20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Sözlerin Bittiği yer; Ne Zaman Dank Edecek?

PKK’nın son toplu cinayetinden sonra yorumların -iddiaların- bini bir para... TSK’nın ihmalinden, terörle mücadelenin iyi yönetilmediğinden, şehitlerin “boşuna öldüklerine”, cinayetlerin TSK-PKK işbirliğiyle, “barış sürecini önlemeye” veya aksine, iktidarın elini zorlamaya, yeni “açılımlar”a yol açmaya kadar...

Aydınlar konuşuyor... Eski PKK tüfeği, cezası zaman aşımına uğradığı için dönen ve hemen kent kadrosuna katılıp icraatına devam eden Kemal Burkay... Kürt ayrımcılığı önderlerinden Ziya Ekinci vs. ahkâm kesiyorlar… Ortak söylemlerin ortak özeti: BDP’ye ve ilan ettikleri “Demokratik özerkliğe” yol verilsin!..

***

Sözde “aydınlara” göre amaç: “PKK’nın, Öcalan’la devlet-hükümet arasında süren müzakerelerin sonuç vermeyeceğinin mesajını vermek ve gerekirse Öcalan’a da, uygun bir lisanla, şimdiye kadar Kürt halkı için yaptıklarına teşekkür edip, yola bambaşka bir paradigmayla devam edebileceğini göstermek...”

Velhasıl, “ev sahibi hep suçlu; haydutların, bu kirli savaşı başlatanlar hiç suçu yok!..”

***

Bu ara, bu sıra “malûmların” bazılarına, TC ve TSK’ya karşı zehirlerini dökmek için tam fırsat... Önceki akşam bir TV kanalında “gazeteci-yazar” bir kadın çıktı!.. TSK’nın bu savaşı iyi yönetemediğini söyledikten sonra, “Şehit cenazelerindeki başörtülü kadınların ve çoğunlukla şehit olan astsubayların ve uzman çavuşların Orduevlerine alınmamalarından” şikâyet etti... Ona sormak isterdim: “Sen bundan şikâyetçisin ama çağdaş bir hanımsan, seni ‘karşı devrimin’ sembolü yapılan türban ve bunun Atatürk Cumhuriyetinin en yüksek ve kutsal mekânlarında arzı endam etmesi hiç rahatsız etmez mi?..”

***

Bir keşmekeştir gidiyor. Bu kirli savaşı başlatan eşkıya başının yaşam koşulları iyileştirilmeli, hatta af edilmeli ki “barışı” yönetebilsin. Yani Apo’nun cinayetleri yanına kâr kalsın ve şimdi barışı o sağlasın... Akıllara zarar!..

Bu gidişatın sonu nereye varar?.. Kardeşim Hasan Pulur söylemiş: “Bir sabah kalkarsınız, Diyarbakır hükümet konağında ‘bayrak değişi’mini görürsünüz...”

***

Fakat galiba ben, Pulur ve bizim gibi düşünenler çok gafil, çok safdiliz. Bu sonucun, “Türkiye’nin küçük Kürdistan” olmasının gafilleri uyandıracağını sanıyoruz. Ama birden dank etti: Bu hayalden -bu ihtimalden öte gerçek- mukadder sonuç içimizdeki “Kürt hakları” şampiyonlarını hiç rahatsız etmiyor; aksine “Büyük Kürdistanı”, Kürtlerin doğal hakları olarak meşru ve kaçınılmaz sayıyorlar!.. Türkiye bölünmüş... Cumhuriyet bitmiş... Onları hiç ırgalamıyor... Onlar için asıl önemli olan “Kürtlerin hakları” ve “bedeli ne olursa olsun barış” !..

***

Böylesine bir barışın dış boyutu da var... “Büyük Kürdistan”; Amerikalıların, Avrupalıların, 19. yüzyıldan beri Türkiye’yi bölmek, Türkleri zararsız hale getirmek için yarattıkları canavardır!..

AB’nin, ABD’nin, son yıllarda Kürtleri desteklemek için PKK’ya moral ve lojistik yardımları, TSK’ya, Irak’ın kuzeyine, Kandil’e harekât yapması için “icazeti” savsaklamaları. “İstihbarat paylaşımı” diye işlerine gelenleri vererek göz boyamaları. Çuval olayı ve nihayet Apo’nun idam hükmünün, zamanı gelene kadar rafa kaldırılması, hep aynı “oyun!”

AB’nin, Güneydoğu “Eyalet Sistemi” (“Demokratik özerklik” diye okuyun!..) alt yapısına fonlar sağlamaları. AB komiserlerinin doğuda bölücülerle yakın temasları... Hep, eski “büyük oyun”un BOP olarak devamı... Çünkü, kısacası, bu yabancı güçlerin bölgedeki çıkarları, yatırımları, enerji ve petrol hatlarının korunması için “Büyük Kürdistan” gerek!.. Türklere güvenemezler ama “sadık muhafızları” Kürtlere güvenirler...

Şu noktaya da mim koyun. TSK üzerinde oynanan oyunların da maksadı var: Türk askerlerini paralı askerler, lejyonerler olarak yedekte tutmak!..

Evet; gerçek dank etti: “Büyük Kürdistan” bizleri korkutsa da içimizdeki Kürt muhiplerini hiç rahatsız etmiyor...

Derler ki: “Kürtlerin haklı talepleri var. Türklerin hangi hakları var ki?..” Doğru: Bizim haklarımız acaba ne zaman akla gelecek?.. İçimizdekilere, başımızdakilere ne zaman “dank” edecek... Millet ne zaman “uyanacak” ?.. “Müdafaa-i Hukuk” ve “Kuvâ-yı Millîye” yeniden ne zaman hareketlenecek?.. ***

Yayın Tarihi : 20 Temmuz 2011 Çarşamba 11:26:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?