19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Neden ve Nasıl Baş Başa?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kritik ABD ziyaretinin ardından Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, görevinden istifa etti.

Dışişleri “Merkez görevi istedi, talebi kabul edildi” diye açıklama yaptı.
Dışişleri Bakanlığı gelenekleri olan, gerçekten milli bir kurumdur... “Bu Bakanlık dışarıya kız vermez” derler. Dışarıdan tasallutlara ve siyasi atamalara karşı kendisini koruyabilmiş, mensupları “profesyoneldirler”. Bir süre içlerinde hizmet ettiğim için, kendi yaşadıklarıma dayanarak söylemeliyim: Büyük çoğunluğu vatansever ve milliyetçidirler! Başbakanın dediği gibi ve maalesef halk arasındaki izlenimdeki gibi, “Monşer”, züppe değildirler... Ancak AKP iktidara geldikten sonra, siyasi baskıların arttığını ve “tasallutlara” karşı direncin azaldığını hissediyorum... Bu olay da bir dönüm noktası!

PROTOKOLDEN ÖTE

Sorun, sadece bir “protokol anlaşmazlığı” değil; ortada şekli küçük, fakat anlamı derin bir skandal var.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu siyaset bilimcisi, dış ilişkiler profesörü, ama belli ki dış politikada çok önemli, taraflar arasında mütekabiliyeti, karşılıklı saygıyı sağlayan, sağlayacak olan evrensel protokol usul ve kaidelerini ya bilmiyor ya bunlara da önem vermiyor.

Bilmemek kusur değil: “Dışardan” Dışişleri Bakanlığı yapan rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil de,protokol bilmezdi ama profesyonellere saygı gösterir “Ben Bakanım, dediğim dedik, çaldığım düdük” demez, onların tavsiyelerine uyardı. Herhalde Davutoğlu gibi, tepki göstermez, Büyükelçisini istifaya zorlamazdı!

Bu olayın, bu skandalın ayrıntıları herhalde ortaya çıkar ama anlaşılan Davutoğlu, Büyükelçi Şensoy’a “Türkiye’deki görüşmeye Dışişleri Bakanları da girmişti. Siz talebimizi Beyaz Saray’a iletmediniz mi?” diye çıkışmış ve Şensoy’un istifasına yol açan patırtı kütürtü de bundan çıkmış.

BİRE BİR

ABD -Beyaz Saray- Dışişleri protokolü sıkıdır; konuşmalarda, temaslarda tam mütekabiliyet esastır. Yani toplantı ve görüşmelerde katılımcıların unvan ve mevkileri “karşılıklı ve eşittir”. Bunun maksadı da tarafların önemi arasında eşitlik sağlamak Amerika’nın, daha imtiyazlı durumda olduğunu göstermekten kaçınmaktır!...

İki “baş” arasındaki “baş başa” görüşmelerde de, buna riayet edilir! Yani “Baş başa konuşmada”, Başkanın yanında Dışişleri Bakanı veya Büyükelçi varsa, muhatabının -bu durumda Başbakanın- yanında da Bakanı veya Büyükelçisi bulunur. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Beyaz Saray’da olmadığı için, protokol kaidesine göre Davutoğlu’nun konuşmaya katılması mümkün olmamış ve anlaşılan, Amerikan tarafı da bu kuralı açıkça hatırlatmışlar... Davutoğlu da, dışlandığına içerlemiş, Şensoy’a çatmış!

ONUR MESELESİ

Nabi Şensoy çok değerli bir diplomat; her görevinde başarılı, vatansever, bir profesyonel. Her halde, “emir kulu değil, izzeti nefis sahibi”; Bakanın muamelesini onuruna yedirememiş!

SORULAR

Bu olayda, bazı noktalar beni düşündürdü... Erdoğan, Obama ile neden “baş başa” konuşmak istedi? Bu gibi konuşmalarda, Büyükelçiler, Bakanlar bulunmuyorsa, gene geleneklere göre, “not tutan” bir Bakanlık mensubu bulunur... Konuşulanları, muhakkak büyük gizlilikle, devlet kayıtlarına geçirmek için! Başbakanımız, acaba neden “baş başa” gizli görüşmekte, ısrarlı oldu... Konuştukları, istedikleri veya kabul ettikleri, şayi olmasın kavli mücerrette kalsın diye mi? Bu “baş başa” görüşmede, bizden bir “not edici yoksa herhalde -sureta-”, karşı tarafın da “not tutanı olmamak gerekir”... Hem Başbakan “one minute”den fazla İngilizce bilmediği için, bulunması gereken “tercüman”, hangi taraftan? Ne var ki, orası Beyaz Saray’ın “Oval Ofisi”; not tutan birine gerek yok; her konuşma, zaten “elektronik” kayıt altındadır! Kısacası, Amerika tarafında kayıtlar mevcut, ama devlet işlerinde devamlılığı sağlamak için, gereken kayıtlar arşivimizde, olmayacak!

Şu hassas dönemde, bu “baş başa” konuşmanın ayrıntıları Erdoğan’ın, özel sırları olarak kalacak ve şüphelere, endişelere yol açacak. Erdoğan, Obama’ya ne verdi, karşılığında ondan ne aldı? Erdoğan, hem bugün, hem de tarih huzurunda zan altında! Önümüzdeki günlerde, “açılımdan” İran’a, Afganistan’a kadar, her konuya sual işaretleri konacak! Mesele sadece, Şensoy’un istifası, protokol meselesi değil, bir devlet sorunudur!***

 

Yayın Tarihi : 11 Aralık 2009 Cuma 10:48:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?