22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Saati Durdurdular Ama...


AB Dönem Başkanı ,İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw dünkü “zaferden” sonra yapılan Basın Toplantısında yanında oturan Dışişleri Bakanımız, “Avrupa Fatihi” Abdullah Gül’e ,gülerek “sizin için saatleri durdurduk” dedi. Hakikaten de Lüksembourg’da “Çerçeve Belgesi” üzerinde uzlaşmaya varılması, Müzakerelerin başlamasının öngörüldüğü 3 Ekim’i geçmiş ve gerçekte, 4 Ekim’de olmuştu. Ve resmi kayıtlara geçsin diye –Türkiye’ye jest olsun - diye saatler 23.50 ‘de durduruldu ve böylelikle müzakereler “sözde 3 Ekim’de başlatılmış oldu….Uluslarası müzakere ve toplantılarda, resmi kayıtlar için “saatleri durdurmak”, klasik bir yöntemdir, ancak bu hususta, olanların ne kadar sanal ve kandırmaca olduğunu simgeliyor..Saatleri Lüksembourg’da durdular ama , Allah’ı ve Türk milletini, kelime oyunları ve yapılan hülle ile “açık ucuna" kadar kandırabilecekler mi? Gerçek “felaket saati” durmadı ;aleyhimize işliyor! ,

ÇERÇEVE BELGESİ

“Çerçeve Belgesi “ elimize yeni geçti; bunu ilerdeki yazılarımda tahlil etmeye çalışacağım. Ancak ortaya çıkan başka bir hakikat vardı; Abdullah Gül Lüksembourg’a uçmaya , bu belgenin tam metnini görmeden kara vermiş ve Başbakan da belgeyi tümüyle an “dik durduk” yorumlarını yapmış ve Gül CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a , tam uçağa binerken belgenin esaslarını değil sadece “uçacağını” haber vermişti! . Yani Muhalefeti “bilgilendirmek” bundan ibaret…Hoş kendilerinin tam bilgileri yoktu ki, muhalefeti ve kamuoyunu “bilgilendirsinler,”ı; anlaşılıyor ki, Straw'dan ve Berlusconi’den telefonlaa gelen vaatlere göre hareket etmişler..
Bu konuda dün yazdıklarımda ısrar ediyorum;. Bu asla bir zafer değildir ve katılım” ve değişen bir şey yoktur. Müzakere süreci Türkiye için tuzaklarla doludur. “Çerçeve Belgesi” diplomatik kelime oyunlarıyla koskoca bır “Aldatmaca belgesidir” …Güya Imtıyazlı Ortaklıktan söz edilmemiş ama “ aşık olan uçta hedef “tam üyelik” değil – muğlak ve her anlama çekilebilecek “katılım” ! Ve en önemlisi, “eğer Türkiye “ üyeliğin bütün vecibelerini yerine getiremeyecek durumda olursa –AB müktesebatını ve yeni yapılacak dayatmaları kabul edemez ,”hazmedemezse”, o zaman, “Avrupa yapılarına mümkün olan en güçlü bağlarla çıpalanması sağlanacak” – yani ımtıyazlı ve ya imtiyazsız ortaklığın Frenkçisi! “Çıpalanacak”, – başka kendi yönlerimize “kaçmayalım” diye…

HAZIM VE KABIZLIK

Şimdi bır de ortaya “hazmetmek” yani “sindirmek” deyimleri çıktı…Asıl Türkiye’yi içine sindiremeyen, hazmedemeyen Avrupa’dır…kabızlık onlarda!.
Bu olaylarda dikkati çeken ,İngiltere ‘nin bize ne den bu kadar sahip çıktığı ve yardımcı olduğu? Acaba “eniştemiz” neden bize böyle sarılıyor? …Bir defa “kötü polisi” oynayanlara karşın böyle “iyi polislerin” bulunması bu oyunun icabı…Ama unutmayın; İngiltere tarihte bizi en iyi tanıyan - ve de bize en çok kazık atan ülke olmuştur. Majestelerin hükümetlerinin daima art niyet ve hesapları olmuştur. Buna da ,bir “mim” koyun.

İGNE VE ÇUVALDIZ

Bu konuda çuvaldızı başkalarına sokarken, müsaadenizle e iğneyi de , AB konusundaki geçmiş tavır ve hareketleri yüzünden , önceki hükümetlere, liderlere ve hatta MHP yönetimine ve diğer “ kurumlara” da batırayım. AB ve Kriterleri, tövbe tövbe, Allah Kelamı imiş, ve karşı çıkmak günah olurmuş gibi, hep “AB’ne taraftarız” ve “AB vizyonu” amentülerini tekrakladılar. Avrupalı liderlerin ve Avrupa kamuoylarının Özellıkle Türkiye’ye hususuna ,ne kadar güvenilemez olduklarını görmezlikten geldiler. .…Devletin altını oyan, terörle mücadeleyi kısıtlayan uyum yasalarına –AB Müktesebatına , oy verdiler…. Gerektiği gibi, “Artık bu oyunlar yetti; ı AB’nin vizyonuna da HAYIR diyemediler -ve maalesef hala da diyemiyorlar.Bu ince uzun ve uçuk açık fakat tuzaklarla dolu virajlı yoldan bir türlü ayrılamıyoruz. Bekleyin ; yarından tezi yok ne dayatmalar ne oyunlar ve koşullarla karşılaşacağız.! Bu durumda Türkiyenin kaderini tayın edecek böyle bir süreci kabul etmek taahhütlkerde bulunmak bugünkü AKP iktidarına bırakılır mı; zararlar nasıl telafi edilecek?

AB VE ATATÜRK

Malum ve Mahut Mehmet Birand’ın ağzı kulaklarına varıyor…O ve diğerleri Dünya Basınında Türkiye’nin yüceltildiğini yazıyor ve Birand Lüksembourg kararından sonra “hayratının en güzel gününü yaşadım” diyor ve ekliyor ; Atatürk’ün ruhu şad olsun” …Güya bu netice Atatürk’ün de hedefi imiş…Yalan ve yanlış söylüyor; Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak Mustafa Kemal'in hedefi ve vizyonu , AB ‘nın adı bile geçmezken, idi, ama o hapsı yabancıların planlarına göre kalkınmanı reform yapmanın bağımsızlığa yakışmadığını söyledi ve Avrupa’nın oyunlarına karşı uyardı…Ben Atatürkü ve düşüncelerin herhalde Birand efendiden daha iyi bilirim ve adım gibi biliyorum ki şimdi ı Mustafa Kemal’in “ruhu şad olmamıştır” ve aksine, büyük azap içindedir ,ANITKABİR’İNDEN , bu neticeyi sağlayanlara ve bayram edenlere “Haydı oradan maskaralar” diye bağırıyordur!

Yayın Tarihi : 7 Ekim 2005 Cuma 00:21:00
Güncelleme :7 Ekim 2005 Cuma 00:23:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?