19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Orman, Ağaçlar ve Kökler!

Türkiye’nin halleri; dallarla uğraşmaktan ormanı göremiyoruz- dallarla uğraşırken yaprakların farkında değiliz… Bütün bunlar içinde boğulmuşken, ağaçların köklerine inemiyoruz! “Kürt Sorunun” kısa özeti de bu!

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ askerin, sarmal olmuş. “Kürt Realitesine” -“Kürt Sorununa - Terörle mücadele” konularına, bakışını- hem akademik hem de realist olarak değerlendirdi.

Bu sorunları ve bundan sonra alınacak tedbirleri doğru değerlendirmek, saptamak ve uygulamak için “Kürt sorununun” güncel boyutlarından önce, bölücülüğün en az bir asırlık tarihini, Cumhuriyetten önceki ve hemen sonraki Kürt başkaldırılarını ve sebeplerini- tarihteki ve zamanımızdaki provokatörlerini, iyi bilmek gerekir!

“Küt realitesi” her şeyden önce dün, Osmanlı döneminde de, bugün de, bu coğrafyada –ülkemizde, Kürt halkının var olduğudur!

Türkiye’de Kürtler bugüne kadar, savaşta ve barışta, ülkenin tasalarına ve sevinçlerine ortak oldular. Çanakkale’deki ve diğer şehitliklere bakın; Kürt, Zaza şehitler Türklerle, Çerkezlerle, Arnavutlarla yan yana yatarlar. Onlarla kız alıp verilmiştir! Hatta hangi aşiretin Kürt, hangisinin Türk olduğu bile belli değildir! Eti, tırnaktan nasıl ayıracaklar? Bu, bizim zenginliğimiz ve üstünlüğümüz, gücümüzdür… Asıl inkâr edilemeyecek “realite” de budur.

TÜRK KORKUSU

İşte bunun içindir ki, öteden beri “Türk Tehlikesinden” korkan yabancı Devletler, bu gücümüzü kırmak “Türklerden kurtulmak” için bu ülkede yaşayan etnik gurupları, Türk devleti aleyhine kışkırtmışlar araya nifak tohumları ekmişlerdir.

Bunun somut delillerinden biri şudur: I.Dünya savaşından yenik çıkan Türklerin, yeniden canlanmasından endişe eden İngiltere’nin ajanı Binbaşı Noel, Kürtleri tahrik etmek için Doğu Anadolu’ya gelmiş ve Bedir han, Kürt aşiretinin yardımıyla, Mustafa Kemal’i, Sivas’tan kaçırmaya teşebbüs etmişti! Noel, o zaman Hükümetine gönderdiği raporda –aynen “Kürtlerde milli duygular, milliyetçilik yok, ama biraz ‘iteleyerek’ bunu oluştururuz” diyordu. Bu tohumlar çoktan yeşerdi, meyveler verdi ve şimdi de “umutlar” somut olarak, Türkiye’yi bölüp, “Büyük Kürdistan’ın” kurulması gerçekleşmek üzere!

“BÜYÜK OYUN”

Türkiye’yi bölmek – Doğuyu Kürtlerle Ermeniler arasında paylaştırmak, sonra da Türkleri, Anadolu’nun batısına sıkıştırmak “Büyük Devletlerin” eski projesi. Bu projenin haritası 1896’da ABD Kongresine sunulmuş sonra 1919 da Sevr’de masaya getirilmişti. Şimdilerde de aynı amaçlarla, ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi” olarak tezgâhta! .Aynı eski Harita Amerikalı Binbaşı Ralph Peters’ın haritası olarak tedavülde – hatta parçası olduğumuz NATO'nun gizli gündeminde idi.

19. Yüzyılda, Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkaslarda, Avrupa “Büyük Devlerinin”, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’nın, “Beyaz Şeytanları”-ajanları- mücadele ediyor, “Büyük Oyunu” oynuyorlardı... Söz konusu, “İpek Yolunun”- Hindistan Yollarının paylaşımı, Güvenliği idi. Şimdi, bu eski “oyunun” yeni senaristi ve başoyuncusu ABD! Şimdi söz konusu “petrol kuyularını” enerji ve ulaşım hatlarını güvenceye almak, Orta Doğu’da, Kafkaslarda, Rusya ve İran’a karşı tedbirli olmak!

Eski “Büyük Oyunun” bir parçası “Büyük Devletlerinin” , “hasta adam “ Osmanlıyı nüfuzları altına almak, “mirasını” paylaşmak ve sonunda da, eski İngiliz Başbakanlarından Gladsyone’nun istediği gibi, Orta Asya steplerine sürmek- mümkün olmazsa da, Anadolu’nun bir köşesine sıkıştırmak!

Velhasıl; “Kürt sorununun” sadece Cumhuriyet kurulduktan hemen sonraki dizi Kürt isyanlarına ve sonra, ‘1960’dan sonra 27 Mayıs darbesinin cadı kazanından çıkan PKK terörüne bağlamak çok yüzeysel olur. Bunlar dallar –yapraklardır – asıl Ormandaki ağaçlarının kökleri çok derindedir!..

Bu böyle olunca, bölücülükle, yüzeysel tedbirle- genel afla- DTP/PKK’yı Mecliste bulundurmakla, “vatandaşlığa bağlı “Türkiyelilik milliyetçiliği” anlayışıyla, – ABD’nin başını çektiği “Barışçı çözümle” engel olunabileceğini umut etmek, en hafif deyimiyle, gaflet olur! Büyük “Ormanı” – “Büyük Kürdistan” gerçeğini- görmemek olur! Gelecek yazılarımda “Ormanı” iyi görmek için, “yaprakları temizlemeye, dalları budamaya” çalışacağım!***

NOT – Bugün 23 Nisan, hiç de neşe dolmuyor insan.
 

Yayın Tarihi : 23 Nisan 2009 Perşembe 00:31:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?