2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Perdesi Kapanmayacak Traji-komedi: “Kürt Açılımı”!

Gözlerim üç gün kapalı kaldı, şimdi açtım; gaflet ve ihanet berdevam! Şu sırada, Hükümetin - daha doğrusu, AKP’nin “Kürt açılımının”- Beşir Atalay’ın deyimiyle “Demokratik Açılımın” ucu açık, kaç perdelik olacağı bilinmeyen, bir trajik- komedi! Başbakan, bu “açılımı”, Hükümete mal etmekten çekindi; DTP eş Başkanı Ahmet’le, (ona “Türk” demek ve böylece onurlandırmak içimden gelmiyor), Başbakan sıfatıyla değil, AKP Genel başkanı olarak görüştü. “Tebdili kıyafet” ne fark eder ki: “oyun” zaten, “göstertmelik”!

VEBAL

Ne sihirdir, ne keramet; bunca yıldır bu sorun yüzünden, PKK eşkıyası ve başları APO tarafından katledilen binlerce şehit ve masum insanın “vebalinin” asıl kime-kimlere ait olduğu unutuldu. Şimdi, sorunu, güya çözecek olan “açılımı” engellemenin vebalini- CHP’ye, MHP’ye ve milliyetçilere yüklemek istiyorlar; Barışı istemiyormuşuz!

“Vebal altında kalmamak” endişesi Partilere siyasetçilere ve Orduya hakim olmaya başladı…”Vebalin” asıl sahipleri büyük bir yüzsüzlükle,”oyunda” rollerini değiştirdiler: “mazlum”, hatta “kahraman” oldular! …Şartlarını, kendi –APO'nun - dikte edeceği “açılıma” engel olanları suçluyorlar… Yalaka medyanın eşliğinde!

Bu sırada, PKK kanlı eylemlerine dağlarda –“Biji APO’lu, PKK bayraklı” kuvvet gösterilerine kentlerde devam ediyor; herhalde halkımızı dize getirmek ve “hangi şartla, açılımla” olursa olsun “artık kan dökülmesin” dedirtmek için! Bu psikolojik savaşta başarılı da oldular. Her şehit cenazesinde, halkın öfkesi artar, mücadele azmi bilenirdi; Şimdi ise bezginlik, teslimiyetçilik başını gösteriyor!

Yeni Şafak Başyazarı Fehmi Koru, bakın “açılım “ hakkında ne diyor: “Toplumumuzu bu kadar heyecanlandıran ve olumlu sonuçlanması yönünde umutların yoğunlaştığı bir başka proje hatırlamıyorum. Sağdan sola hemen her kesimden insanlar, yediden yetmişe, “Kürt sorunu bu defa çözülmeli” temennisinde.

Ve tam bu sırada “oyunun” kimler tarafından tezgâhlandığı malum yeni bir perdesi: “Kürt analarıyla”, “Türk şehit anaları, Beyaz tülbentli” kucaklaşıyorlar! Ne dramatik değil mi? Hakkâri’de öldürülen terörist “şehit” ve adeta Türk gerçek şehitleriyle aynı düzeyde! Siz bu durumu, bir Türk şehitlerinin analarına sorun! Kim başlatmıştı bu terörü? Galiba unuttuk!

Koru, 'Kürt sorunu' konusunda çözümden kuşku duyanlar var; az da olsa var”.” diyor. Haklı; ama kuşku duyanlar, hiç de az değil; şüphe etmekte haklıyız, çünkü “Kürt realitesinin” ne olduğunu ondan fazla biliyor ve cesaretle söylüyoruz… Ve bunun içindir ki, CHP ve MHP, Deniz ve Bahçeli - “vebal altında kalmak” pahasına, direniyorlar! He ne pahasına olursa olsun “Barış” diyemiyoruz!

“Açılım” tezgâhtarlarının ve yandaşlarının unutturdukları asıl önemli husus, şey, TC’ne karşı, Türkiye’yi bölmek ve "Büyük Kürdistan’ı" kurmak için başkaldırdıkları… Bu emelden vazgeçtiler mi? ”Vazgeçtik” deseler de inanılır mı? Silahları gerçekten bırakırlar mı?

DEKOR VE GERÇEK

Ve şu sırada Atatürk dekoru önündeki Erdoğan –Ahmet "birliktelik" sahnesi… Ve ardından gelen, muğlâk umut sözleri! Kürt “Ahmet” ne istediğini biliyor ama “Türk” Erdoğan, acaba, biliyor mu? Kürt Sorunun köklerini ve asıl sebeplerini biliyor mu? En önemlisi “son perdede” neler olacağının farkında mı? CHP ve MHP'nin "kırmızıçizgileri" var, AKP Genel başkanı Erdoğan ve Hükümetinin “kırmızıçizgileri” var mı? Eğer varsa, bunları, açık seçik, karşısındaki Ahmet’e söyledi mi? Söyledi ise Ahmet ne dedi? Yoksa birlikte, “vaziyeti şimdilik idare edelim -sonrası Allah Kerim” mi dediler!

Atatürk dekoru önünde sohbet güzel de, kapalı kapılar arkasında neler oldu? Bunu bilmek Türk milletinin hakkı! Çünkü zaman ve ortam -“Ergenekon ortamı”, bölücülerden yana!

ABD bu çabaları hararetle destekliyor: Neden? Ve DTP, sanki devletmiş gibi, şu sırada, Washington’da temsilcilik açıyor? Neden?

Eğer Başbakan bu, “bile bile lades” “oyunun” farkındaysa, o zaman, herhalde İktidar için asıl önemeli olan “ticaret” ve gününü gün etmek! Sonrası Allah Kerim!.. Daha doğrusu artık “APO kerim” ! İki üç gün sonra, eşkıya başı ne direktifler verecek diye bekliyoruz… Kim ne derse desin; ipin ucu onun elinde!

Oyunun son perdesi nasıl bitecek? Ancak bu oyun hiç de oyun değil, hatta trajik olmasaydı güldürü bile değil! Türklüğün var oluşu, TC’nin geleceği, söz konusu! Son perdenin TC ve Türk milletinin üzerine inmesi senaryo icabı!***

Yayın Tarihi : 11 Ağustos 2009 Salı 11:35:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tarihte Bugün IP: 88.252.163.xxx Tarih : 11.08.2009 19:45:08

11 AĞUSTOS 1920 pekakanın primitiflerinin Düzce'de yarattığı kanlı isyanın sonunda isyancılar, TBMM'ye telgraf telgraf çekerek, "geçmiş olaylardan hiç kimse sorumlu tutulmazsa, ayaklanmaya son vereceklerini" bildirdiler.

(Tahir'in yorumu: "Pekiy, kanını döktükleri o kadar şehidin vebalini kim üstlenecekti ? !"

Kaynak: "Atatürk'ün anlatımıyla Kurtuluş Savaşı" Boyut Yayın Grubu.