26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Sırtlanlara Atılan Gladyatörler

YAŞ sonucunu bu cümleyle ifade etmek mümkün; bu ‘arenada’,“gladyatörler” -Komutanlar- “İmparatorun” parmak işaretiyle, “sırtlanların” önüne atıldılar ve feda edildiler! Fakat daha acısı, uzlaşma uğruna, TSK’nin teamülleri bozuldu, geleneksel içyapısı alt üst oldu…

Erdoğan, açıkça “TSK’nde artık teamül, gelenek yok TSK’da tayinler ve terfiler Tapu idaresinde ve Diğer devlet dairelerinde olduğu gibi olacak” dedi… Kısacası, ve Hasan Iğsız Paşa gibiler de tasfiye edilecek! Teamül olmayacak da ne olacak? Liyakat yerine iltimas -Orduda da yandaşlık- liyakatleri teğmenliklerinden beri sicillerinde belirlenmiş komutanların partizan tercihler veya “münasip” makamlara tayinleri veya tasfiye edilmeleri… Bundan sonra olacaklar bu!

YABANCILARDAN AL HABERİ

Yabancı gözlemciler, YAŞ’da olanları daha iyi objektif ve cesurane yorumluyorlar. Ortak değerlendirme özetle şöyle: “Türk generalleri AKP hükümetiyle mücadelelerinde kaybettiler… Pazarlıklar yapıldı, 30 Ağustos’ta emekli olacak Orgeneral Başbuğ’un Türk başarısı Orgeneral Işık Koşaner’in Genelkurmay başkanlığına getirilmesi… İktidar yanlıları sonucu -Erdoğan’ın “rest” demesini- kararlılığını övüyorlar… Köstebek Mehmet Baransu Erdoğan’ın kararlılığı darbeci generalleri dize getirdi" demiş…

Gerçek; Askeri Şura toplantısında, pazarlıklar sonucunda, Hasan Iğsız Paşa bunalımını çözmek için feda edildi – bu savaşçı (günah keçisi demeye dilim varmıyor) – (“Aslanlarıma” diyemeyeceğim) çakalların önüne atıldı… Yani Hasan Iğsız Paşa ve diğer “şüpheliler” artık yeniden görüldükleri yerde “yakalanabilecekler”!

Hatırlatalım Iğsız Paşanın suçu, daha doğrusu, suçlandırılma bahanesi, talimatıyla, AK Parti hükümetini yıpratmak ve kara propaganda yapmak amacıyla Genelkurmay tarafından, internet siteleri kurulmuş! Eğer öyleyse, çok doğru yapılmış; uzun süredir Türk Ordusunu yıpratmak için faaliyette olan kara siteye aynıyla mukabele edilmiş! Geç bile kalınmış!

Gelinen son nokta da Ordunun teamülleri, gelenekleri alt üst edildi, kimyası bozuldu... Bunlar, teknoloji ile yeri doldurulamayacak, para, pulla yeniden geriye alınmayacak, - Orduyu güçlü- vatanı da güçlü kılan, başka ülkelerde olmayan, hassas değerler. Özet olarak: TSK böylece hizaya getirilince, Türk Ordusu artık hiç eskisi gibi olmayacak.

Bütün bunlar karşısında “genç Subaylar” ne diyor? Bunu sormak zorundayım, çünkü onlar da, bu değerlerin, ölçütlerin yok edilmesiyle, “önümüz açılacak, yandaşlıkla, partizanlıkla terfi edileceğiz” diye düşünmeye başlarlarsa, vay ordunun haline!

Hayra alamet başka şeyler de var. Mesela Taraf gazetesi yeni Komuta kademesinin PKK'nın "eylemsizlik" kararını olumlu karşıladıklarını ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini yazıyor. Bazı generalleri özellikle övüyor. Hatta Işık Koşaner Paşanın da arkasını sıvazlıyor! Onlar da YAŞ’da olanları TSK’nin dize getirilmesini övüyorlarsa, Vay halimize!

Velhasıl TSK karşıtları, bu asimetrik Savaşın bu safhasında muzaffer çıktılar. Ordunun “vesayetinden” şikâyet eden Başbakan, orduya siyaseti karıştırdı ve TSK’ni vesayeti altına aldı. Orgeneral Atilla Işık’ın emekliliğini istemesi bir işaret idi, ibret alınması gereken bir emsaldi!

Yaş’ta, “pazarlık” neticesi terfi ettirilmeyenlerden Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk, istifası da, onurlu olmaktan da öte. Veda konuşmasında söyledikleri, olanların içyüzünü anlatması çok anlamlı…

Ertürk; teyit etti: “Türk silahlı kuvvetlerine karşı asimetrik psikolojik harekât icra edilmektedir.” Ve Deniz Kuvvetleri bu harekâtın tam merkezindedir ve hedeftir!”

Bağrı yanık Amiral Ertürk soruyor:”Peki bu mücadelede yeterince destek alabildim mi? Buna verilecek cevap: hayır’dır ”diyor ve ekliyor; “Deniz top ateş desteği alamadım. …Dost ateşine maruz kaldım.”

Beni başka hiçbir iddia savunma – gerekçe, Amiralin, anlattıkları kadar alakadar etmiyor –ben, Silahlı Kuvvetlerin mayası ve kıyması bozulduğu için isyan ediyorum!

BAŞKA BİR AMİRAL

Türk Donamasının bütün subay ve amiralleri onurludur ama her kurumda olduğu gibi orada da, çürük, dışarıdan zerk edilmiş ilaçlarla çürütülmüş olanlar var. Emekli Or. Amiral Atilla Kıyat, “93–97 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetlerin devlet politikası olduğunu, o dönem yüzbaşı, üsteğmen olan kişilerin emir üzerine bu cinayetleri işlediklerini” ileri sürdü.

Sorulacak çok şey var. Önce, “bunları biliyordun da görevde iken neden hiç bir şey yapmadın. Şimdi tam bu bağlamda neden, vakıf olduğun sırları ifşa ediyorsun? Kimden talimat aldın?” Hesabını vermesi lazım. Ama bu “çürük elmalar” Deniz kuvvetlerini ve Orduyu çürütemeyecek. Neden Deniz Kuvvetleri Komutanı yapılmadığının da izahı olacaktır! ***

Yayın Tarihi : 17 Ağustos 2010 Salı 11:30:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İMDAT ! (veya S.O.S) IP: 88.231.87.xxx Tarih : 18.08.2010 00:53:57

1- Anadolu'daki birlik ve beraberliği sağlamaktan aciz kalan siyasilerin, gene de Mubarek Ramazan ayınının, kendilerine hayır lı olmasını temenni ederim

2- Sayın Başbuğ'ya, emeklilik döneminde sağlığı yönünden temennilerimize evet derim.

3-Ateşin olduğu yerde dumanı da tüten Batı emperyalistlerinin, hakkımızdaki hükümlerine de evet derim.

4-Malum yönetim ile birlikte işbirliği yaparak, Anadolu'nun bugünkü durumunu yaratan diğer siyasilerin varlığına da evet derim.

PEKİYİ, BEN NEYE "HAYIR" DİYEBİLECEĞİM !