3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Tercüman var... Tercüman var!

Bir süredir piyasada iki Tercüman gazetesi var..

“Halka ve olaylara Tercüman” ile “Dünden Bugüne Tercüman”..

Rahmetli Kemal Ilıcak’ın Tercüman’ı bir dönem uzun süre, muhafazakar milliyetçiliğin başlıca organı - basında bir ekoldü. Köşe yazarlarıyla, yayınladığı kitaplarla milliyetçi muhafazakarlık mücadelesinde, Türk tarihi ve kültürüne büyük hizmetler vermişti.

Burada detaylarına girmeyeceğim -, bildiğim, hatırladığım kadar, Kemal beyin oğlu Mehmet Ali Ilıcak, bazı borçlarını ödeyemeyince, Tercüman’ın adını, “markası”nı tüm haklarıyla Akşam grubuna -kendi rızasıyla devretmişti.

Akşam medya grubu da Tercüman’ı, “Halka ve Olaylara Tercüman” adı altında yeniden yayınlamaya başlamıştı.

Buna karşılık, Rahmetli Kemal Bey’in eşi Nazlı Ilıcak ve oğlu Mehmet Ali, “Dünden Bugüne Tercüman”ı yayınlamaya başladılar. Nazlı Ilıcak’ın AKP ‘İktidarına çok yakın olmasıyla, “Tercüman” iktidarın büyük destekçisi oldu!

Ancak, dostum Rauf Tamer hariç, çoğu eski, Tercüman’cılar Kemal Bey’in Tercüman ailesinin mensupları, Ergun Göze, Namık Kemal Zeybek. Vedat Zeydanlı, Servet Kabaklı, Sevinç Çokum, Metin Işık, Mim Kemal Öke, ve Ünal Sakman vb. “Halka Olaylara Tercüman” gazetesindeler ve Kemal Bey’in Tercüman’ının misyonunu sürdürüyorlar.

Orijinal logodaki “Her Sabah dünya yeniden kurulur - her sabah taze bir başlangıçtır” sloganı da orada!


Bu iki Tercüman ikilemi mahkemelerde dava konusu. Ama AKP İktidarı son zamanlarda sıkça kullandığı bir taktikle, Türk Patent Enstitüsü ve Basın Kanunu tasarısına ilave ediliveren maddelerle Tercüman adını izinsiz ve haksız kullanan Nazlı ve Mehmet Ali Ilıcak’ların durumlarını meşru kıldılar.

Bu maddelerde, hanımın ve oğlunun fotoğrafları eksikti! İktidar böylece Nazlı Hanım’a ve oğluna vefa borcunu ödüyor, onların “Tercüman”ın yasallaştırmaya çalışıyor, Hem de medyada bir aracı daha, emir ve komutası altına alıyor.

Bu konunun hukuki taraflarına değinmeyeceğim. Hukuk bilgesi Cumhurbaşkanımız herhalde Basın Kanunu’ndaki bu ve diğer mahzurları gidermek için gerekenleri yapar. Ancak eski bir Tercüman emekçisi ve emeklisi olarak endişem bu çekişme yüzünde Tercüman’ın onurlu adının ortadan kalkmasıdır!

Ben Rahmetli Kemal Ilıcak’ın yakın dostu idim. O’nun ricası üzerine son dönemlerinde bir süre Genel Yayın Müdürlüğü yapmıştım. Bu acı dönemi, Nazlı Hanımla mücadelelerimi ve bu görevden nasıl ayrıldığımı bilenler bilir, ama ben anılarımda anlatacağım. Nazlı Hanım yüzünden çok sevdiğim Kemal Bey’e küstüm. Oysa, Kemal Ilıcak hakikaten, vatansever, milliyetçi ve çok sevdiğim bir insandı; benimle dargınken ölmesi, içimde büyük bir ukdedir. Kemal Bey, bence eşinin ve oğlunu kurbanı olmuştur.

Şunu da söyleyeyim; olayın hukuki boyutları ve neticeleri ne olursa olsun, bence Nazlı ve Mehmet Ali Ilıcak’ın Tercüman’ı bugünkü politikası ve haliyle, gerçek Tercüman’ın yanlış bir kopyasıdır ve herhalde rahmetlinin kemiklerini sızlatıyordur.

ON YİĞİT ADAM

AKP’den 10 yiğit milletvekili, kendi hükümetlerinin Zana oyununa dayanamadılar, “hain” dedikleri bu kadına, hükümetlerinin müsamahasını ve resmi konutlardaki iltifatlarını kınadıklarını, millete, ortak bir bildiriyle açıkladılar. MHP, DYP ve ANAP kökenli olan bu milletvekillerini medeni ve siyasi cesaretlerinden dolayı candan tebrik ediyorum.

Bu Zana’nın kahramanlaştırılması şovu dolayısıyla aklıma bir İngiliz yazarının Sir John Harrıngton’un özdeyişi geldi; “Hainlere itibar gösterilince ve onurlandırılınca, ihanete ihanet demeye kim cesaret eder?” Ama hainlere adlı adınca “Hain” demeye cesaret edenler de var! Zana’yı “kucaklamanın” manevi ve siyasi faturası AKP için ağır olacağa benzer!

Yayın Tarihi : 18 Haziran 2004 Cuma 16:52:47
Güncelleme :18 Haziran 2004 Cuma 19:18:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?