31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

“Mustafa” ile doğmak, “Gazi Mustafa Kemal’le” yaşamak, “Atatürk’le” ölmek!


Eşim Güzide ile Can Dündar’ın “Mustafa” – “Atatürk” Dramatik Belgeselini” seyretmeye giderken doğrusu, biraz endişeliydik. Gerçi, Can Dündar’ın, Atatürk konusunda “canının – gönlünün” doğru yerde olduğunu ve başarılı bir belgesel yapımcısı olduğunu biliyorduk…

Eşim ve ben, Onu yakından tanımak, hatta ben, Florya’da, ondan bir tokat, eşim de O’nun ellerinden dondurma yemek mazhariyetine nail olmuştuk! 1919’dan 1939 10 Kasımı’na kadar- hiç ayrılmayan, son dakikasında da başında bulunan Babam Kılıç Ali’nin, bize anlattıklarından, bire bir bildiklerimiz vardı! Acaba, sevgili Can bunları yansıtacak mıydı, yoksa klasik bir filim mi, yapmıştı? O da bir liberal olarak bazı konuları, yanlış mı yorumlamıştı?

Atatürk hakkında son zamanlarda, o kadar pespaye dedikodular yapıldı, yazılar yazıldı ki, belgesel, dedikoduları dağıtabilir - hem/veya körükleyebilirdi!

İNSAN ATATÜRK

Hemen söyleyeyim; eşim ve ben, salondan ağlayarak çıktık. Can cesaretle ortaya Atatürk konusunda çığır açacak bir belgesel çıkarmış! Bundan önceki belgesellerde, bazı “hassasiyetler” yüzünden, Atatürk’ün “insan” tarafı üstü kapalı, geçmişti... Can bu tabuyu yıktı… Atatürk bizim gibiler için bir “ilahtı” ama her yönüyle “insan”, büyük bir “insandı”…

Fakat hatasız kul, tenkit edilmeyecek eser olmaz. Atatürk’ün hayatına, hemen ikinci elden de olsa tanıklık etmiş ve nesli tükenmekte olan kişilerden biri olarak, bu hataları belirtmek zorundayım!

TARTIŞMA

Önce şunu söyleyeyim; “Mustafa” drama-belgeseli, kaçınılmaz olarak, “insan Atatürk” hakkındaki tartışmalara –dedikodulara ivme kazandıracak ve aynı zamanda da, asıl büyük taraflarını vurguladığı için de, tartışmalara yol açacaktı - ve açtı da!

HATALAR

Lafı fazla dolandırmadan gördüğüm hataları belirteyim:

1- MUSTAFA belgeselinde – adeta ana tema olarak gösterildiği gibi Mustafa Kemal “yalnız ve yalnızlıktan” adeta kahrolan bir adam değildi. Ama ”Tek” adamdı! Aile kurmak tecrübesi hüsranla sona erdikten sonra yalnızlığa boğulmadı. Ama Çocuk hasreti çekti. Ve etrafında dalkavuklar – korumalar değil hayatlarını Onun için feda etmeye hazır arkadaşları” vardı!

2- Mustafa Kemal, etli, canlı bir “insandı”. Kadınları severdi, BİR KAÇ kere âşık olmuştu ve evet, çok içki içti ve bu yüzden de erken öldü ama “alkolik”, içki içemeyince elleri titreyen, bunalımlara giren bir kişi değildi!
Atatürk babama bunun sebebini şöyle anlatmış; “Kafam o kadar işliyor ki, rakı içerek, kafamı teskin etmek ihtiyacındayım.” 

3- Kürt konusu filmde biraz muğlâk bırakılmış, Atatürk’ün adeta Kürtlere özerklik verilmesini, eyalet sistemi istediği gibi bir izlenim bırakıyor; sonu getirilmemiş! Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşından sonra, Kürt vatandaşların bu mücadeledeki inkâr edilemez ortaklıklarından ötürü, yeni devlette, ortaklık verilmesini düşündüğü doğru da, sonra, Şeyh Sait isyanıyla başlayan ve yabancıların tahrik ettikleri dizi başkaldırılar üzerine, çözümü “entegrasyonda”, Cumhuriyetin temel tılsımını da “Ne Mutlu Türküm diyene” inancında, bulduğu nihai hakikat! Sevgili Can’ın, belgeselinde, Cumhuriyetin 10. Yıl nutkunun sonunda, Atatürk’ün sesi titreyerek söylediği bu cümleye neden yer vermediğini doğrusu pek anlayamadım!

4- Belgeselde, malûm çevreler tarafından eskiden beri istismar edilecek bir konu var: Mustafa Kemal’in, Samsun’a çıkışının ve Milli mücadeleyi başlatışının arkasında, Sultan Vahdettin olduğu iddiası, Vahdetinin şu sözleri yer alıyor ancak sonrası, muğlâk bırakılıyor : “Paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi tarihe geçmiştir. Bunları unut. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, paşa devleti kurtarabilirsin.”

Doğru: zayıf bir adam olan Padişah, o sırda, belki de, hakikaten öyle düşünmüştü ama sonra İngiliz Komiserinin baskısı altında Mustafa Kemal’i azletmiş, Divanı Harbe vermiş, üzerine hilafet ordusunu yollamıştı!

BİLİNMEYENLER

Belgeselde bu hatalara karşı Mustafa Kemal hakkında pek bilinmeyen, bazı hususlara yer verilmiş… İyi Fransızca bildiği ve yazdığı, çok okuduğu ve tabii, ileri görüşlülüğü! “Mustafa Kemal” neler yapmak istediğini çok önceden tasarlamış, Mazhar Müfit Bey’e 5 hedefi olarak yazdırmış ve hepsini de gerçekleştirmiş!

MADAM CORINE

Ve Madam Corine ve Ona bir aşk gecesinden sonra yazdığı mektup ve Madamın duygusal cevapları… Madam Corıne’in Mustafa Kemal'e yazdığı bir mektubu, yaveri, amcam Muzaffer Kılıç’ın evrakı arasında bulmuştum. Madam Corine, O mektubunda mealen “Mon Generale, diyor, “Tablonuz duvarımda. Size Bolşevik diyorlar, ama ben inanmıyorum ” diyor.

Sırası gelmişken belgeselde, Kurtuluş Savaşı esnasında, Lenin'den yardım istemiş olması da bazıları tarafından “Mustafa Kemal de Bolşevik olmayı düşünüyordu” diye tefsir edilir! Ama sonra anlaşıldı ki, asla böyle bir düşüncesi yoktu!

“MUSTAFA”yı, herkesin, çocukların, gençlerin, türbanlı hanım kızlarımızın ve hatta “Atatürk” düşmanlarının behemehal görmeleri lazım! Eşim ve ben Can Dündar’ı, buradan tebrik ediyoruz!***

Yayın Tarihi : 30 Ekim 2008 Perşembe 15:34:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 85.103.119.xxx Tarih : 1.11.2008 11:56:39

Doğrusu, Sayın üstadın, Can dündar yapımı "Mustafa" filmini değerlendirdiğiniz bu makaleyi okumaya başlarken ben de enişeli idim. Çünkü, film, "kült" formasyonlu hayalperest diyeceğim bazı ulusalcılardan çok sert tepkiler aldı. Fakat, "Atatürk"ün insan yanını sizin de hoşgörülü değerlendirip doğru yere oturtmanız takdirimi çekti. Evet, buyurduğunuz gibi, dışardan tahrikli Kürt isyanları Kürt kardeşlerimiz konusunda, o zamanki koşullar karşısında düşündüğünden farklı durum almasına yol açmıştır. Ama, ben Can Dündar'ın bu konuyu muğlak bırakmasına da hak vermiyor değilim. Çünkü, Atatürk bu dönemde yaşasa idi; ne tavır alacağınn da belli olmadığını düşünüyorum. Her hâlde durumu bu hâle getirmezdi.


Yalovalı Âdil IP: 88.252.174.xxx Tarih : 1.11.2008 19:53:19

Ergenekon sanıklarının tutuklu bulunduğu bugün de, Güneydoğu başta olmak üzere Türkiye genelinde gelişen olaylara, Ergenekoncuların "nasıl bir yönlendirme" yaptıklarına bir anlam veremiyorum. Bugün olan ve yarından sonra da gelişecek olaylarda toplanacak deliller acaba Ergenekon sanıkları aleyhinde nasıl ve ne şekilde sunulacak ?. EY ADALET !, "GÖZÜNÜN KAPALI OLMASI" SEMBOLÜNE SADAKAT GÖSTERDİK, LÂKİN "AKP'NİN KEZZAPLI EMPOZELERİYLE" AKLININ KÖRELMESİNE TAHAMMÜL EDEMİYECEĞİZ !..


Yalovalı Âdil IP: 88.252.174.xxx Tarih : 1.11.2008 21:04:34

İktidar Partisi'nin sayesinde bugün oluşan ve yarından sonra da meydana gelebilecek Güneydoğu olaylarının Ergenekon Mahkemeleri sanıklarına "nasıl ve ne şekilde yansıtalacağını" ve bu olaylardan dolayı "hangi suçlamalarla töhmet altında bırakılacaklarını" merak ediyorum.