Paralı Askerler

Uzun süredir türlü yöntemlerle TSK yıpratılmaya çalışılmakta. Ordunun “vesayetini” kaldırmak, bu sürecin “demokratik” kılıfı... “Ergenekon kapsamı”, “Balyoz, “Kafes” vb.. davaları da sözde hukuki, fakat aslında adalet ve insanlıktan yoksun yöntemi!

Bunu yapmaya çalışanların sıfatları, konumları muhtelif, ama emelleri, gerekçeleri aynı; TC’nin koruyan, kollayan ve bunun için, irtica ve bölücülükle mücadele eden Ordusundan intikam almak ve bu gücü saf dışı bırakmak! Bu hareketlerin önemli ve sinsi bir tarafı da, en pespaye “dinleme” dedikodu ve iddialarıyla, milletin ordusuna geleneksel güvenini sarsmak! Başarılı da oluyorlardı ama yetmedi, şimdi yöntem başka; aslında edilgen olacak bir “Profesyonel Ordu”!

Türk Ordusu, zaten hem “gönüllü”, hem de “profesyonel” bir ordu. Dünyadaki ayrıcalığı ve üstünlüğü de bu! Ordunun reform, güçlendirme ve özellikle terörle mücadele şartlarına göre eğitimi anlamında daha “profesyonel” hale getirilmesi ve “Komando” tipi özel birliklerin, çatışma bölgelerinde konuşlandırılması, Genelkurmayın devamlı projesi ve uğraşısıdır!

Ama şu sırada AKP hükümeti, Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül birden bire, tabir caizse “rol çalıyorlar” ve zaten mevcut projeye sahip çıkıyorlar! Fakat büyük farklarla!

Zaman ve zemin müsait. Gerekçe terörle mücadeleyi, profesyonel birliklerle daha etkin kılmak!

Tatlandırıcılar var... Maliyeti düşürmek ve “paralı” askerlikle yeni istihdam alanı açmak, gençlerin bedavaya “zoraki askerlik angaryası” yerine, para kazanmalarını, sağlamak... Ne cazip değil mi? Hatırlatayım; “Bedelli Askerlik” gerekçeleri de aynı idi.

ŞEYTAN AYRINTILARDA

Fakat dikkat edin; bu yeni hamlenin altında ve arkasında, TSK’yı bölmek, “sınır birlikleri” vb.. adıyla ayrı bir Ordu kurmak, “Nizam-ı Cedit” yatıyor.

Önce kavramları tespit edelim; “Profesyonel Ordu” başka, “Paralı Askerlik” başkadır. İktidarın ve yanaşmalarının istedikleri, “paralı askerliktir”. “Paralı askerlik” aşağılayıcı bir kavramdır. Gönüllü vatan hizmetinin yerine, “para mukabili hizmet” anlayışıdır. “Paralı askerler, Gurkalar-Lejyonerler gibi”, gerektiğinde en yüksek fiyata, yabancıların hizmetine de “pazarlanacak”. Yani parayla ölçülemeyecek “fedakârlık” ve “kahramanlık” yerine, “en yüksek fiyatı verene... Bu kadar hizmet”! Acaba, bu sistemin “yan mahzurlarını” görmüyor, anlamıyorlar mı? Bu “profesyonel Ordunun” personeli, subayları kimlerden oluşacak? Merih’den veya başka kaynaklardan gelmeyeceklerine göre, tabii ilk başta akla gelen mevcut ordudan “para karşılığı” aktarılacaklar-ayartılacaklar. Sonunda TSK’nın içi para mukabili boşaltılacak!.. Ve “din, iman, para” olunca, Millet Ordusunun o “ruhu” kalır mı? “Paralı Ordunun” elemanları görevde iken ve ayrıldıktan sonra “para mukabili” kirli işlere bulaşmazlar mı? Hele uyuşturucu vb.. kaçakçılığının “şeytan üçgeni” sınırlarında, “nemalanmak” yolunu seçmezler m?

ORDU – MİLLET

Türk milletinin, parayla pulla satın alınamayacak ve yeri teknoloji, hatta silahla doldurulmayacak bir “haznesi” bir ayrıcalığı vardır; “Türk Ordusu” milletin ordusu-ordu millet! Bu başka hiçbir ülkeye nasip olmayan bir nimettir! İşte yok edilmek istenen de budur! Kısacası, bu “Profesyonelleşme” dedikleri, “Paralı Askerlik” ise -ki öyle anlaşılıyor- sonuçta Türk Ordusunun “ruhunu çalmak” olacaktır! Bu “ruh” tarih boyunca Türk Ordularının “gücü” olmuştur ve şimdi de vatanın gücüdür! “Güçlü bir ordu olmazsa, vatan da güçlü olamaz.” Türk Ordusunun başka bir özelliği de, Osmanlı döneminden beri, bütün çağdaş reformların, eğitim alanındaki devrimlerin, askerlerin önderliğinde ve de askerler tarafından yapılmış olmasıdır... Ve vatan Ordu tarafından kurtarıldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal, askerleri ve aydın “adamları” tarafından kuruldu. Cumhuriyeti, mürtecilere ve bölücülere karşı Ordu korudu! Devrimlerin arkasında da hep Ordu olmuştur. Bazılarının Orduya karşı kinleri de bundandır! Ordu düşmanlarının “kurtulmak” istedikleri ve şimdi büyük ölçüde zayıflatmayı başardıkları “vesayet”, aslında Cumhuriyetin ve devrimlerin sigortası, son savunma hattıdır. Genelkurmayın, bu saptırılmış “Profesyonel Ordu” konusunda ne diyeceğini merak ediyorum... Eğer, “Bu, seçilmiş hükümetin tasarrufudur. Karar Erdoğan’ındır” denirse, naçizane hatırlatmak isterim; Türk Ordusunun “ruhu”, demokrasi var veya “maliyet” diye paraya feda edilirse, o ruh kolay kolay tekrar canlandırılamaz!***