22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Sekiz Asker

 
PKK’nın eline düşen (‘esir’ demeye dilim varmıyor) , 8 askerimiz, belirli bır zamanda, rehin tutulduktan sonra, herhalde, maksatlı bır “şovla”, serbest bırakıldılar. Amaç, herhalde sırasıyla, PKK’nın gücünü , “aracı” DTP’yi, de, halka sempatik göstermek, Sonra da, Washington konuşması sırasında, hem Başkan Bush’un hem Başbakan Erdoğan’ın “ellerini “kuvvetlendirmek! Ancak, bütün bunların ortaya çıkardığı bır hakikat var: demek ki, DTP, PKK ile kadar iç içe yakın! …Zaten, DTP milletvekillerinin, aslında TBMM de PKK vekilleri olduğu malûm; Van milletvekili Emine Kurtul hanım Mecliste, eşi dağlarda PKK “savaşçısı” .DTP’liler, bunun sorgulanmasının “ özlük haklarına tecavüz etmek olduğunu” söylüyorlar! … “Özler” karışmış durumda!

Bu “şovdan” ortaya çıkan bir gerçek de, ABD’nin de, bu ” şova” fotoğraflardaki ı askerleriyle katılmış olması , “Yerlerini” ” bılmesı de, PKK’ya ne kadar yakın olduklarının delili! “Gönüllerde muhabbet, “sıcak yakın elektronik-uydu istihbaratına ne hacet!”!

Nihayet, AKP’nin de, bu mizansene dâhil olduğu da, Bush’un “Erdoğan’la yakın temasta idik ” demesinden anlaşılıyor. Daha da vahimi PKK liderlerinden Murat Karayılan, esir askerlerin serbest bırakılması sürecinde, AKP hükümetinin temas kurduğunu iddia ediyor! . Yanı ortada, "sürpriz" yok, bir "oyun" var!


SEINMEK Mİ, SEVINMEMEK Mİ?
Sekiz askerin serbest “bırakılmalarına ” sevinmek”, Mehmet Ali Şahin gibi , ,doğrusu benim de, içimden gelmiyor! . Hele bu “şovun” fotoğraflarını ve askerlerimizin hallerini gördükten sonra! Ve bu askerlerin “gönüllü kaçtıkları “ “debrfing" -soruşturma, sonunda, sabit olursa daha fazla üzüleceğim!

Bazı esir anaları – yakınları Bakanının bu sözlerini yadırgamışlar. Üzülmüşler… Eminim, onlar ve bazı okuyucularım da, bu sözlerime tepki gösterecekler!

Aslında, askerlerin serbest bırakılmalarına Insan ve baba olarak çok sevindim. Benim bır yakınım serbest bırakılsaydı da çok mutlu olurdum. Ancak bu olayda bir Türk milliyetçisi olarak yukarda anlattığım sebepler dolaysıyla sevinemedim, hele kendi oğlum veya torunum çarpışmadan teslim olmuşsa, kahrolurdum! Çünkü önce, eğer esirlerin “gönüllü kaçtıklar” doğruysa, Türk ordusunun onuruna, bir kara leke! Bu da, hasımlarımız tarafından – ve malum yazarlar tarafından çok edilecek- ediliyor.


ORGANIZASYON
Ama gerçek şu ki; bu askerlerimdin, böyle,“davullu zurnalı, serbest bırakılmaları ,” Barzani’nin iş maşası, İlnur Çevik’in organizasyonuyla, DTP aracılığı ve AKP Hükümetimin ve ABD’nin, bilgileri tahtında, olmuştur. Almaları, mücadelemize ve dünyadaki geleneksel Türk imajına da, zarar vermiştir.

Halisane temennim bu askerlerin “gönüllü “kaçmadıklarının “ ve fakat tuzağa düşürüldüklerinin tespit edilmesi ve sonra da Genelkurmay bildirisindeki, ince deyimiyle “TSK saflarına, yeniden, katılmaları' .
“Esir düşmek savaşın” şartlarında ve mantığında vardır. Nitekim bütün savaşlarda askerlerimiz esir düşmüşlerdi. Askerler, tuzağa düşürülebilir, birlikleri, sarılınca, cephaneleri i kalmaz, süngüleri de yetmezse, esir olurlar. Ne var ki, onlara belletilen kural, sonuna kadar çarpışmaktır!

Bugün rahat koltuklarımızdan ahkâm kesmek kolay: Bu sekiz askerin hangi koşullarda teslim olmaya mecbur edildiklerimi bilemiyoruz ç Arkadaşları şehit düşerken, onların görevlerini sonuna kadar yaptıklarını ve “gönüllü” gitmediklerini umut ediyorum!

Midemi bulunduran bır husus da, bu 8 askerden üçünün “Kürt” kökenli olmaları. Ordu saflarında, hatta Komuta kademelerinde “Kürt” kökenlilerin bulunması ve hatta en yüksek mevkilere kadar yükselmeleri, şimdiye kadar, hiç yardırganmadı. Kore savaşında bizim takımda, üç, aslan gibi Kürt asıllı er vardı, Hayatlarımız onlara emanetti ve bu emanete asla ihanet etmediler, Hayâmızı emanet ettik, ,onlara güvenirdik. Bugün ise Kürt kökenli askerlere, artık aynı güveni duymamamız, çok acı!

Daha evvel yazmıştın: Kore Savaşında bazı eslerimiz Çinlilere esir düştü. Aralarında, Güneydoğulu u Kürt kökenliler vardı. Ama bizim “Türkler”, Çinlilerin psikolojik beyin yıkama baskılarına, fire vermeden dayandılar ve bütün vaatlere rağmen Komünist propagandalarına alet. “şovlarda” oyuncu, olmadılar. Amerikalı ve İngiliz vb. esirler, sapır, sapır döküldüler! Bunun sebebi de Türk askerlerinin, esarette de, askeri disiplini ve emir-komuta zincirini muhafaza etmeleri idi.

EĞİTİM
Bu olay, askerlerimize, esir düştükleri takdirde, ne yapmaları gerektiği hakkında da eğitim verilmesi gerektiğini gösteriyor. Esir düşenler ,”Cenevre Konvansiyonu” gereğince, sadece “isim –rütbe ve künye numaralarını” söylemekle mükelleftirler! **********!

 

Yayın Tarihi : 8 Kasım 2007 Perşembe 11:52:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?