"Nefes-Vatan Sağolsun” filmini nefes nefese, gözlerim yaşlı, seyrettim... Başarılı bir yapım!
Ama benim için önemli, anlamlı olan, bu filmin gösteriminin, bu bağlama denk düşmesi!... Filmi izlerken düşündüm: Biz filmi rahat koltuklarımızda seyreder ve bazıları, PKK ile mücadele ve Türk Ordusu hakkında ahkâm keserlerken, Güney Doğu, Kuzey Irak dağlarında aynı olaylar aynen yaşanıyor, askerlerimiz ölüyor... Bugün dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir durum yok!
Askerlerimiz, Erdoğan’ın dediği gibi, “savaştan nemalananlar uğruna” boşuna mı savaşıyor ve ölüyorlar! Son günlerde Habur ve Diyarbakır’daki PKK “zafer gösterileri” DTP’nin, “kazandık- kazanıyoruz” diye meydan okuması, Karakollarımıza saldıran askerlerimizi şehit-gazi eden PKK’lıların “Zafer” kahramanları gibi karşılanması! Bunlar, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü için mücadelenin, ne kadar zorunlu ve meşru olduğunu gösterdi...
Fakat neredeyse, TSK ve komutanları “savaş suçlusu” ilan edilecekler...
Ancak; “Nefes” teki o askerlerimiz boşuna savaşmıyor, ölmüyorlar, gazi olmuyorlar, bizim evlerimizde, köşelerimizde rahat oturmamız ve bazılarının köşelerinden, bol keseden ahkam kesiyor ve paradoksa bakın ki Orduya pervasızca imkan vermek için, savaşıyorlar.
O KARAKOL
Nefes’teki “Karakol”, o bölgede PKK saldırılarının hedefi olan, onlarca karakoldan biri; bu karakollar, TSK’nın kendisi... Ama gelin görün ki, şu sırada bu TSK, sadece PKK’nın, bölücülerin saldırsına karşı savaşmıyor, dört bir taraftan ve arkasından saldırı, kuşatma altında!..
“Belge -Plan” iddialarıyla Komutanlar hatta Genelkurmay Başkanı bile yargılanacak ve Atatürkçü olmaktan, Türkiye’nin “Birlik ve Bütünlüğü” için mücadele etmekten başka suçları olmadığına inandığım emekli askerlerin yanına, Silivri’ye gönderilecekler!
Suçları, en başta PKK ile mücadele etmeleri ve asli görevlerı icabı, irticaya karşı tedbirler aramaları!.. “Cemaati, AKP’yi bitirme belgesi” sonra “irtica ile mücadele planı”! Tehlikeler bugün, her zamankinden fazla varit!... Fakat “iyi niyetli, vatanseverliklerinden şüphe etmediğim”, bazı dostlarımız da, maalesef Komutanları “olasılık planları” hesapları yaptıkları için suçluyorlar! Sağduyulu Oktay Ekşi kardeşim bile “Enver Paşa devrinde değiliz” demiş.. Pek iyi, hangi devirdeyiz? Artık Mustafa Kemal devrinde de değil miyiz! Hayır: “açılımlar” devrindeyiz!
NEREDE OLURDUK?
Orgeneral İlker Başbuğ, “teröre karşı mücadele edilmeseydi, bugün nerede olurduk” diye sormuş. Ben de soruyorum: Türk Ordusu olmasaydı veya sözde aydınların ve AB’nin istedikleri gibi, etliye sütlüye karışmadan, kışlasında, “yan gelip yatsaydı” bugün nerede olurduk? Cevap: Bugün istedikleri yerde! İrticaya kökten taraftar, “laik” Cumhuriyeti devirmek isteyenlerden, 2. Cumhuriyetçilerden vazgeçtim, gerçekçi olalım; TC’nin birliğini, “iyi niıyetli” yazarlarımız köşelerinden, vatansever siyasiler ve muhalefet nutuk vererek nasıl koruyacaklar? İrtica ve bölücülük nasıl bitirilecek? Yoksa, bizi AB ve ABD mi koruyacak? Millet çıldırana kadar mı?
Nefes’teki Karakoldaki askerlerimiz, silah ve teknoloji gücünden başka yüksek eğitim ve moral düzeyini gösterdi.. Bu güç Çanakkale’deki, Kurtuluş Savaşı’ndaki ve Kore Savaşı’nda, benim yakından tanığı olduğum, aynı güç! Türkiye’yi“güçlü” yapan güç!
“İyi niyetli” arkadaşlarımdan istirham ederim; Türk Ordusunun başka hiçbir orduda eşi olmayan, parayla ve pulla satın alınamayacak, Türkiye’yi “güçlü” yapan, gücünün yok edilmesine, gafıl ve hainlerle birlikte, ortak olmasınlar!
Nefes filmi şu sırada bana ve millete bir nefes gibi geldi.. Bu film, sıradan bir film değil, duygu ve inanç ürünü! Senaryo yazarına, yapımcılara ve rollerini inançla yapan oyunculara teşekkür ederim, bana hiç olmazsa biraz “nefes” aldırdıkları için!***
Cenabı ALLAH, Size sağlık ve uzun ömür versin. İyiki varsınız, iyiki yazıyorsunuz. Sizin her yazınızı okumamda, Vatanıma sevgim ve Askerime güvenim bir kat daha artıyor.YAŞASI TÜRK ORDUSU, YAŞASIN BAĞIMSIZ TÜRKİYE. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.