Bu yazımı gazetenin ilk baskısına yetiştirmek için saat 20.00’de yazıyorum... Sandıkların ancak %75’i açılmış durumda. Anlaşılıyor ki AKP’nin oyları yaklaşık % 50... CHP %27, MHP %13, BDP-Bağımsız %5. İyi Haber, AKP, Anayasayı değiştirecek milletvekilini Meclis’e getiremedi ve Erdoğan’ın hayali olan rejimi gerçekleştirecek 367’yi bulamaz. Bulması için tek olanak MHP ile ittifak. Yani hayalden de fazla... Bana göre en iyi haber MHP’nin bütün belden aşağıya vuruşlara rağmen barajı geçmiş olmasıdır. Ve tabii bir de Engin Alan’ın, Mehmet Haberal’ın bağımsız Mustafa Balbay’ın, seçilmeleri... Tabii en kötü sonuç, AKP’nin gene birinci parti-mutlak iktidar olması!..
AKP’nin Meclis’teki milletvekillerini artırmak için BDP ve bağımsızların desteği yetmeyecek ama diğer partilerden “milletvekili” transfer oyunları mümkün... Şu sırada seçim neticelerini analiz etmek için zaman yok.
Kısacası seçim bitti... Savaş bir bakıma bitti ama aslında savaş bitmedi; yeni başlayacak. Erdoğan balkondan zaferini ilan ederken muhakkak birlik beraberlik mesajları verecek ama herhalde gerekli çılgın projelerinden ve “Tek adam” olmak emelinden vazgeçmeyecek. Oy oranı düşmüş olsa da neticeyi zafer telakki edecek ve pervasızlığına devam edecek...
***
Hep yazdım, “Bu Cumhuriyet demokrasiyle kurulmadı; devrimler de demokrasiyle yapılmadı...” 2. Cumhuriyetçiler hep bundan şikayet ederler ama Cumhuriyet, Mustafa Kemal ve iradesiyle bir avuç sivil ve askerin, gerçek aydının desteğiyle kurulmasaydı, şimdi nerede olurduk? “Sömürge” bir orta çağ “padişahlığında”!.. Bunca mücadeleden sonra, gene geldik bu ihtimale; bu felaketin eşiğine!.. Bunları “kayıtlara” geçsin diye yazıyorum. Zira artık zarlar atıldı… Türkiye’nin geleceğinin, ak mı daha doğrusu “kara” mı olduğunu ileride göreceğiz. Artık korkunun ecele faydası yok... Umutlanmaya da zaman yok!
***
Özetle şurası muhakkak ve açık ki, AKP tek parti kaldı... Ve önümüzdeki dönemde verilmiş oy çoğunluğuyla Anayasanın “değiştirilemez”lerini değiştirse, “karşı devrim” başarılı olacaktır. Bu “demokratik” de olsa, “mâkûs” kadere razı mı olacağız?.. Benim umudum, bu “karşı devrim” in askeri darbe değil, “sivil itaatsizlik”le değil, sonraki kaçınılmaz gelişmelerle önlenmesi!
Hatırlatalım: Cumhuriyet kurulurken ve sonra irtica ve Kürt ayaklanmaları, akılları başlara getirmiş, milleti çıldırtmış ve “karşı devrim” sonunda kendi içinde boğulmuştu. Gün doğmadan neler doğar... Umutsuzluğa düşmeyelim. Dediğim gibi asıl savaş şimdi başlıyor ve silahları bırakmanın zamanı değil!.. ***
Önemli olan insanları sevmektir. Bozacı da şıracı da aşağılanacak meslekler değildir.
"Oy oranı düşmüş olsa da neticeyi zafer telakki edecek ve pervasızlığına devam edecek..." demiş sadece bu cümle anlamaya yeter de artar bile...
Saygıdeğer Altemur Bey. Lütfen Veli B
Bozacını şahidi şıracı.
Sayın Yılmaz Ergüvenç eğer Kent Haber okuyucu yorumlarına açık ise, okuyucuya saldırmak nilye. Üstelik sayın Veli Aydoğan aleni olarak adını sanını büyük bir yüreklilikle, açık açık yazmış. Dediklerinde bir yanlış yok. Sayın Altemur üstadın heyecanına eş değer bir heyacanla karşı tezini sunuyor. Halk demokrasi diyor. Sayn yazar Jakobenizmi savunuyor.
Sayın Yılmaz Ergüvenç. Türk halkı Sayın Altemur Kılıç'ı çok iyi tanıyor. Onun tarihi geçmişini biliyor. Ona saygı ve sevgisi olanlar da var. Ama onun geçmişten bu güne gelen albümündeki fotoğrafları farklı okuyanlar da. Biz farklı sonuçlar çıkaranları ötekileştirmek zorunda mıyız?K. Mükremin BARUT
Saygıdeğer Altemur Bey. Lütfen yorumcu Veli Beye cevap vermeyiniz. Bu gibiler sizin geçmişinizi bilmeyen, ne söyleseniz peşin hükümle menfi düşünen (!) kişilerdir. Bunlar Atatürk'ü küçümsemek için yapılan propagandalara kapılmışlar. Boş verin, bildiğiniz yolda devam edin. Saygılarımla..
cumhuriyet maskesinin arkasına gizlendiğiniz yeter. Cumhuriyert öyle sizin dediğiniz gibi mustafa kemal ve bir avuç insanla da kurulmadı.
Cumhuriyeti Türkiyede yaşayan Türkler, kürtler, çerkezler, abtallar, ayağı çarıklı köylüler, çarşaflı, peçeli kadınlar, sütçü imamlar, mıllış nuriler, ethem çavuşlar, şehirli köylü kadın erkek herkes kurdu. öyle bir avuç dediğiniz insanlarda sizin hayal edemeyeceğiniz kadar yürek aklınızın ermeyeceği kadar cesaret vardı.
ikinci bir husus cumhuriyet kurulurken var olan aydınlarla günümüzdeki aydınları birbirne karıştırmayın istiklal marşını yazdığı için verilen ödülü kabul etmeyen bir yazar ile reyting uğruna olmadık kepazeliği yapan bir yazar aynı teyefe koyulamaz
Mustafa kemal eğer yaşıyor olsaydı bu toğlumun bu milletin değerleri ile onuru ile gururu ile bu kadar kolay oynayamazdınız... laiklik ve cumhuriyetin arkasına saklanamazdınız