18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

“Sayın” Köşe Yazarı Apo...

Abdullah Öcalan, İmralı’da DGM tarafından idama mahkûm edildiği gün TV kameralarına, “Bu adam idam edilmezse Türkiye’nin başına bela olur... Mandela olur” demiştim... Haklı çıktım. Binlerce insanımızın itirafçı katili Apo, AB/ABD yardımıyla rahmetli Ecevit’in “demir konserve kutusundan” cap canlı çıktı! İmralı’da, her türlü konforu haiz odasında TV de izleyecek... Serbest kalıp, kurulmasını istediği Kürt-Türk “demokratik” Cumhuriyetinin önce “eş” sonra da “tek” Cumhurbaşkanı olacağı günü bekliyor. Sakın büyük söz söylemeyin, olamaz demeyin!

Malum güçler onu bugünler için sağ bıraktırdılar ve şimdi, “iyileştirme” süreci devam ediyor. Bu süreçte, terörü sözde durdurmak için MİT’in, PKK ile gizlice temas, Apo’yu muhatap almak teşebbüsleri var.

Dilimde tüy, kaleminde mürekkep, bilgisayarımda “byte” kalmadı... Bölücülerin “Büyük Kürdistan Hayali” gerçekleştikçe bunlar “teferruat”. Açılım da “gaflet”!

YAZARLIK DÖNEMİ

Apo’nun, Cumhurbaşkanı olacağı aklıma geldi de, doğrusu, köşe yazarı olacağı aklıma gelmezdi! Ama yazması iyi olacak. Yol haritasını oradan da okuyacağız, asıl tıynetini maksadını anlayacağız!

Fakat merak ediyorum, Adalet Bakanlığı bu rezalete nasıl imkân verir ve göz yumar... Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e açıkça sormuş: “İmralı’da televizyon bile dinlemesine izin olmayan, günlük gazete okuyamayan, dış dünyayla her türlü teması güvenlik süzgecine takılan, Türkiye’nin ‘top secret’ mahkûmu, nasıl olacak da haftalık bir dergide köşe yazacak?”

Ergin’e göre, Apo’nun dışarı göndermek istediği her türlü metin ve belgeyi cezaevi müdürüne teslim etmesi gerek. Haftalık yazıları ‘mektup’ yoluyla göndermesi mümkün değil. Bu durumda akla gelen tek formül, Öcalan’ın ‘teorik’ olacağı söylenen yazılarını avukatlarıyla haftalık görüşmesinde sözel olarak aktarması, onların da akılda kalan bölümlerini Öcalan’ın daha önceki yazılarından pasajlarla birleştirerek bir metin oluşturması.

Aslı; “kolektif’bir çaba” diyor!

Doğru. Apo’ya uluslararası meşruiyet ve saygınlık kazandırmak için kolektif bir çaba var! Apo’ya terörist olarak kazandığı “saygınlık” (!)yetmedi şimdi, “Sayın yazar Apo” daha sonra başyazı da yazar başımıza da çıkar!

APO'NUN YAZARLIĞI ESKİ

Bu, Apo’nun ilk yazarlığı değil. Yurt dışında, Şam’da, Bekaa Vadisinde, icrayı ihanet ederken, zamanın bölücü gazetelerine yazdığı -T.C. Ordusuna kin kusan- yazıları aklımda ve arşivimde. Il Manifesto gazetesindeki ilk yazısında da, “faşist” T.C. devletine kin kusmuş. Der ki: “Bu hükümet, Demokratik Toplum Partisi’ni (DTP) yasakladı...(ama) Kürt halkı asla mücadeleyi bırakmayacak.” Barışçı Yol Haritası böyle başlarsa sonunu merak ediyorum. Daha doğrusu asıl hayret ediyorum; canlarımızı almaya devam eden- 1984’de “bir avuç gerilladan ordu çıkaracağını” vaat ederek, Eruh ve Şemdinli’de Türk askerlerini şehit ettikten sonra, binlerce insanımızı katleden, PKK “kurucu lideri” eşkıya başının, sözlerine ve “yol haritasına” nasıl itibar edilir... Kıymet verilir? Bizim yalakaların istedikleri gibi, “barış için” muhatap sayılabilir!

İpten yazarlığa... Sonra?

BAYDEMİR

Birkaç gün önce ağzı köpürerek Hükümete “Ha...” diye başlayan, galiz bir küfür savuran Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir şimdi aynı Başbakana, bilmem hangi yüzle hitap etmiş; “Uzatmaları oynamaktan vazgeçmeliyiz... Süreci bu sefer sil baştan yeniden ve birlikte başlatalım” diyor! Baydemir, PKK’yı silahsızlandırabilmenin yegâne yolunun da “Direkt veya dolaylı, ikna etmek” olduğunu söylüyor

Baydemir; “Bu sürecin (açılımın) hiç olmadıysa herhalde azımsanmayacak bir katkısı oldu; o da artık Kürt meselesini daha rahat konuşuyoruz” demiş...
Erdoğan, açılımıyla övünebilir. Apo’ya rahatça yazmayı, Baydemir’e de, hükümete “rahatça” küfretmek imkânını verdiği için...

Bundan sonra, Erdoğan-Baydemir mülakatı da olabilir, hatta Apo-Erdoğan mülakatı da!

Artık karar verdim, hiç bir şeye şaşmayacağım! Ama çoğu zaman da, terbiyem müsaade etmese de, kendimi tutamayıp bir “Ha...” de, ben çekmekten kendimi alamayacağım! ***

Yayın Tarihi : 12 Ocak 2010 Salı 12:27:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erol yavuz IP: 212.186.72.xxx Tarih : 14.01.2010 02:48:06

dsp nin öcalani af etgini yaziyorsunda MHP nin bebek katilini af ettigini yazmiyorsun. ecevit yalnizmi af etti öcalani milliyetcilik türk askerinin katilinin af olmasinda görevmi almaktir ben sizin gibilerin türk milliyetcisi olduguna inanmiyorum.

 


Gönül Aydemir IP: 88.235.248.xxx Tarih : 12.01.2010 18:37:48

Atatürk Devrimi'nin kesintiye uğraması bizleri bu parlak günlere getirdi(!). Türk halkını gütmek,sömürmek böylece daha da kolaylaştı.Tıpkı Irak gibi üç çatışma bölgesine ayrılıyoruz.Birbirimizi kırcağız ama,çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için değil,daha da ilkelleşmek,yamyamlaşmak için.

 


haci güneş IP: 85.108.145.xxx Tarih : 12.01.2010 18:02:39

Yeter artık  bu kışkırtmalarınızdan vazgeçin.  Halan asmaktan, kesmekten bahsediyorsunuz.  Bu söylemler 30 yıldan beri tekrarlanıp duruyor, karnımız top bu söylemlere. 40 bin insan öldü bu memlekette, milyonlarca insan göçertildi, binlerce faili meçhul cinayetler işlendi, binlercesi hapsedildi... Akli selim davranmanın dönemi geldi de geçti. Eğer birlikte yaşayacaksak, diğerinin varlığını kültürünü ve eşitt yurttaş olarak kabul edeceksin, etmek zorundasınız. İnsanları resmi ideolojinin "statükonun" içine habsetme devri geçti. Kürtler eski Kürtler değil beyefendi ! "Edi Bese" (Yeter Artık)