1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Ortanın Solu, Ortanın Sağı


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, partisini “ merkez sağa açılmak” kararı veya önerisi üzerine, bazı “sosyal demokrat” çevrelerde küçük kıyamet koptu , bazı CHP'li Parti içi muhalif milletvekilleri, “partimizi sağa kaptıramayız”diye ayaklandılar…Sağcılığı –sağcıları “faşist canavarlar” bellemiş olanlar ve mesela kendileri Parti yönetimde iken, parlak bir performans gösteremeyen, -atılım yapamayan Oktay Ekşi ve Altan Öymen gibi CHP’liler de karşı çıkıyorlar..Oktay Ekşi, bu atılıma “olmayacak dua” diyor ve “amin demiyor” çünkü CHP seçmenlerine “ihanet” imiş, CHP “ortanın solundan”- sosyal demokrasiden ayrılamazmış! 

BAYKAL NE DEDİ?
Eğer Baykal’ın, Murat Yetkin’e bu konuda söylediklerini dikkatle okursanız böyle bir iddiası ve önerisi de yok. Anlayabildiğim kadar- Türkiye özellikle Cumhurbaşkanlığı konusunda kriz dönemine girerken, gerçekte Cumhuriyet tehlikede iken, CHP’yi bütün kesimlere açmak, siyaseti topsulaştırmak ve de “sivilleştirmek” istiyor. Muhtemelen CHP ye yeni kan getirmek de istiyor!
İddialara göre “Ortanın solu” geride kalıyor. “sağlanıyor” - CHP sağa kaydırılıyormuş. .Baykal’ın açılımında, ,bence, aslında böylesine radikal ve ideolojik bir sapma söz konusu değil. Baykal’ın,”askercilik” ve darbe tahrikçiliği yaptığı iddia edilirken, bu öneri hem önerisi,aslında, hem “pratik” hem de “ idealist”! 

“Ortanın solu” CHP’nin kuruluşunda temel ideolojisi değildi. Bu “sapma” veya “acılım” , İsmet İnönü tarafından, o günlerin koşullarına göre, önce slogan olarak ortaya atılmıştı. …Bu sloganın içini doldurmaya çalışan artımın eski Genel Başkanı Ecevit. Sonra yorum farkı yüzünden Partiden ayrıldı ve “sosyal demokrasiyi “ demokratik sol” olarak belirledi. Yani her parti, günün ortam ve koşullarına göre böyle ayarlamalar yapılabiliyor!
Baykal’ı ve yaklaşımlarını savunmak bana düşmez ama bir defa Baykal’ın bu hamlesinin karşısında olanlara bakalım. Bunlarönce, gericiler ve AKP çevreleri. Sonra ,”Laiklik demokrasiden önemli olamaz” diyebilen ve “demokrasi uğruna” irticanın, gericilerin “demokratik yollardan” iktidarda gelmesini ve yeni Cumhurbaşkanın seçmesini kabul etmeye hazır- Baykal'ı Kızılelma saflarında olduğu için eleştiren “enteller”. Bu zımni anti-Baykal ittifakta , organlarında “aman CHP NHP İttifakı geliyor” diye feryat eden PKK, bölücüler ve İmralı’dan, bu yolda uyarılar yapan APO da var… Sadece bu koroya ve söylediklerine bakarak, insan Baykal’ın “açılımının ülke için hayırlı olacağını düşünüyor.
DOGMAMLAR MI –ÜLKE ÇIKARLARI MI?
Politika-politikacılık “amaç” mıdır yoksa “araç” mıdır, Siyasi Partiler” amaç” mı, yoksa “araçlar” mıdır? Şu bağlamda bu soruların cevaplarının kesin olarak verilmesi gerekiyor. Eğer siyaset, siyasi partiler demokraside ve ülke yönetiminde – insanlarımızın zihinlerinde ülke çıkarlarınızın da üstünde amaçlarsa sağlıklı ve tutarlı bir demokratik düzenin kurulması ve işlemesi imkânsızdır.
Aynı mantıkla, sağcılık-solculuk-“ortanın solu-ortanı sağı” ,aslında ülke ve toplumda ekonomik, sosyal vb sorunları çözmek için yöntemler araçlar olmak gerekirken, bunlar dokunulmaz tabular ve dogmalar haline getirmek ve böylelikle de anlamsız, hatta kanlı çatışmaların alanı yapmak da yanlıştır ve yanlış olmuştur.
Daha kısacası ve açıkçası, eğer er ülke yönetiminde ve siyasi ilişkilerde ülke çıkarları değil de böylesine tabular ve de bağnaz partizanlık egemen olacaksa başımız beladan ve bunalımlardan kurtulamaz. Ki- geçmişte böyle olmuştur. du..
Bunun çok güç olduğunu-olacağını kendi nefsimden biliyorum… Ama. Özellikle e şu sırada, ülke büyük ve parti çıkarlarından çok daha üstün tehlikelerle karşı karşıya iken ve “milli çıkarlar söz konusu iken salgı sollu vatanseverlerin “milli çıkarlar” uğrunda bu sendrom’dan tabulardan kendimizi kurtarmamız lazım! 

Bu “kurtulma”, tabiatıyla, sınırlı olacak- daha geniş çapta aşırı sol aşırı sağ ayırımından kurtulmak hem mümkün değil hem de fazla iyimserlik olur… Ben gerçek vatanseverlerin , “ortak camiasından “söz ediyorum. Ki böyle bır Kuvveyi Milliye camiası kendiliğinden oluşmuş bulunuyor. Bu harekette salgı ve sollu milliyetçiler –ulusalcılar artık buluşuyor ve güç birliği yapıyorlar. Liberallerim gericilerin ve de bölücülerin korkusu da bu! 

Yakın tarihimizde bu sağ-sol kavgaları ve liderlerin saplantıları kişisel kavgaları ülkeye çok pahalıya ve gençlerimizin hayatlarına mal oldu. Denecek ki o zamanın şartlarında bunlar belki kaçınılmazdı ve artık tartışmak akademik olur… Ama ben bugünden ve yarından söz ediyorum ve diyorum ki, gerçek vatanseverler, politikacılığı nihai amaç ve işlev saymayan, partizanlığı meslek edinmemiş olanlar, kendilerini. Ülkeyi ve siyaseti bu dogma ve tabulardan kurtarmalı “ortanın solu” veya “ortanın sağı “yolları yerine ülkenin gerçek çıkarları yolunu bulmalıdırlar… Bunu eski bir “sağcı” olarak –milliyetçiliğimden hiç bır şey kaybetmeden ben söylüyorum.
. İşte Deniz Baykal’ın son “çıkışını" bır de bu “açılardan” düşünmek lazım!
Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2006 Çarşamba 12:48:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?