20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Sönmeyen Kin; Muğlalı Mustafa Paşa


Yakın tarihimizde acılı dramlar vardır... Hâlâ yürek sızlatır! Mustafa Kemal’e olan aşırı bağlılığının bedelini canıyla ödeyen “Topal Osman” öyküsü! Rahmetli babamın çok sevdiği yiğit bir Karadeniz uşağı idi Topal Osman! Babam bize onunla birlikte çekilmiş, Karadeniz giysili, kucağında filintalı fotoğrafı gösterirken gözleri yaşarırdı.

Benim de içimi sızlatan başka bir olay, başka bir kahraman var: Muğlalı Mustafa Paşa ve olayı! Şimdi bölücüler, tüm Kürtçüler ortamı müsait buldular, yeni “Kürt açılımları” yapılırken, bu eski yarayı kaşımaktalar! Birdenbire gene hatırlayıverdiler. Genelkurmay’ın Paşa’nın adının, olayın cereyan ettiği Van’ın Özalp ilçesindeki kışlaya verilmesine karşı ayaklandılar. Gün uğursuzun!

Muğlalı Mustafa Paşa Olayı

Muğlalı Mustafa Paşa bölgede Ordu Komutanı iken, 1943’te Van’ın Özalp İlçesinde 33 bölücü, hem de hayvan kaçakçısı 33 eşkıyayı, ibreti âlem için kurşuna dizdirmişti... 1946’da “Demokrasi” dönemi başlayınca, o zaman muhalefette olan Demokrat Parti, bölge oyları için Paşa’nın yargılanmasını istemiş, iktidar partisi CHP de maalesef aynı oy hesaplarıyla buna fazla karşı koyamamış, bu baskılar neticesinde Paşa Askeri Mahkeme tarafından önce idama mahkûm edildi, sonra “cezası” 26 yıla çevrildi ama paşa bu “ceza” tamamlanmadan, cezaevinde vefat etti. Son sözleri: “Ben görevimi yaptım! Vatana helal olsun” olmuştu. Kürtçüler ve yandaşları bu olayı hiç unutmadılar, kendilerine “menkıbe” yaptılar. “Ahmet Arif” de “33 Kurşun” şiiriyle bölücülerin ilahisi yaptı! Ama vefakâr Türk Ordusu Muğlalı Mustafa Paşa’nın mübarek adını kışlaya verdi!

Radikal, Taraf’tan önce davrandı

Şimdi, mahut “Kürtçü” dostu RADİKAL gazetesi, aynı cephedeki TARAF Gazetesini atlatmış, “Hiç olur muymuş, katliam yapanın adı kışlaya verilir miymiş” demeye getiriyor. Manşetten haber veriyor:

- “Olaydan 61 yıl sonra suçsuz yere kurşuna dizilenlerin yakınları, Özalp’teki kışlaya Muğlalı’nın isminin verilmesine karşı dava açmışlar, fakat Genelkurmay Başkanlığı mağdur yakınlarının ısrarına rağmen geri adım atmamış! Bunun üzerine, o ”yakınlar“ kışladan Muğlalı Paşa’nın adı kaldırılmazsa AİHM’e kadar - (cehennemin dibine kadar) gideceklermiş!”

Kışladan Muğlalı Mustafa Paşa’nın adının kaldırılması için açılan davada Milli Savunma Bakanlığı’nın savunması: “Merhum Muğlalı, işlediği suçtan dolayı cezasını çekmiş ve olayın üzerinden 60 yıldan fazla bir zaman geçmiştir. Merhumun cezasının veya kısıtlamalarının süresiz devam edeceğinin iddia edilmesi hiçbir hukuki ve demokratik değerle bağdaştırılamaz... Merhumun cezası süresiz değildir.”

Bence yetersiz bir yanıt; önce savunmaya geçmek bile yanlış. Muğlalı Mustafa Paşa’nın katliam yaptığı, cezalandırılmasının doğru olduğu zımnen kabul edilmiş oluyor! Hayır; Paşa cezaya, hele idam cezasına asla müstahak değildi. O günün şartları içinde, hatta bölücülük tehlikesini o günden fark ettiği için gerekeni, yapmıştı! Helal olsun!

Acı olan şu ki, biz otuz bin küsur kişinin katili eşkıyabaşı APO’yu, cinayetlerini unuttuk. Onu en iyi şartlarda yaşatıyor, örgütüne uzaktan avukatları vasıtasıyla kumanda etmesine imkân veriyoruz. Onlar merhum Muğlalı Mustafa Paşa’yı unutmadılar... Ha gayret; DTP’lilerin gayretiyle APO’nun adı Güneydoğu’da bir kente hatta bir üniversiteye verilir... Hem bu “Yeni Kürt açılımı” AB’yi mutlu kılacak, ne de güzel bir jest olur... Hay AB ve “oy” nelere kadirsiniz!

Açılım

Ve şimdi Güneydoğu Kürt sorununda sıra, gene barışçı siyasi çözümde. TC Devleti temsilcileri, “değil bir PKK’lıyı, bir Kürt kedisini dahi Türkiye’ye vermem” diyen Barzani ve “bana PKK terör örgütüdür dedirtemezsiniz” diyen Talabani ile resmen müzakerelere başladı. Uğruna Mustafa Paşa ve onun gibi kahraman şehitler feda olsun! Bizde bu unutkanlık, edilgenlik ve böylesine bir medya varken, düşmanlarımıza da doğrusu helal olsun!

Yayın Tarihi : 6 Mayıs 2008 Salı 11:20:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
M.K IP: 85.110.31.xxx Tarih : 7.05.2008 09:10:48

Geçmişte yaşanmış hadiseleri,o dönemin kendi güncel perspektifinde bırakmak daha doğru olmazmı.?Şimdi temcit pilavı gibi yarım asır önce yaşanmış bir olayı tekrar ve ilk defa gündeme getirmek ;bundan, önce siyasi,sonra etnik düşüncelere basamak yaparak ,memleketimizde varolan huzursuzluk halkasına bir yenisini daha eklemekten başka bir işe yaramaz.Şurası yadsınamaz bir gerçektir.Kimse bu ülkede yanlış,tenakuza düşürücü söylev'lerle TÜRK HALKINA ÖNDERLİK ETTİĞİNİ ZANNETMEMELİDİR.BÖLÜCÜLÜKTEN SİYASİ RANT ELDE ETMEYE KALKANLAR ACABA KENDİLERİNİ NEREYE KOYUYORLAR.ÜLKE SAHİPSİZ DEĞİLDİR.TÜRKİYEDE'Kİ SİYASİ PARTİLER BÜTÜN TÜRKİYE COĞRAYASININ PARTİSİ OLDUKLARINI UNUTMADAN,AMACINI AŞAN MAKSATLI BEYANATLARDAN KAÇINMALIDIRLAR.GEÇMİŞTE YAŞANANLARIN HESABINI, O DÖNEMDE OLAYLARI YAŞAYANLAR İLAHİ ADALETE VERİRLER.YARGILANIP HAPİSTE VEFAT EDEN BİR KİŞİ İLE İLGİLİ OLARAK TÜM TÜRKİYE HALKINI VE TÜRK DEVLETİNİ SUÇLAYICI BEYANLARIN, DEVLETİ AŞAĞILAMAYA YÖNELİK HEZEYANLARDAN BAŞKA BİR AMACA HİZMET ETMEYECEĞİ AÇIKTIR.DEVLET; KENDİNİ BU COĞRAFYAYA AİT HİSSEDEN HERKESİNDİR.BAŞIMIZ SIKIŞTIĞI ZAMAN BİZİ ADALETLE YARGILAYACAK OLANLAR YİNE TÜRK MAHKEMELERİDİR.ARMUDUN SAPI,ÜZÜMÜN ÇÖPÜ BIRAKILMALIDIR ARTIK.TÜM TÜRKİYE HALKININ MUTLULUĞU İÇİN YENİ BİR GÜN, YENİ SAYFA,YANİ NEVRUZ MUTLULUĞUNA HEPİMİZİN İHTİYACI VAR.HERKES SORUMLULUĞUNUN İDRAKİ İÇİNDE OLMALIDIR.


K. Mükremin BARUT IP: 85.99.78.xxx Tarih : 6.05.2008 17:43:06

"Muğlalı Mustafa Paşa bölgede Ordu Komutanı iken, 1943’te Van’ın Özalp İlçesinde 33 bölücü, hem de hayvan kaçakçısı 33 eşkıyayı, ibreti âlem için kurşuna dizdirmişti..." SEVGİLİ ÜSTADIM KALEMİNİZE SAĞLIK. BEN DE BİR TÜRK VATANDAŞI OLARAK İBRETİ ALEM İÇİN BU KÖŞE YAZINIZI "SAVE" EDİYORUM. YANİ ARŞİVİME KAYDEDİYORUM. Ölen kişiler için lütfetmişsiniz, "Hayvan kaçakçısı" ibaresini de eklemişsiniz. Keşke onu da yazmasaydınız. Değerli Kent Haber okuyucuları,1943 tarihi, Dünyayı büyük bir felakete sokan Hitler Faşizm'inin en kanlı yıllarıdır. Nasyonal Sosyalist hareket tüm dünyayı etkilemiş ve İnönü sayesinde savaşa girmediğimiz ve hatta taraf olmadığımız halde, maalesef bizde de kafatasçı "aydınlar" türemiştir. O yıllarda Kürtler açlık ve sefaletle boğuşuyorlardı kaldı ki nerede Kürtçülük yapacak mecal. Altemur üstad o dönemi yaşamış biri olarak bunu gayet iyi bilir. Bir generalin, mahkeme ve yargı tanımadan 33 vatandaşını kurşuna dizdirmesi kabul edilebilir bir ölçümüdür. O tarihte Doğu ve Güneydoğu halkının geçinebilmelerinin yollarından biri de kaçakçılık idi. Bu vatandaşlar adli makamlar karşısına çıkarılmadan bir generalin emriyle kurşuna dizilmişlerdir. Şimdi istediğimiz suçu bunların üzerine yamama şansımız var. Bu ve benzeri olaylar bir kuşak sonraki Kürt gençlerini taraf halne getirdi. Ey Türk evladı Titre ve Kendine Dön. Senin ecdadın hiç bir tebasına zulm etmemiştir. Ta ki İttihat Terakinin turan ideolojisi şekilleninceye kadar. Adalet götüren adalet bulur. Kışlaya generalin isminin verilmesi ABD'nin emriyle olmuştur. Amaç Türk ve Kürt halklarının arasındaki uçurumu derinleştirmektir. Aylardır yorumları okuyorum gelişen bu hamaset milliyetçiliğini ibretle izliyorum. Bu ağzı kanlı söylemler bize faydadan çok zarar getirir. Türkü dünya'da yanlızlaştırır. Unutmayın ki Türkü izole etmek, hele Müsluman Türkü yanlızlaştırmak bir haçlı geleneğidir. Onun bu gün ki uzantıları ABD ve AVRUPA'dır. Gençler size öğretilenlerin tersine Osmanlı'yı inceleyin. Osmanlı'nın medeneyite ve adaletin simgesi olduğu yıllarda Avrupa kilise otarşisinden, engisizyondan karanlıklar altındaydı. Şehirler pislikten vebadan kırılıyordu. Ancak onyedinci yüzyılda Endüstri Devrimi sayesinde medeniyetle tanıştılar. Bizim Avrupadan öğrenecek tek bir şeyimiz yoktur. Avrupanın göbeğindeki Sırbistanda insanlar katledilirken kılları kıpırdamadı. Yakın tarihimizde bunu hep birlikte gördük. Ne yapabildikleri ne de yapamadıkları bize örnek teşkil edemez. Biz biziz. Ama allahtan hepimiz Sayın Aletmur Kılıç ve Mustafa Muğlalı gibi düşünmüyoruz. K. Mükremin BARUT-ANKARA


Gökhan IP: 85.103.26.xxx Tarih : 6.05.2008 13:58:02

Sayın Kılıç,ellerinize sağlık.Tam da dediğiniz gibi,gün uğursuzun,hainin,bölücünün günü.Ama bize özgürlük,daha fazla hak hürriyet diye 1700 lü yıllardan beri baskı yapan Avrupa faşizmi,herhangi bir üyesinde acaba bu kadar özgürlük var mı bakmak lazım.İspanya ETA ya ne kadar özgürlük tanıyor?İrlanda neden İRA ya hala en sert tedbirlerle yaklaşıyor?Onlar üniter yapılarını korurken başka biz korumaya kalkarsak başka mı oluyor?Kaldı ki onlardaki hareketler ve örgütler farklı. Malesef içimizde hala çok sayıda''İngiliz muhipleri''mevcut.Ayrıca bunlar 1950 ile manda ve himaye yi yasallaştırıp iktirdar marifeti ile vatanseverliği suç saymaya başlayan bir yönelim gerçekleştirmekte başarı kazanmışlardır.Dünyanın her yerinde vatan hainliğinin bölücülüğün cezası ölümdür.Ama bizde liberal medya,uluslararası şirketlerin temsilcileri, bu kadar etkinken kesinlikle mümkün değil vatana ihanetin ceza bulması.Zaten liberallerin (eski adları İngiliz muhipkeri)yaptıkları da bulundukları ülkelerin parababalarına altın tepsi içinde sunulmasına yardım ve yataklık etmektir.Soros'un açık toplum enstitüleri ve bunun gibi sivil kuruluşlar da bu görevin sosyal ayağıdır.