31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Özürler ve kabahatler

Türkiye, savaş alanı gibi… Pandoranın kutusunun kapağı açılmış, bütün pislikler, dişili-erkekli bütün solucanlar ortada. Ağzı olan konuşuyor ve meşhur olmak için zem zem kuyusunu pisletir gibi, Atatürk’e saldırıyor… Ülkenin bütün çivileri, vidaları çıktı, şimdi Cumhuriyetin tabutuna çakılmakta!.. Ahval ve şerait aynen böyle ve hepimiz adeta hipnotize olmuş gibi bu süreci aymazlıkla izliyoruz. Allah encamımızı hayrede!..

Başbakan Erdoğan, şu sırada maksatlı olarak hortlatılan Dersim konusunda, fuzuli işgalcisi oldukları “Devlet” adına özür diledi ve bir özür dileme furyasıdır başladı… Günahımız, suçumuz, “Türk” olmak; tarihimizden özür dileyeceğimiz çok olay, çok millet var…

Evet; Hititlerden, Urartulardan, Eski Yunalılardan, Romalılardan, Çinlilerden, Araplardan ve ülkemizi işgal eden ve kovduğumuz mesala İngilizlerden, Fransızlardan, İtalyanlardan ve Yunanlılardan da ve tabii Ermenilerden tez zamanda “devlet” -Mustafa Kemal- adına özür dilememiz gerekiyor. Günahlarımızı affettirmek için Van’daki Kilisede, Fener’deki Patrikhane'de ve herhalde gene Kiliseye dönüştürülecekse Ayasofya’da kaç mum yakmak ve Fatih Sultan Mehmet adına da özür dilemek gerekecek!? Türk olmak çok güç, özürlerimiz kabahatlerimizi affettirmeye yetmeyecek!

***

Tabii bu furyada başta Kürtlerden de, sadece Dersim vesilesiyle değil, tarihte onlara çektirdiğimiz eza ve cefadan dolayı ve Cumhuriyet döneminde onları “asimile” ettiğimiz için, daha doğrusu onları Türklükle şereflendirmek ve “Türkler” olarak mutlu kılmak için benimsediğimiz ve çoğunu da her alanda en yüksek mertebelere çıkardığımız için de özür dilememiz lazım…Ve bu da gündemde!

***

Cumhurbaşkanı Gül bir süre önce müjdelemişti: “Kürt sorununda iyi şeyler olacak” diye. Anlaşılan bölücü eşkıyalarla müzakereleri kastetmiş; iddiadan öte habere göre; eşkıya ile devlet kurumları arasındaki müzakereler kıvamına gelmiş ve İmralı’dan özel uçakla getirilecek APO ile Dolmabahçe’deki ofiste buluşma ve imza töreni yakınmış…”Olamaz” demeyin; her şey oluyor… Erdoğan KCK’lılara operasyonlara devam ediyor ve çok iyi de yapıyor… KCK’lılar hiç kuşkusuz PKK gerillalarının modern giyinmiş kent eşkıyaları... Eğer müzakereler iddiaya göre kıvamına gelmişken KCK operasyonları niye yapılıyor?! Ama şamamalı; bu Erdoğan’ın tavrına ve ilkelerine uygun: ”Hem mücadele ederim hem de müzakere ederim” demişti…

Bölücüler, PKK da şaşkın ve şikayetçiler… Bu konuda “iyi şeyler” olacak diyen Cumhurbaşkanı “Olacaktı ama PKK sabote etti” diyor… Yılanlardan başka ne beklerdiniz Sayın Cumhurbaşkanı?

***

Ama gerçek şu: TC devleti sade AKP iktidarı değil. Öncekiler de Kürt siyasetinde PKK ile mücadelede bir o yana, bir bu yana yalpalarken bölücüler hiç şaşmadan, yalpalamadan “Büyük Kürdistan” a doğru emin ve uygun adımlarla ilerliyorlar. Apo darağacının altından, neredeyse Dolmabahçe ofisine getirilecek!!!

Şimdi umut, bir zamanlar kırmızı pasaportlarını ve peşmergelerinin postallarını verdiğimiz “Büyük Kürdistan” Devletinin cumhurbaşkanı adayları Barzani ve Talabani’de bu konuda PKK’yı ikna etmeye çalışıyormuş ama eşkıyalar ona derlermiş ki; “Silahı bırakıp dağdan şehre inmemiz isteniyor. Gideceğimiz yer neresi? Ev mi yoksa hapis mi?” Bunun için de, silahı bırakma konusunda iki şartları varmış. Birinci şart; “Genel af ilan edilsin” ve sıkı durun ikinci şartları; “Hazırlanacak yeni anayasada ’Türkiye’nin hepsi Türk değildir. Türkiye birçok ırktan oluşur’ ifadesine yer verilsin.”

Emirleri olur. Analarımızın, babalarımızın nikah kağıtlarını, vatanımızın tapusunu da isterler mi? Ama ödeyecekleri bedel, bu tapuyu almak için ödediğimiz bedeldir. Öyle olması gerekir!

***

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, müzakereler konusunda bir şey söylemese de Apo’ya affa şiddetle karşı çıktı. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğunu söyledi ve dedi ki “Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bugüne kadar on binlerce vatandaşımızın ölümünün sorumlusu olduğuna dair kesinleşmiş yargı hükmüne rağmen, teröristbaşının cezasının hafifletilmesi anlamına gelen taleplerin gündeme getirilmesini hayretle karşılıyorum. Böyle bir sonucu Türk kamuoyu, vicdanlar kabul etmeyecektir”.

Ben her şeye rağmen Erdoğan’ın, sonunda Nobel ödülü almak olsa da bu oyuna gelebileceğini, Apo’dan PKK’dan özür dileyeceğini sanmıyorum. TIME dergisinin “kapak” yazısında TSK’yı dizginlediği ifade edilse de ondan büyük “millet” var.

***

Bülent Arınç “sıkıysa darbe yapsınlar” diye meydan okumuş; Türk ordusunun “dili yandı”, içerde ve darbe yapmaz, yapamaz…Ama Arınç fazla umutlanmasın; daha büyük ”Millet” var! ..
 

Yayın Tarihi : 29 Kasım 2011 Salı 10:15:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?