3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Rezaletin Son Perdesi

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydı önceki gün internet sitelerine düştü. Bu ses kaydı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) PKK'ya karşı 27 yıllık mücadelesinin "samimi" bir özeleştirisi imiş!.."İmiş" diyorum, çünkü gerçek mi belli değil... Gerçek olmadığını umuyorum.
Evet... Gerçek mi, düzmece mi?.. Her ne hal ise, şu sırada, tam 30 Ağustos arifesinde gündemi değiştirmekten öte, Türk Ordusu'nun düşmanlarının, "Kürt sorunu" ve PKK ile mücadele konusunda orduya yönelttikleri eleştirilere âdeta hak veriyor!.. Ordu düşmanları şimdi bayram edecekler ve bu sakızı yıllar boyu çiğneyecekler... En kıymetli varlığımızı daha da çarçur etmek ve Türk Ordusu'nun saygınlığını ve milletin güvenini daha da sarsmak için! Tabii, dış düşmanlar da herhalde bayram ediyorlardır...

Fakat daha da vahimi, şimdi Erdoğan ve adamları, medyadaki malum yanaşmaları "alternatif ordu" kurmak, PKK ile mücadeleyi, TSK'nın başarısızlığını iddia ederek 'Özel Harekâtçı Polisler'e ve komutayı da kendisinin, İçişleri Bakanlığının deruhte etmesinin ne kadar yerinde olduğunu "köşelerinde" yazacaklar ve televizyonlarda ballandıra ballandıra, tekrar tekrar söyleyeceklerdir... Zira gün uğursuzların!

***

Köşemde, Genelkurmayın istihbarat biriminin MİT’e devredilmesini eleştirecektim. Şimdi bu karar da haklı çıkacak, haklı gösterilecek.

Ben, bu 30 Ağustos'ta, resepsiyonların "şehitler verilirken olmaz" bahanesiyle iptal edilmesinden sonra "Aslanlı kapıdan" Türk Ordusu'nun kararlılığı konusunda yiğit bir sesleniş bekliyordum... Ama "Yaralı aslan" kükreyemeyecek... Fareler, etrafında cirit atacaklar!

Velhasıl benim için çok kara bir gün.

Özeleştiri ayrıntılarını analiz edecek, eleştirecek değilim... Her ordu, her genelkurmay kozmik odalarda böyle durum değerlendirmeleri, özeleştiriler yapar ama dışarıya sızmaz; sızdırılmaz!.. O zaman, akla şu geliyor: "Şu sırada bu konuşmalar niçin ve nasıl internet sitesine düşürüldü?.." Açıkçası, bu da uzun süredir Türk Ordusuna karşı girişilen harekâtın son ve belki de ölümcül darbesi!

Bu duruma açıklık getirmek, sızıntının otantik olup olmadığını belirtmek, öncelikle Orgeneral Işık Koşaner'e ve bugünkü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e düşer... Durum, Türk Ordusu'nun onurunun herhalde bir şekilde korunmasını gerektiriyor!..

***

Bugünkü yazımda, Orduya saldırılar konusunda Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e hitaben şu satırlar yer alacaktı: Paşam!.. Son tahlilde, eğer bu konularda gerekenleri yaparsanız -yapmaya da mecbursunuz- rütbe, apolet ve makamınızdan başka kaybedeceğiniz bir şey yok... Apoletler, rütbeler, askerler için tabii çok önemli. Karakterlerinin göstergesi... Bendeniz naçizane bir yedek subay olarak İstihkâm Okulu'ndan mezun olup omzuma tek demir takınca büyük gurur duymuştum. Gönüllü olarak iltihak edeceğim Kore Tugayı'nın amblemini, ay yıldız kokardı taktığımda, sokaklarda sanki herkes bana bakıyormuş diye gururla dolaştım... Terhis olduktan sonra, omzunda tek yıldız bulunan üniformamı çıkarıp gardıroba asarken ağlamaklı olmuştum... Birkaç yıl sonra da askerlik şubeme yoklama için gittiğimde bana "Çağdışı oldunuz, bir daha gelmenize gerek yok" dendiğinde kahrolmuştum...

Bunları, aynı zamanlarda benim gibi binlerce Türk gencinin aynı duygularla dolu olduğunu anlatmak ve ordunun bizim için ne demek olduğunu ifade etmek için yazacaktım. Acaba bu duygular şimdi mazide mi kaldı?.. Özellikle bugün bunu sormak zorundayım.

Kısacası, apoletler, rütbeler çok önemlidir; fakat bunlardan daha önemlisi, onların temsil ettiği onurdur... Türk Ordusu'nun onurudur... Sözüm Türk Ordusu'nun bütün mensuplarına, gelmiş geçmiş komutanlarına racidir. Apolet ve rütbeden fazla korumanız gereken de bu onurdur!.. ***

Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2011 Perşembe 00:10:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 88.227.114.xxx Tarih : 25.08.2011 15:12:10

BİR MANTIK HATASI VAR! 

Üstad diyor ki; "En kıymetli varlığımızı daha da çarçur etmek ve Türk Ordusu'nun saygınlığını ve milletin güvenini daha da sarsmak için! "

Peki bu ülkenin mühendis ve mimarları en değersiz varlıklar mı ? Ya doktorları ve avukatları?

Bindokuzyüz ellili yıllarda, İstanbul Teknik Üniversitesinde eğitim beş yıl iken Harp okulları iki yıllık idi. Üstad bunları çok iyi bilir.

BUNU NEDEN Mİ YAZIYORUM ?

Ben ODTÜ Mimarlık fakültesi mezunuyum. Eğer Üniveristelere giriş puanlarına bakarsanız, ben ve benim gibi bu branşlardan mezun olanların, yüzde kaçlık dilim içinde olduğumuz rahatlıkla anlaşılır.

GERÇEK ŞU Kİ: Bu ülkenin en kıymetli varlıkları; çocuklarımızı yetiştiren  öğretmenler, onlara meslek kazandıran öğretim görevlileri, ülkeyi imar eden mühendis ve mimarlar, sağlığımız emanet ettiğimiz  doktorlar ve diş hekimleri. Hukuk zeminini tesis eden, savcılar, hakimler ve avukatlardır. Çevremizi cennete çeviren Peyzaj mimarları, ziraat mühendisleri ve hayvanlarımız rehabilite eden Veterinerlerdir. 

Dahası; üreten, yaratan, yani ülkesi için taş üstüne taş koyarak varlık sürdüren, çiftçiler ve de emekçilerdir.

Ben sayın yazarın bunu  kabulleneceğini sanmıyorum ama, buradan KENT HABERİN kıymetli yazarlarına hitap etmek istiyorum. Şundan emin olun ki askere en büyük zararı ASKER AVUKATLIĞINA SOYUNMUŞ SİVİLLER VERMEKTEDİR.

Ben de yedek subaylığımı İSTİHKAM olarak yaptım. Bilmiyenler için yazayım. İstihkam; askerliğin mühendislik sınıfıdır. İngilizcede; COMBAT ENGINEER olarak geçer. Yani SAVAŞ MÜHENDİSİ. Bilerek seçtiğim bir sınıf idi ve çok mutlu bir askerlik yaşamım oldu. Çünkü mesleğim ile ilgili alanlarda çalışıp ürün verdim.

Ama emin olun ki; sürahinin boş yanı, dolu yanından daha da fazladır.

Yüzlerce asker ve yedeksubayın askerlik hatıralarında, savaşan bir sınıf olarak dönemlerini kapatmış olmaktan çok, asli olmayan alanlarda bir sınıfa hizmet vermek ve onu yüceltmeye yönelik işler yapmak kayıtlıdır.

Resepsiyon konusuna gelince, Aktütün Karakolunda askerlerin derme çatma barakalarda öldürüldüğü dönemde, kimi sağduyulu yazarlarımız, köşelerinde; KORUGAN (ya da KAZAMATLAR) hakkında bilgi verdiler. Ordu evlerinde yapılan bir gecelik masrafla, mehmetçiklere beş tane KAZAMAT yapılır. Meraklısı varsa  internetten kazamatları araştırsınlar. Bunlar havan toplarını bile sektiren kalın beton tabakadan oluşmuş, yarı gömülü siperlerdir. O kanlı baskından sonra kaç tene kazamat inşaa edildi sormak lazım. Aksine mehmetçiğin güvenliğinin günden güne zaafa uğradığını üst düzey komutanlar söylüyor.

Değerli yazarımız asker avukatlığını patalojik boyutlara ulaştırmış durumda. Ortada var olan gerçekler onun savlarının havada kalmasına neden oluyor. Örneğin; kamuda çalışan üniversite mezunu ile onunla aynı düzeydeki bir subay arasında gelir farkı, subay lehine çok fazladır. Üstelik, orduevlerinde yenilen yemeklere, kuaför ve berberlere, terzilere, konaklamalara ve diğer hizmetlere ödedikleri paralar çok semboliktir. Bu son parağrafın, konumuz ile doğrudan alakası ise şudur. Askerin milli gelirden aldığı payın oranı daha sakin ve huzurlu ve hatta tevekkülle vatan savunmasına devem etmelerini gerektirmektedir. Oysa görülen o ki; asli işlerini bırakıp, DARBE PLANLARI İLE YATAN ve KALKAN bir kültür ve buna inanan bir zümre oluşmuş. 

SİVİLLERİN ÖDEDİĞİ VERGİLERDEN OLUŞAN MİLLİ GELİRDEN OKKALI BİR PAY AL.  AMA SİVİLLERİN SEÇTİĞİ SİYASETÇİLERE VE PARTİLERE KOMPLO DÜZENLE. İşte temel karmaşa ya da çelişki bu.  

Bu gerçek orta yerde durduğu sürece ve dahi sağ duyulu askerler yetişip, kendi iç dinamikleri ile durumu düzeltmedikleri sürece, biz sivillerin askeri savunmamız HAVADA KALIR.Saygılarımla.K. Mükremin BARUT


haci ziya gülkanat IP: 77.239.61.xxx Tarih : 25.08.2011 03:43:48

Sevgili üstadim Insan bir AHHHHH cekmeden edemiyor,Niye diyeceksiniz,Bir kisinin Milli gururu yoksa,Bu histende uzaksa,Birde Onun bunun Usakligina soyunmus vede Yüksek bir Makamada gelmisse iste ben bu Ahhhhhhhhhhhh cekmemem icin baska sebebe gerek varmi.?

Iki Parca Basini örtecek beze bu Kutsal görevdeki,Canini seve seve veren Kahraman Ordumun Subayi Selam duracaksa ki gelde yanma,Gelmisine, Gecmisine bir sey demeden dur.Varmi böyle birileri demeden bir ülke düsünün %50 destekledikleri bir Zihniyet bunu benim Kahraman Orduma reva görüyor,Bu Halkda Agzi acik Seyrediyorsa,Kurtulus savasi öncesini gelde düsünme, Mondrosu Imzalayanlarin Torunlari illede bu gün Yüce Türk milletini ayni duruma hizla getirme cabasini basariyla götürüyorlar,Vatan,Millet,Ulus sevgisinden, Gurur,Haysiyetten Mahrumlarin elinde kaldik,Aziz Mübarek Ramazani Serifin Afvu Magfiretine siginiyorum.!!!!!!!!!!