -Yeşilköy anlaşmasını, Mondros mütarekesini ve Sevr antlaşmasını da, ya bilmiyor ya da hatırlamıyor. “Onursuz” dediği, acaba Lozan antlaşması mı?

Onurlu olan Brüksel’den gidip AB’den talimat Washington’a gidip Obama’dan icazet almak mı?

Erdoğan, Osmanlıdaki Hariciye işlerini tedvir eden “Reis-ül Küttab” – olmayı mı istiyor ve Dışişleri Bakanlığını, o zaman ki gibi, kendi sözlerini yabancı dillere çevirecek, bir tercüme bürosu haline getirmek mi ister? Başbakana kalsa herhalde TC Dışişleri Bakanlığını kaldıracak, bugünkü diplomatların tümüne yol verecek. Yerlerine, kendi yandaşlarını-yanaşmalarını- Egemen Bağışları – Babacanları vs. koyacak. Ve dışişlerini - diplomasiyi ne güzel idare edecek!

Fakat kendi diplomatlarımızı avamın ağzıyla “Monşerler” diye aşağılamak, TC’nin diplomasi tarihine “onursuz” demek bir TC Başbakanının azğına hiç yakışmadı… Daha ötesi bunu söylemeye hem bilgisi yetmez hem de hiç hakkı yok!

DİPLOMATLARIN KADERİ

Sadece Türkiye’ye özgü değil, bütün ülkelerde diplomatlar hususunda bir karmaşık vardır. Mesela Amerika’da diplomatlara “gömleklere tıkılmış boş adamlar” anlamında “stuff shirts” veya “cooky pushers” -“ kurabiyeciler” derler… De Gaulle’un Churchıll’in vb diplomatları hor gören onlarca sözleri vardı, ne var ki, hepsi “Diplomasinin bittiği yerde, savaşın başlayacağını" bilmişler, diplomatlarının başarılarını inkâr etmemişler. Ve herhalde onlara toptan “onursuz” dememişlerdi!

Erdoğan’a göre, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki “onursuz diplomasi”, Atatürk ve İnönü dönemlerini de kapsıyor. Ama İsmet Paşa’ya “Hitler” tarizi malum… Başbakanın aslında, Mustafa Kemal’in her alanda olduğu gibi, “dış politikadaki” başarıları hakkında da, bilgisinin ve duyarlılığının olmadığı, mâlumdan malumdur! Cumhuriyetin o dönemlerdeki başarıları Atatürk’ün dehası, İsmet Paşa’nın kıvrak zekâsıyla elde edilmişti ve bu başarılarda Türk diplomatlarının payları, asla inkâr edilemez… Sonraki dönemlerde de diplomatlarımız, yabancıların gıpta edecekleri kadar yetenekli ve başarılı olmuşlardı! …Dışişleri Bakanlığı, daima ülkenin en saygın kurumlarından biri olmuştu. Ve herhalde, Türkiye’yi onlar bu “hallere” getirmediler… O “haller” asıl 2002’den sonra başladı ve devam ediyor! Dışişleri Bakanlığı da, bu dönemde eski düzenini kaybetmekte! …

Ben uzun süre diplomatlarla birlikte, hizmet verdim, hatta bir ara, Orta Elçi unvanıyla, aralarına da girdim… Genelde, diplomatlarımız “dışarıya kız vermedikleri” gibi, “dışarıdan gelenleri” pek kabul etmezler… Sonunda bana alıştılar, ama bazılarından çok çekmiştim!

Son tahlilde, bugünkü diplomatlarımızın büyük çoğunluğu, aldıkları maaşı hak eden, dürüst, yabancıların saygısını kazanmış ve gıpta ettikleri vatansever, “Türk” memurlarıdır.

Ancak bu ülkeyi idare etmek, Kasımpaşa takımında santrfor oynamaya, dışişleri, top koşturmaya, açılımla sahaya inmeye ve çalım yapmaya benzemez.

EKSEN

Oktay Gönensin “Dış politikada” “Eksen Kayması” var diyor. Allah aşkınıza artık ”eksen” mi kaldı? Pusulanın ibresi, zamana ve zemine göre, fırıl fırıl dönüyor ama kıblesi “mâlum”, “Şarkı" gösteriyor!

Bir Türk Başbakanı, “Türk kanıyla, Arap kanı aynıdır” demişse, gerisini siz düşünün! …Türk Mehmetçikleri, Sina çöllerinde, sırtlarından, Arap hançerleriyle vuruldular, öldüler… Kanları hala yerlerde! Ve Başbakan şimdi “nutuklar” söylüyor! ***

Yayın Tarihi : 10 Haziran 2010 Perşembe 00:20:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 10.06.2010 11:00:32

Yorumlarimda defalarca yazdim. politikacilarin  hiddetli el kol sinirli bazen agizlarindan tükürük cikarcasina birbirlerine sacma sapan hakaret bos laflar etmesi cag disi kalmalidir. Buna ic politika ve millet alismis Bunu simdi dis memleketlere satasma adetini de eklediler Elin yabanci oglu bu lafin altinda kalmaz durur durur hic anlamazsin bir gün gelir turnayi gözünden vurdugumuz ata sözü gibi gelir seni vurur


MUSTAFA KEMAL PAŞA DİPLOMASİSİ IP: 88.252.162.xxx Tarih : 10.06.2010 21:47:08

21 KASIM 1918: işgal Kuvvetleri Komutanı Harington Perapalas'ta, yanında diğer komutanlarla birlikte otururken, şef garson aracılığı ile, Perapalas'ın lokanta bölümünde oturan Mustafa Kemal'i masalarına davet ederler. Mustafa Kemal'in, şef garsonla onlara gönderdiği yanıt şu olur: "ONLARA SÖYLE !, BİZİM GELENEKLERİMİZE GÖRE DAVETİ EV SAHİPLERİ YAPAR. ONLAR ŞİMDİ, HER NE KADAR İŞGAL KUVVETLERİ KOMUTANLARI OLSALAR DA BU ÜLKEDE, YİNE DE MİSAFİRLERDİR. BURADA GERÇEK EV SAHİBİ BENİM. BİRLİKTE KAHVE İÇMEK İSTİYORLARSA, GELENEKLERİMİZE UYSUNLAR !.. ONLAR GELSİNLER, EV SAHİBİNİN MASASINDA, BENİM DAVETLİM OLARAK OTURUP, İÇSİNLER KAHVELERİNİ ..." (Kaynak: "Atatürk'ün İstanbul'daki Çalışmaları" Sadi Borak. sayfa: 188)

(Malûm siyasilere kısa bir not ve soru: "ABD ziyaretini ne zaman yapacaksınız ve burada muhkim olan malûm hoca ile de mutad görüşmelerinizi ne zaman gerçekleştireceksiniz ? !..")


mustafa IP: 85.110.148.xxx Tarih : 10.06.2010 08:03:31

Bu monşer diplomasisi lafı ;hüzün verici bir laftır.SBF mezunu yüzlerce devlet adamı ve hariciyeci bu laf'ın hedefindedir.İnşaallah bir daha devlet adamlarımıza monşerler,monşer eskileri,monşer diplomasisi,monşer artıkları gibi laflar edilmez..Şimdi bu kişiler yıllarca devlete bilgi ve birikimleri ile hizmet edecekler; sonrada iltifat mı,aşağılamamı,hakaret mi ne olduğu belli olmayan bir ima ile karşılaşacaklar.