Bölücülerin, HADEP’İN , Güney Doğuda ikinci bir yapı oluşturarak devlete – adeta meydan okumaları karşısında “Niçin Şaştınız?” diye yazmıştım…Çünkü bu imkanı ve cesareti onlara ,iktidar. AB uğruna uyum uyum vermiş –zemini hazırlamıştı. Şimdi de , Hükümetin ,Başbakan Erdoğan’ın işaretiyle , “zina” konusunda hassasiyet göstererek,TCK Tasarısını CHP ile mutabakat oluşturulduğu halde -son dakikada ve son iki uygulama maddesinde, geri çekmesi , AB’ye meydan okuması ,karşısında şaşıran , “bir kısım m medya” mensuplarına soruyorum; “Niçin şaşırdınız?

….Başbakan’ın ,hükümetinin , AB ‘den bir müzakere tarihi alabilmek uğruna, sarf ettikleri olağan üstü gayretlerin, asıl maksadını anlamamış mı idiniz? …

Aslında ,Başbakan ,Hükümeti ve Partisi , sırtlarını AB’ye dayayarak ,Türkiye’yi kökünden değiştirmek planlarını yürütüyorlardı…Şimdi , “zina” maddesi gündeme gelince ve ,bıçak hassas taraflarına- yani cemaatlerinin hassas yerlerine, dayanınca, gerçek yüzlerini gösterdiler ve Medyadaki siz yalakalarını da tersledirler. Bu “şairane adaleti” hak ettiniz!” ! .

ZAAF MI ?KARARLILIK MI?

Recep Tayip Erdoğan, iki yıl önce Avrupa Birliğinin, mukaddesatımıza karşı bir Hıristiyan Devletler Komplosu olduğunu açıkça söylemişti. Hükümet olduktan sonra ,kostüm değiştirince ,“kökten -,köklerinden” de koptu ve değişti mi? ? Bu şüphelidir , ama eğer gerçekten bu kadar kısa sürede ve radikal olarak değişmişse bir karakter zaafı ve uzun vadede de güvenilemezliğinin işareti olarak algılanmalıydı!
Ama,bence –Erdoğan‘da , kendi inançları açısından karakter zaafı yok.Aksine , ilkeleri i ve amaçları istikametinde-kararlılıkla,hesaplı bir şekilde yürüyordu- ta ki bıçak zinaya ve cemaatlerinin hassas yerlerine dayanıncaya kadar.! AB uğruna,her şeylerini vermeye hazır olanlar ,işte bu noktada durakladılar.

“KENDİ KARARLARIMIZ?”

Erdoğan , “kırkıncı sopa”, zina konusunda hassas yerlerine vurulurken n ,”Biz Türküz- kendi kararlarımız kendimiz veririz” diye celallendi. Ve birden “Türklüğü” aklına geldi Oysa, şimdiye kadar,“Türküm” dediğini pek hatırlamıyorum. Aksine ,bir konuşmasında “Türkiye Türklerindir gibi tezler yanlıştır” demiş ve “Türkiyelilik” kavramının propagandasını yapmıştır. “ Türk” olduğunu neden hatırladı? Milliyetçilere yaranmaya çalışıyorsa, yemezler,, yutmazlar!

“ Kendi kararlarımızı kendimiz veririz” savına gelince; iktidara geldiklerinden beri , AB’nin her konuda iç işlerimize, dış işlerimize yargımıza karışıp her türlü aşağılayıcı dayatmalarına ,mesela Kıbrıs konusunda,KKTC‘yi ortadan kaldıracak planlara, Leyla Zana ve şeriklerinin serbest bırakılması için yapılan baskılara boyun eğerken ve en önemlisi TC Devletinin temellerini oyan uyum yasaların ekspres hızıyla geçirirken , “kendi kararlarını” kendileri mi vermiştir? O zamanlar Erdoğan niçin celallenmemişti? i . Bu gerçekleri “takıyye” bile götürmez.!

CERRE ÇIKIYOR

Başbakan şimdi Avrupa’da cerre- ikna turuna çıkıyor ,.Brüksel’de AB çevrelerini ikna etmeye çalışacak.Ben bu safhada, Erdoğan yeni takiyye ve kelime oyunlarıyla ,Avrupalıları ikna edebileceğini ,kandıracağını sanmıyorum Zaten Türkiye karşıtları bahane arıyorlar!

Verhaugen ültimatomu vermiş ; Tasarıyı , "İlerleme Raporunun" ,6 Ekim’de - açıklanmasından önce kabul edin” diye. Emir büyük yerden’ Erdoğan bu ültimatom karşısında , takiyye ve hülle yapıp, TCK’ tasarısı “zina” olmadan, eski mutabakata göre,6 Ekimden önce Meclis’ten geçirilebilir mi? Meclis takvimine göre mümkün değil çünkü TBMM’ l Ekimde açıldıktan sonra önce i ,Komisyon seçimleri vb .var ve zaman yok! Ama siz gene de “olmaz” demeyin olmazlar oluyor- Ali menfaatler” için bunun da çaresi bulunur.” Hükümet gene makas değiştirir r, bunu da,kendi cemaatlerine , hülle- takiyye yaparak izah ederler, kabul de ettirirler! Çünkü pabuç pahalı ; AB bu yüzden , müzakere tarihi vermez ise veya şartlar, koşullar koyarsa , iktidarları ciddi olarak, tehlikeye girer ve bu “cemaatin” de işine gelmez,çünkü onların da umutları AB’ne bağlı!

MAKYAVEL VE TAKİYYE

İtalyan siyaset bilimcisi Nıkolo Makyaveli’nın 16.Yüzyılda, 1505’te –Rönesans döneminde yazdığı- PRENS adlı “devlet adamlarına öğütler” kitabının başlıca ilkesi şu; “amaçlar uğruna yapılacak her şey r mubahtır” –“ Takiyye “ de bunun “arapçası” …”
Zina konusunda Erdoğan ve AB direnirlerse ,Başbakan , netice almadan dönecek olursa, “B planı” uygulanır- “Biz inançlarımız uğrunda dayandık” diye şecaat arz edilir…

TÜRKIYE KİMLERIN?

Logosunda “Türkiye Türklerindir sözleri, asıl maksat ve ama anlamını kaybetmiş, Rahmetli Sedat Simavi’den sadece bir yadigar olarak kalmış “milli” gazetemizin başındaki Ertuğrul Özkök-bu olayla ilgili olarak, “Hepimiz burunlarına halka takılmış dansçı ayılar gibi oradan oraya sürükleniyoruz ” diye yakınıyor. . Bir defa, benzetme çirkin ve ancak sahibine raci olabilir. Fakat “burunlara takılan halkayla sürüklenme” diye bir olay varsa –ki vardır -; bunu yapanlar kendileri ve Medyamızın “25’likleriıdir. Erdoğan’ın gerçek yüzünü, eski sözlerini ,mesela ,”Demokrasiyi ı maksatlarına göre binip, inecekleri tramvaya benzetmesini” unutup holdinglerin çıkarları uğruna yalakalık edenlerdir asıl gafil olanlar ve halkı aldatanlar.!.

BAYKAL

Bir sözüm de, Sayın Baykal’a AKP’nin ve Erdoğan’ın bu siyasi zinası-aldatması karşısında tezini hala AB’ nden tarih almaması ve Avrupa Birliği yolunun tıkanması tehlikesine dayandırıyor. Aslında- bu olay , AB mantığının, AB’ ne güvenmenim takılı kalmanın ve bu sürüngenliğe razı olmanın, ne kadar yanlış olduğunu da göstermiştir. Ben, Türk halkının da artık bu oyunları anlamayacak kadar aptal olmadığına inanıyorum. Cesur ve dirayetli devlet adamları,sivil asker aydınları artık şu “AB ne taraftarız” amentüsünden vazgeçmeli , Türkiye’nin yolunu ,Atatürk’ün işaret ettiği gibi “yabancıların planlarına ve direktiflerine göre değil , kendi milli çıkarlarımıza göre ,tayin etmek cesaret ve dirayetini göstermelidirler..

Yahu” diye seslenmek geliyor içimden_ “ Bütün bu olup bitenlerden sonra hala neden “ağaçlara” – ayrıntılara takılıp, asıl ” ormanın bütününü” neden görmüyorsunuz? İplerin yabancıların ellerinde olduğunu ve Türk Devletinin ve varoluşumuzun tehlikede olduğunu anlamıyor musunuz? Zina konusunu da şöyle veya böyle atlatırlar ama bu gerçek değişmez!
GÜNÜN İNCİSİ –“ Avrupa Birliğiyle bir sorunumuz yok!” Recep Tayyip Erdoğan!