13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

Nabukadnezar'dan Nabucco'ya

Hazar ve Ortadoğu bölgesindeki doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak, Avusturya’ya kadar uzanacak 3 bin 300 kilometrelik “Nabucco Projesi” hususundaki hükümetler arası anlaşma Ankara’da imzalandı...

Uzmanı olmadığım bu konuda, ayrıntılara giremeyeceğim; Ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim. Anlayabildiğim kadar, maddi gelirlerinden başka, Türkiye’de iş imkânları yaratacak ve tüm ülkede doğal gaz dağıtımı günlük hayata yarayacak! Başka türlü yan gelirleri de olacakmış! Haydi hayırlısı! Bu, AKP iktidarının başarısı olarak tanımlanan “zafer”, AB ile müzakerelerin başladığında Ankara’da havayi fişeklerle kutlandığı gibi 101 pare top atışıyla kutlanırsa şaşmam!

NABUCCO YOLU-AB YOLU

Sağdan, soldan tüm yazarlar “Bir Rüya gerçek oldu” diye bayram ediyorlar. “Nabucco’nun yolu” , AB’ye tam üye olarak girmemizin yolu olacakmış! Demek, daha 3 bin 300 kilometrelik yolumuz var! Bu zafer havasına limon sıkmak-şom ağızlı olmak istemem-paranoyak da değilim, ama Avrupa Devletlerinin, en az 19. Yüzyıldan beri, son yıllarda da ABD’nin, kendi çıkarları için, Türkiye üzerinden oynadıkları “Büyük Oyunu” bildiğim için bu konuda biraz şüpheci olmama müsaade edin.

Büyük Oyun, önce Hindistan yollarına-İpek Yolu, sonra, Petrol kuyuları için oynandı şimdi de enerji hatları ve Nabucco var... Acaba, bu “oyunda”, Türkiye 19. Yüzyılda kullanıldığı gibi, kullanılıyor mu diye düşünüyorum!
İçerdeki ve dışarıdaki bütün hasımlarımızın Nabucco’ya böyle hararetle sarılmaları fal-ı hayır değil; bir bildikleri ve umutları vardır gibi geliyor bana! Öyle ya, benim kuralımca, düşmanlarımızın istedikleri bir şey, genellikle, Türkiye’nin hayrına olmuyor.

Nabucco’nun, Türkiye için, AB yolu olması iddiasına gelince; bu “yol”, AB’nin içimize daha fazla girmesinin ve iç işlerimize burnunu, daha fazla sokmasının yolu olmasın!

GÜVENLİK MESELESİ

Bu devasa Boru Hattının inşası ve korunmasının güç olacağını ve bunun için de Batı’nın içimize, Güneydoğu’ya, “güvenlik” bahanesiyle “girebileceğini” düşünmüştüm. Meğer endişemde haklıymışım...

Nabucco’nun güvenliğini, boru hattının güvenliğini, hattın geçeceği ülkelerdeki ‘güvenlik güçlerine’ bırakmamak kararına da imza atılmış... Güvenliği, AB’nin oluşturacağı özel güvenlik birimi sağlayacak!

Karar projenin güvenlik maddesinde gerçekleştirilmiş... Buyurun içimizde, “Uluslararası Barış Gücü.” !

Bu, Nabucco Boru hattını, mevcut boru hatlarını olduğu gibi, PKK, muhakkak sabote etmeye çalışacak... Ve buna karşı “Barış Gücü” müdahale mi edecek, yoksa şimdiye kadar, boru hatlarının güvenliğini sağlayan Jandarmamıza engel mi olacak? Belli değil. Herhalde, Birinci Teskerenin ret edilmesiyle kurtulduğumuz durum, şimdi Nabucco ile gerçekleşmiş, olacak, AB ve ABD ülkemizde üsler kuracak!

Bir şey daha var; “Büyük Kürdistan” böyle değerli, bir projeyi, hiç Türklere bırakır mı? Bunları kayıtlara geçsin diye, yazıyorum, tahminlerde haklı çıkmamayı ve projenin halkımıza hayırlı olmasını diliyorum!

SEVR SENDROMU

Post Modern Ali Kemaller; Cengiz Çandar-Şahin Alpay ve şürekâsına göre, 1919’da Türkiye’yi bölecek “Sevr Antlaşması” bizim hayalhanemizdeki bir paranoyamız! Daha da ileri giderler, Kurtuluş Savaşının bu emperyalist dayatmasına karşı bir mücadele olmadığını sadece Yunanlılarla savaş olduğunu iddia ederler...

Cengiz Çandar şimdi; “Nabucco imzası ’Sevr sendromu’nun defin belgesidir... Nabucco, Türkiye’nin şu ana dek elde ettiği ‘toprak bütünlüğü’ açısından ’emniyet supapları’ndan biri haline gelivermiştir.” diyor. Sakın bu imza Sevr’in hortlatılması demek olmasın!

ÇAĞRIŞIM

Nabucco adı bende, tarih derslerimizde okuduğumuz, fakat bir türlü doğru telaffuz edemediğimiz için, “Ne b... olduğunu bana sor” diye alay ettiğimiz, Babil Kralı II. Nabukadnezar’ı (İ.Ö 605-562) hatırlattı. Nabukadnezar, Babil İmparatorluğu’nu genişletti. Yaptırdığı asma bahçeler Dünyanın Yedi Harikası’ndan biriydi. Bu Babil Kulesinde, çeşitli ırktan insanlar yaşar, çeşitli diller konuşurlarmış.

Nabukadnezar’ın ölümünden kısa bir süre sonra Persler, (İranlılar) Babil İmparatorluğu’nu ele geçirdi...

Tarihte de “teşbihte hata olmaz”!***

 

Yayın Tarihi : 16 Temmuz 2009 Perşembe 11:31:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?