30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Sabreden Derviş Neden Gelmiş?


Güzel atasözlerimiz var; “Öküz yere yatınca, bıçak bileyenler çok olur” ve “İpekli don insanlara yürümesini, para konuşmasını öğretir.” 

Ben de, bir tane uydurayım: “Sabreden Derviş neden sabrediyor- ve acaba şu sıra neden gelmiş?” Teşbihte hata olmaz; bu sözler günün “anlam ve manasını (!)” anlatıyor gibi!

AKP’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılacağı, Erdoğan’ın “takımının”, hatta Gül’ün siyasetten menedilmeleri olasılığı arttıkça ve yaklaştıkça – herkes alternatif hesapları yapmaya, durumdan kendileri için pay çıkarmaya, AKP’nin mirasını paylaşmaya kalktılar’ –Bunun eleştirilecek bir tarafı yok. Doğa gibi, siyasette de “boşluk” kabul etmez!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “AKP’yi “klonlama” formülü “tehlikeli bir boşluğun, doldurulmasından öte, MHP’ye yarayacak bir seçenek!

Tabii ki AKP’liler ve de Saadet Partililer de şimdi “hülle- ‘B’ PLANI” hesapları” yapıyorlar; “Milli (‘Dini’ diye okuyun) Görüş” hareketini, nasıl ayakta tutacaklarını, nasıl yeniden iktidara taşıyacaklarını düşünüyorlar!

TÜSİAD PLANI

Ama en gözde parmak alternatifi TÜSİAD sahneye koymayı tasarladı. Bu “tasarıya” göre, TÜSİAD, bütün sivil toplam örgütlerini, “odaları”, sendikaları çatısı altında toplayarak, yeni bir Anayasa’yı (herhalde TÜSİAD Anayasasını) hazırlayacak bir “Konvansiyon” (Kurucu Meclis”) önerisini sahneye koyacaktı! TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın ortaya attığı öneriye göre “Konvansiyon” TBMM Başkanı'nın önderliğinde oluşturulacak ve partiler, yüksek yargı organlarından temsilciler, akademisyenler ile sivil toplum kuruluşlarından oluşacaktı!

Ama bir takım “siyaset mühendislerinin yanlış hesabı, hemen, direkten döndü: TUSİAD, geri adım atmak zorunda kaldı - “Konvansiyon"- TÜSİAD modeli iktidar da, şimdilik, rafa kalktı!

Şimdi Sayın Yanardağ ve Sayın Koç arkalarında holdinglerin, ailelerinin, gücü ve parası olmasaydı – bırakın böyle bilgiççe konuşmayı, – hangi platformda konuşabilirler- haydi konuşsalar bile onları kim dinlerdi? Ama “para” konuşturuyor - ve de dinletiyor işte! …Ve aslında, bu projeyi hazırlayan Yanardağ'ın Koç’un, konuşmalarını yazan “siyaset mühendisleri”, akıl hocaları var. Ama dediğim gibi, olmuyor işte; “Akıl tutulmasından” söz ettiler. Sorarım: “hangi akıl” ve kimlerin “aklı”?

DERVİŞ FAKTÖRÜ

Bu hesapların baş kozu, her böyle durumda ortaya çıkıveren sonra ortalıklardan kaybolan, kimin adamı olduğu belli olmayan- “efsane adam” veya “karanlıklar prensi” – veya genç kızı son dakikada kurtaracak “beyaz atlı prens”; Kemal Derviş! Onun bu “önemli toplantıya davet edilmesi, herhalde, tesadüf değildi ve AKP’nin ekonomik icraatını satırlar arasında eleştirmesi de, rastlantı değil!

Bu proje ”ayıyı öldürmeden postuna oturmak” projesi, doğmadan öldü- ama ne kendisine –TUSİAD’a – hayrı dokunacak, ne de ülkeye huzur verecekti. Şimdi “dayansın “kabir ehli” -TUSİAD, kimseye yaranmadı ve en başta, AKP’yi, hükümeti, çok rahatsız etti- Holdingler ilişkilerine gölge düşürdü! Doğan medyasındaki yazarlar ne yazacaklarını şaşırdılar!

Yayın Tarihi : 20 Haziran 2008 Cuma 13:18:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
El Salud IP: 78.176.28.xxx Tarih : 20.06.2008 14:44:52

Daha önce, istikrar bahanesiyle AKP'ye destek veren TÜSİAD üyeleri, işler umdukları gibi gitmeyince, şimdi başka seçenekleri dile getiriyorlar. Onların anladıkları istikrar nasıl bir istirarsa, milletin yarısı aç ve %20 si işsiz kalırken onların karları artmaya devam ediyordu. Bu insanlara sermayeleri oranında politika yapma hakkı tanıyan ilkel bir demokrasinin sonucudur. Bu tür demokrasilerde hep kazanan sermaye, hep kaybeden emektir. Özelleştirme adına satılan kamu kuruluşlarından kimine kıymetli araziler veya finans kurumları, kimine limanlar veya havaalanları kimine de rafineriler veya maden yatakları düşmüştü. Aldıklarının üzerine karlarını ekleyip yabancılara satabiliyorlar. Bu gayri ahlaki ticaretin adına da ülkenin yabancılara peşkeş çekilmesi değil, ülkeye yabancı sermaye girişi adı veriliyordu. Kimse istikrar adına AKP politikalarına destek verirken, devletin elindekilerinin de sınırlı olduğunu düşünemedi. Şimdi deniz bitti. İstikrar uğruna daha fakirleşen Türk Halkı ve artan işsiz ordusu ile karşı karşıyalar. İstikrar uğruna AKP'ye destek verirken bindikleri dalı kesmiş olduklarının yeni yeni farkına varmaya başladılar ancak kıvrak dönüş için burada maharet gerekiyor. Velhasıl TÜSİAD için işin zor safhasındalar. Kemal Derviş bu noktada onlara ne yarar sağlar. Türk Milleti , Kemal Derviş'in ABD'nin bir ileri karakolu olarak Türkiye'ye gönderildiğini görmeyecek kadar aymaz olamaz. Üstat daha önce hükümette de görev almıştı. Misyonunun, ABD'nin topraklarımız üzerindeki çıkarlarını korumak olduğunu bilmeyen yok.