23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Orhan Pamuk'u suçluyorum

Türk milletinin kaderinin ve Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinin önce Almanya seçimlerine bağlı olmasının ne kadar acı olduğunu yazmıştım. Ancak daha acısı bunların bir de “Pamuk İpliğine” bağlı olması yani, Şişli Cumhuriyet Savcısının “büyük romancımız” (!) hakkında, TCK’nin 301maddesi gereğince “Türklüğü alenen aşağılamak suçundan” dava açması – AB Çevreleri tarafından 3 Ekimde başlaması beklenen müzakerelere engel telakki edildi ve New York Times gazetesi başyazısında Başbakanı bu konuda “uyardı”.

Başbakan Erdoğan gerçi yargı ya müdahale edemeyeceğini söyledi ama düşünce ve fikir özgürlüğü konusunda iktidarını görülmemiş adımlar attığını söyleyerek , sıkıntısını ima etti…Bazı yazarlar Savcının davayı 30 Hazırdan da açmış olmasının ve konunun adli tatil dolayısıyla gündemde kalmasında İktidarın AB planlarını ters yönde etkilemek kasti olduğunu ima ediyorlar…Hani yargı bağımsız olmalıydı!. ? Bunu anlaşılan NY TİMES yazarı da bilmiyor…

PAMUK İPLİĞİ VAKASI

Gene geçen bir yazımda ,Pamuk'a destek kulübünüm hangi atık su yollarında buluştuğunu yazmıştım ; Türklüğü aşağılamanın ,aydın olmanın .anından sayanlar -Pamuk için seferber ve Şişli Cumhuriyet Başsavcısını hedef almışlar..

Başsavcı Avrupa Birliğinin "nurlu yoluna" engel oluyor diye. Çünkü Müzakereler başlarsa- dava da hemen ardından, 10 Aralık’ başlayınca, Kıbrıs vb gibi asıl engellerin yanı başında Pamuk engeli de AB tarafından mazeret olarak kullanılacak..Murat Yetkine göre hele, Pamuk efendi mahkemeye kendisi gelmez de, ihzaren ,elleri kelepçeli getirilirse – bu aslında Türkiye'nin yargılanması olacakmış ve de “Nobel Ödülü” kesinleşecekmiş…Pamuk da bu işareti aldı ya, kendiliğinden gelmez kelepçeli pozlar verirse hiç şaşmayım…Kitaplarının arkasına bun pozların fotoğrafları konur ve bütün dünyada çok satarlar. Zaten maksadı da bu değil mi?

ASIL SUÇU

Ancak ben Sayın Başsavcı Metin Fadıllıogluna Orhan Pamuk hakkında dilekçe ile suç duyurusunda bulundum. Orhan Pamuk Türklüğü alenen aşağılama sucundan başka ve bence asış “PKK Terör örgütüne yardımcı olmak ve bölücülüğü teşvik etmek suçundan yargılanmalı ve suçunun karşılığı olan cezayı almalıdır. Bu yapılmalıdır ki , insanların sadece milletlerini aşağılamaları değil, bölücüleri teşvik etmek-terör örgütçüne yardımcı olmaları cezasız kalmamasın ..ve dünya alem de sözde “büyük Romancı olmanın” ihanete dokunulmazlık sağlamayacağını anlasınlar…

DİLEKÇEM

“Sayın Başsavcılığınız tarafından romancı Orhan Pamuk hakkında, bır İsviçre gazetesine verdiği beyanatta “Türkiye Bir milyon Ermeni'yi ve 30.000 Kürt’ü öldürmüştür” dediği içi Türklüğü aşağılamak ve hakaretten dolayı kamu davası açılmış olması ,bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak beni çok mutlu etmiştir. Milletimizin, devletimizin onurunu korumak maksadıyla yapmış olduğunuz bu hareketi candan tebrik ediyorum. Ermeni konusundaki olayları o olayları bizzat yaşamış olan babam ve amcamdan bire bir bildiğim için , bu yalanlarla mücadeleyi desteklemeyi görev biliyorum. “30.000 Kürt'ün öldürüldüğünün de yalan olduğu ve PKK terör örgütünün eylemlerinde aslında 30.000 askerimizin, polisimizin ve vatandaşımızın şehit edildiği de aşikardır. Bu böyle iken bu gerçeği tahrif etmek ve böylelikle milletimizi dünya kamuoyu nezdinde küçük düşürmek, “Türk” romancısı olduğunu iddia eden Orhan Pamuk’un yanına bırakılmamalıdır. Ancak kendisi hakkında n Türklüğe hakaretin yanı sıra; PKK –Kongragel Terör örgütüne yardımcı olmak ve bölücülüğü teşvik etmek suçlarından da dava açılması gerekir. Çünkü PKK terör örgütü ve bölücüler bu iddialar kanlı eylemlerime gerekçe ve mazeret olarak kullanmaktadırlar . Bu davaya müdahil edilmemi ve Orhan Pamuk hakkında terör örgütüne yardımcı olmak ve bölücülüğü teşvik etmek suçlarından da dava açılmasına müsaadelerini arz ve talep ederim. “

SOYKIRIMI SEMPOZYUMU

İstanbul 4.İdare Mahkemesi 23 Eylülde Boğaziçi Üniversitesinde yapılacak “Ermenilere Soykırımı yaptık” sempozyumunu durdurma kararı verdi Bır defa siz şu çifte ölçülere bakın- İsviçre ve diğer Avrupa ülkelerinde “Soykırımı yapılmadığını iddia etmek kanunen yasak, ama bizim Başbakanımız ve liboşlar, bu konferansın durdurulmasını düşünce özgürlüğüne aykırı buluyorlar! Malum gazetelere göre “Yargı Bilimi Durdurmuş!” Hangi bilim? Bu gazeteler ve aydınlar acaba Avrupa ülkelerinde- İsviçre’de “Yargının” “Soykırımı yoktur” deyenleri hapse atmasına karşı neden seslerini yükseltmezler? Çünkü onlara göre “bilim” kendi bilgiçlikleridir. Aslında TBMM nın de mukabele olarak “soykırımı yapıldığını” iddia eden yerli ve yabancıları hapisle cezalandıracak bır kanun çıkarması gerekiyor: takkeli, püsküllü liboş

İstanbul 4. İdare Mahkemesi kararını , Sayın Başbakanımız da “kişisel” olarak kınamışlar ve bu kararın demokrasi ve özgürlüklerle bağdaşmadığını söylemişler.. Ama Sayın Başbakan ,kendisi hakkında karikatür yapan ve yazı yazanları mahkemeye verip, cezalandırılmalarını düşümce ve ifade özgürlüğü ile bağdaştırır!

Takkeli, püsküllü liboşlardan Taha Akyol da, CNNTürk'te Mahkemeyi gayrı hukuki davranmakla suçladı; bu karar dışarıda devletin soykırımını örtbas etmek hareketi olarak algılanacakmış…Be gam; Konferans yapılsa ve bizim sözde bilim adamları yapıldığı konusunda tezler açıklasalardı - , devlete ödül verilecekti!...O ödüller Pamuk ve kendi tarihlerine ihanet edenlere verilir!

Yayın Tarihi : 23 Eylül 2005 Cuma 12:41:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?