15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Sözler Bitti, Hareket zamanıdır!

Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, önce Yeniçağ yazarı Sabahattin Önkibar’a, sonra da Uğur Dündar’a, bir Türk Generaline yakışan, vakarla ve de “insan” bir “insana” yakışan, duygusallıkla, söyledikleri, sonuçta, hiç de boş sözler değildi. Bence “sözün bittiği yerde” artık çeşitli seçenekleri, bir tarafa bırakarak, Türk Devletini ve milletini tehdit eden bölücü terörün köklerini - neredelerse ve kimlerse- orada, kazımak için, harekete geçileceğinin işareti idi… Başbuğ, iki ay sonra, filli görevi bırakacak ama “bayrağı”, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve erkânı alacak… Onların, farklı düşündüklerini sanmıyorum; bayrağı ihanet tepelerinin, karargâhlarının, üzerine, mutlaka dikeceklerdir. Eğer söz konusu, milletin ve devletin varoluşu ise başka seçenek yoktur!

TEPKİLER

Başbuğ’u dinlerken, bazı malumların nasıl tepki göstereceklerini, neler yazacaklarını, adım gibi biliyordum… En basitinden, “Hiç bir demokraside, Genelkurmay Başkanı böyle konuşamaz- vesayet bitti” diyorlar… En küstahları DTP’liler, açıkça ve terbiyesizce, Türk Ordusunun başına meydan okuyorlar.

Hemen söyleyeyim; bu üniter ulus devlet, demokrasiyle kurulmadı… Acıdır; TC, halkın çoğunluğunun ve mürtecilerin direnişine rağmen, Mustafa Kemal’in Ordusu ve arkadaşları tarafından kuruldu ve şimdi “muz” gibi hangi niyetle yenecek- ve meşreplere göre yorumlanan bir “Demokrasi” adına, yıkılmasına asla müsaade edilemez… Bu konuda ilk ve son savunma hattı Türk Ordusudur, bu böyle biline! Eğer PKK temsilcilerini, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tutmak ve ihanetlerine orada devam etmelerine müsaade etmek, “demokrasi” gereği ise, çekin böyle bir “demokrasinin kuyruğunu”! Bu adamlar-kadınlar, ettikleri yemine rağmen hala ve hatta TBMM kürsülerinden Türkiye’nin bütünlüğüne ihanet, Türk Ordusuna hakaret ediyorlarsa, bu ne gaflettir… Hala köşe ve kanallarda sürdürülmekte olan budalaca önerilerin de, şahikasıdır!

BİTTİ… BİTTİ

Aslında söz, Erdoğan’ın “açılımıyla” çoktan bitmişti… Habur’da bitmişti! Bölücü Partinin terör “Aynası”, bunu kıkır kıkır gülerek “bitti, bitti” diye ifade etmişti… Ne var ki, “açılım” Teröre yeni “açılmak” ivmesi verdi, rakamlarla sabit... Eğer, Başbakan, bu “açılımında” hala ısrar ederse, bundan sonra olacakların, “yan gelip yatan” şehitlerin hesabı, ondan muhakkak sorulacaktır…

Başka şeylerin de. Mesela, savcısı olduğunu itiraf ettiği, “Ergenekon Kapsamının” hukuki ve insani hesapları da… Türk Başbakanı, bu kapsamın, iddiaların, tutuklamaların, TSK’ni, hesaplı olarak nasıl yıprattığını ve savuma gücünü zaafa uğratacağını, teröristlerin, bölücülerin bu sonu gelmez süreçten, cesaret aldıklarını nasıl olur da idrak edemez!

Şu sırada, yeni iddianame ile şerefli Türk kuvvet Komutanlarının, en ağır cezalarla yargılanmaları - “Cumhuriyet” değil- “2. Cumhuriyet” Savcıları tarafından” isteniyor!.. Dünkü yazımın sonunda yazdıklarım, fantezi – farazi değildi. Eğer bu “Ergenekon Kapsamına” son verilmezse, yakında, Başbuğ, hatta eski Cumhurbaşkanları Demirel, Sezer de, tutuklanabilir ve yargılanabilirler! Hatta ölmüş olanlar da “Mustafa Paşayı” da “post modern” yargılıyor ve mahkûm da ediyorlar ya!

Bu devleti savunmaya - korumaya ant içmiş, bu uğurda savaşmış devlet adamlarının komutanlarını ve aynı uğurda savaşım vermiş gazetecilerin şimdi bu devleti yıkmaya çalışanlar tarafından suçlanmaları akıllara zarar! …

“Yargıya saygı” – duruşmaların sonunu beklemek ilke olarak, tamam da, sabrın da bir sonu – “zaman aşımı” olmalı! Geciken adalet yüzünden hayatlar, aile ve meslek hayatları kaydı ve daha da kayacak gibi!

KİŞİSEL

“İroni ”: Ben, 7 Mayıs Darbesinden sonra çok eziyet çektim - kişisel zararla uğradım - hayatım kaydı -yerine oturtmak güç oldu… Yassıada’da aylarca hapis yatmak azaptı. Yargılanırken çok zorlandım. Arkadaşlarım, çok daha zorlandılar hakaretlere maruz kaldılar! Ama şimdi, geriye bakınca bu süreden ve şerefli insanlarla birlikte çektiklerimden dolayı, iftihar ediyorum… Eminim yıllarca sonra, bu “Korku İmparatorluğu” da, yıkıldıktan sonra ve sorumluları enkaz altında kalınca, Silivri –Hasdal vb. hapishanelerinde yatanlar ve yakınları da, “Ergenekon Mağduru” olmanın onurunu, şeref madalyaları gibi göğüslerinde ve omuzlarında taşıyacaklar. Onları bu durumlara düşürenleri de, Allaha havale edeceklerdir! Yassıada’daki yargıç ve savcıların adlarını kim hatırlıyor? …

Sözün bittiği yerdeyiz, ama sözler ihanet ve gaflet bitene -TC düşmanlarının kökleri kazınana- kadar bitmeyecek… Başbakan tatil yapsa da Azrail tatil yapmıyor!

Bir son olmayan söz daha: Şükürler olsun, bölücülüğe karşı olan, PKK terörünü tasvip etmeyen ve mutlulukla “Türküm” diyen Kürt kökenli vatandaşlarımız var… Varoluş mücadelemizde, diğerlerinden Devletlerine ihanet eden, bu milletten ayrılmak, “Büyük Kürdistan” isteyenlerden başka, kaybedilecek bir şeyimiz olmaz. Onları çoktan gözden çıkardık! Kalanlar bizimdir!***
 

Yayın Tarihi : 8 Temmuz 2010 Perşembe 00:49:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Sözün Bittiği Yer ! (veya Dr. S.) IP: 88.252.162.xxx Tarih : 8.07.2010 18:33:23

İçteki ve dıştaki kötü yürekliler, varlığımızın ve geleceğimizin tek temeli olan Türkiye Cumhuiyetini, bugün bizlerden mahrum etme durumunu göstermişlerdir; ve bu kişiler düşmanca tavırlarıyla ve de açıkça bağımsızlık ve Cumhuriyetimize - örneği görülmemiş bir şekilde - parçalayıcı emellerini belli etmişlerdir. Zorla ve hile ile aziz vatanımızın bütün kaleleri işgal edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün ordumuz dağıtılma noktasına getirilmiş ve memleketin her köşesi Batı emperyalistlerinin yaltakçıları tarafından parçalanma noktasına kadar da getirilmiştir. Ülkemizde iktidara sahip olanlar, gaflet ve aracılık ve de hıyanet içindedirler; öyle ki, bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını Batı emperyalistlerinin politik amaçlarıyla birleştirmişlerdir. Vatanımız harap ve bitkin bir duruma düşmüştür. BU GÜNLER, - YASAL VE DE HAKLI OLARAK - ANADOLU GENÇLİĞİNİN VATANINI KURTARMAK İÇİN GEREKEN EYLEMİ YAPMALARI ZAMANIDIR !

(Not: "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi" nden yaptığım bu alıntı ile ilgili olarak, hangi etnik kökenden olursa olsun, bütün Anadolu gençlerinin Atatürk'ün bu uyarılarını ezberlemelerini içtenlikle arzu ederim.)


Gönül Aydemir IP: 88.235.194.xxx Tarih : 8.07.2010 08:56:09

Ucunu bucağını göremediğimiz karanlık bir güç;eli kalem tutan,kafası çalışan,ülkesini tam bağımsızlık uğruna seven,çalmayan herkese düşman,herkesi hapse tıkıyor,herkesi asıyor,yargısız infazlarda bulunuyor.Bu güç,''Kürt genç kızları metres olarak alın.''diyor.Bu ülkenin tadını çıkartıyor,kirli çıkınları büyütüyor.Boğazı bir kez görmemiş,ayağına bir çift yeni pabuç giymemiş,karnı doymamış,annesine bir manto,bir çift çorap alamamış,yirmi yaşındaki gençler,çocukluk rüyalarından uyanmadan ülke için can veriyor,ülke de bir türlü kurtulmuyor.Ben bu karanlık gücü çok merak ediyorum.