17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Rusya’dan Dost...

Allah’ın bildiğini kuldan nasıl saklarım; ben, Türkiye ile Rusya arasında, Çarlık Rusya’sı, Sovyet Rusya’sı veya Federal Rusya olsun, ezeli bir dostluğun-hemen yarın - mümkün olamayacağına inananlardanım; tarih, coğrafya arka ve ön bahçelerimiz , demografilerimiz müsait değil! Rusya ve Türkiye tarihin ve daha somut olarak “Boğazların” biri birlerinde ayırdığı iki ülke! Aramızda çok derin sorunlar var. Hala Rusların boyunduruğu altında yaşayan kardeşlerimiz var. Boğazlar meselesi- şimdi tankerlerle sembolleşen fakat Rusların Akdeniz’e serbestçe , Akdeniz’e çıkmak emelleri var. Ancak bunları saptadıktan sonra – “uzun vadede” - bu gerçeklerin kesinlikle değiştirilemeyeceğini söylemek de mümkün değil. İdeal, iki ülkenin dost- hatta ortak olmalarını gerektirir .

Politika, dış politika “mümkün olanları” yapmak sanatıdır. Şu bağlamda da Türkiye’nin çıkarları Putin’e, Rusya’ya “denize düşen” misali ,sarılmamızı gerekiyor. Gene teşbihte hata olmaz; gerektiğinde “domuzdan da post” yapılır!

İFRATTAN TEFRİTE

Kötü bir adetimiz var; çoğu zaman, yorum ve değerlendirmelerimizde “tefritten ifrata” veya “ifrattan tefrite” geçiyoruz. Ülkesinin çıkarları için güçlü bir lider olan Vladimir Putin’i , kozmetik görüntü ve sözlere kapılarak abartılı bır şekılde övüyor ve KGB’li geçmişini vb., unutuveriyoruz. Rusya ile ilişkilere agırlık verirken ABD ile ilişkileri bir kalemde siliyoruz.
Frenklerin güzel bır sözleri var ; “Bütün oranları muhafaza etmek şartıyla” …Her konuda ve hele şu bağlamda hele Rusya ve ABD ile ilişkiler hususunda “bütün oranları muhafaza etmeye” itina etmek zorundayız.

MESELA ÇEÇENLER

Rusya İle ilişkilerimizi yeni ve olumlu bır döneme sokmak gerekiyor ama Fazla abartmadan , asıl çıkarlarımızı, hassasiyetlerimizi, göz ardı etmeden: Mesela Rusya’nın ,”arka bahçem “dediği Kafkasya ve Orta Asya’daki doğal ilişki ve haklarımızdan vazgeçebilir miyiz? Milletimizin parçası olmuş Çeçenlerin haklı, bağımsızlık mücadelelerine - terör yöntemlerine karşı çıksak da, kayıtsız kalabilir miyiz? Rusya’nın Çeçenlere karşı uyguladıkları baskıları tasvip edebilir miyiz? …Bu, çok ince bir çizgidir; büyük devlet olmanın devlet adamlığını gerektirir. Herhalde Putin‘in gelişi arifesinde başlatılan “Çeçen avında” bu ölçü biraz kaçırıldı gibi geliyor bana!

VE ABD

Bu ölçüyü ABD ile ilişkilerde de korumamız lazım . Son yıllarda Amerika Türkleri kendisine düşman etmek için, adeta,özellikle aşırı gayret sarf etti. Ve ediyor. Türkiye’de Amerikan düşmanlığının gittikçe artması sade Irak^ta ve Felluce de yaptıklarından dolayı değil. “Çuval olayı”, Amerikan yöneticilerini aşağılayıcı sözleri, Türk halkı tarafından kolay unutur gibi değildi. Sayın Edelman’ın, bazı esnafın “Buraya Amerikalılar giremez z” şeklindeki protestolarına ,pek hayret etmemesi gerekir.

Türk medyasında yer almadı ama geçeklerde- CNN INTERNATIONAL TV kanalında Kuzey Irak’ta ,ABD ordusunun “Civilian Affairs” (Sivil İşler) bölümü üniformalıların, Türkmen varlığını hiçe saymaktan öte- yok ederek Kuzey Irak’ta Kürtlerin KÜRDISTAN devletini kurmalarına nasıl aktif destek verdiklerini ve bununla iftihar da ettiklerini hayretle izledim. Türkler Amerikaların bu hareketlerine, söz verdikleri halde “elde var bir” olarak tuttukları PKK elemanlarla mücadele etmemelerine lakayt kalabilirler mi? Hiç kuşkusuz bütün bunlar ne dostluğa ne de “stratejik” ittifaka uyar.

Ama gene de Amerika konusunda “ifratlardan” kaçınmalıyız. Çok kutupluluk ta denge gerektirir. ABD, Türkiye için öncelikli olarak önemli kalacaktır . Ve Amerika Demokratik bir ülkedir-; Bush’ tan sonra da var olacaktır. Son tahlilde, ölçüleri kaçırmamak ve oranları muhafaza etmek şartıyla – bazan bağrımıza taş basmak, ,AB ve ABD saplantılarından kurtulup, çok kutuplu politikalar izlemek şu bağlamda da,Avrasya yönelmek gerekiyor. Bizi buna Amerikalılar , Avrupalılar zorluyorlar !

Yayın Tarihi : 7 Aralık 2004 Salı 12:12:16
Güncelleme :7 Aralık 2004 Salı 12:24:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?