3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Mülahazat Hanelerim Açık

Önceki yazımda, CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay konuşmasının, “Recep Beyi” çok zora sokacak, muhteşem, derin ve çok kapsamlı bir konuşma olduğunu, büyük umutlar verdiğini yazmıştım...

Eski bir deyim vardır; “Mülahazat hanesini açık bırakmak”! Sicil formlarında, “mülahazat haneleri” vardır... Sicil amirleri bu formları doldururken bu “mülahazat hanelerine” belirli konulardan başka, şahıs hakkındaki olumlu veya olumsuz, kişisel “düşüncelerini” yazar veya boş bırakır! Boş bırakılmasının da iki anlamı olabilir; ya fazla yazacak bir şey yoktur, ya da o kişi hakkında kesin bır kanaate varılmamıştır!

Önceki yazımı yazarken, Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki bazı “mülahazatımı”, güzel bir başlangıca gölge düşürmemek, için bilhassa yazmadım. Kısacası, acele etmek, peşin hükümlerde bulunmak istemedim! Ve “Mülahazat hanesini” boş bıraktım! Ne var ki Kılıçdaroğlu acele etti, yeni kadrosu belli etti!..

YENİ VİTRİN

Devlet yönetiminde, başa yeni geçenler ekseriya seleflerini, alelusul övdükten sonra, kendi çalışma kadrolarını kurarlar. Bu haklarıdır ve hatta zorunludur da. Ama eğer bazı peşin hesapları yoksa münasip bir mühletten sonra!

Belki bir bakıma, yeni Genel Başkanın “o müddet ve mühleti” beklemeye zamanı yoktu, mücadeleye yeni kadroyla, hemen başlamak zorundaydı! Bu da doğru! Ama bugünkü koşullarda, eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın alçakça “bitirilmesi” üzerine, bu “vitrin değişikliği” açıkça Baykal ekibinin tasfiyesi demektir. Meğer Sayın Genel Başkan, “Baykal Ekibi” hakkında peşin hesaplıymış ki adeta, yangından mal kaçırırcasına onları, böyle tasfiye etti!

Tasfiye edilenlerden bazıları, belki kendileri, Kılıçdaroglu ıle çalışmak istememiş olabilirler, ama gene de, Baykal Ekibinin hemen hepsi de çok değerli ve deneyimli kişilerdi ve Kılıçdaroğlu’na mücadelesinde, çok yardımcı olabilirlerdi.

Hemen aklıma gelen isimler: Şükrü Elekdağ, Onur Öymen, Nur Serter. Mustafa Özyürek, Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen, Yılmaz Ateş, Cevdet Selvi, Bihlun Tamaylıgil, Genel Sekreter Yardımcıları Algan Hacaloğlu, Canan Arıtman...

Bu, hakiki CHP’li, onur sahibi şahsiyetlerin, iktidarla mücadeleye köstek olacakları düşünülemez. Acılarını içlerine atarlar ve kırılan kollarını, yenleri içine saklarlar! Ancak, buna rağmen, CHP içindeki “birlik-beraberlik” bir yara almıştır ve CHP’nin iktidarla mücadelesine gem vurabilir! Hem de birlik olmanın en zorunlu olduğu şu dönemde. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, başlangıç konuşması, gönüllere su serpti, ama ne yazık ki gerçek mücadele sadece konuşmakla olmaz. Parti içinde huzur ve birlik gerekir. Hem Genel Merkezde, hem de il teşkilatlarında, “kırgınların” olması -son tahlilde- CHP’nin aleyhinde işler.

Madem ki “mülahazat haneleri”, böylelikle Kılıçdaroğlu’nun, “tasfiye hareketiyle” açılmış oldu, önce yazmaktan özenle çekindiğim birkaç hususu da şu bağlamda yazmalıyım... Acaba, Kılıçdaroğlu yönetiminde Partinin önde gelen “milliyetçilik” oku, kırılamazsa bile, bükülecek mi? Kılıçdaroğlu’nun “bölgesi” ve Dersim konusunda Onur Öymen’e karşı tavrı, ister istemez bazı endişelerime yol açıyor... Genel Başkanın Ordunun yıpratılmasına karşı tavrı, Baykal ve ekibininki kadar net ve kesin olacak mı?

Kılıçdaroğlu, rejim-Atatürkçülük konusunu, kılık kıyafet konularını açmadı. Laiklik üzerinde pek durmadı. Tarikatlara girmedi... Gerçi bunlar, o kadar eşyanın -CHP’nin- tabiatında ki vurgulanmasına da gerek yoktu. Ama ben şahsen, Kılıçdaroğlu, acaba bazılarını şu sırada ürkütmemek için mi vurgulamadı, diye düşünmekten alamadım! İnşallah yanılıyorumdur! Mülahazat hanemde bir de “Gürsel Tekin” var!

Nihayet, kötü bir alamet: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu’nu memnunlukla kutlarken, “İnanıyoruz ki CHP, Sayın Baykal’ın CHP’si olmaktan süratle çıkar” demiş. İnsan ister istemez, hayra alamet değil diye düşünüyor. Medyada ve politikada Baykal ve ekibinin “tasfiyesinden” mutlu olanlara ve Kılıçdaroğlu’nu, şu bağlamda destekleyenlere de dikkat etmek gerek! “Mim” koymak ve “kayıtlara” geçirmek için yazıyorum!

Özet olarak; “mülahazat hanelerim” açık. Umarım, yeni CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bize bu haneleri, başarılarıyla doldurmak imkânını ve mutluluğunu verir.

Çünkü bu, sonunda Baykal-Kılıçdaroğlu çekişmesi ve “Ekip” meselesi değil; TC’nin kaderi söz konusu! Bu “makûs kaderi” kim nasıl değiştirirse değiştirsin, başımızın tacı! ***

Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2010 Salı 09:44:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?