15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Tünelin Ucu Göründü mü?

Türk Metal –İş Sendikası eski Başkanı ve Avrasya Televizyonu kurucusu, Mustafa Özbek, Silivri’de 22 ay tutuklu kaldıktan sonra, diğer iki tutuklu, Fahri Kepek, Ayhan Atabek’le birlikte tahliye edildi ama aynı davadan tutuklu olan meslektaşlarımız, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Faik Şengül’ün, karşı oyuna rağmen salıverilmediler… Aynı davadaki, diğer sanık İlhan Selçuk, Türkan Saylan,“ terörist olmadıklarını ispat edemeden – Yargıçların inayetini beklemeden, Allahın rahmetine kavuşmuşlardı!

Önceki gece, bu tahliye haberini aldığımda, ilk sözlerim: “Darısı diğerlerinin başına” oldu. Kendim salıverilmiş kadar oldum! Ben 9 ay yattım, acılarını bilirim… Ama Dile kolay 22 ay bu!

“Ergenekon” kapsamında tünelin ucu görümdü mü? Korku İmparatorluğu çökertilecek mi? Umutlanalım, ama fazla da acele etmeyelim… Kazdıkları “gayya kutusunun” dibi derin, ilk taşı atanlar bile, o taşları, kolay çıkaramayacaklar. Şengül gibi adil ve vicdan sahibi yargıçlar bile, en güçlü bilgisayarları kullansalar da, bu kördüğümü kolay ve hemen çözemeyecekler… Tabii, bir mucize olmazsa ve bir “İskender” çıkmazsa!

Ülkemizi, yıllardan beri, üzerimize çöken bu kâbustan kurtarmak, Hükümete – Millet Meclisine düşerdi… Ama Başbakan bu davanın “fahri savcısı” olmakla övünüyorsa ve TBMM AKP'nin ezici çoğunluğu altındaysa, Allahtan sonraki merci, Cumhurbaşkanı! Ve Abdullah Gül nihayet konuştu,”Tutuklamalar cezaya dönüştürülmemeli" buyurdu. Çok doğru ama bunca acıdan sonra, biraz geç kaldı! Geç kalan adalet gibi!

”İnsan Hakları ve adalet” denince, mangalda kül bırakmayan aydınlar, bu davalar ve tutuklamalar konusunda, hep suskun kaldılar, çünkü kendi maksatlarına hizmet ediyor! Ama galiba, geç de olsa, amme vicdanın sabrı taşıyor artık!

VE MEHMET HABERAL

Dünyaca ünlü, yüzlerce hastayı kurtaran ve diğerlerinin umudu, Başkent Üniversitesi kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’a Amerikan Cerrahlar Koleji Şeref Üyeliği verdi ama O şimdi hastanende, tutuklu! Ona sıra, ne zaman gelecek? O, ne zaman Özbek gibi, “Dün teröristim - bugün, gene şerefli bir cerrahım” diyecek?...

“Sıraları gelince”, tutuklu iken ölenlerin, intihar edenlerin sayısını unuttuk… İlhan Abiyi, Türkan Saylan’ı unuttuk… Ve hala içerde olanların çoğunu da unuttuk! “Ergenekon kapsamı” sanki ikinci bir dünyamız oldu-kanıksadık! Birileri bundan nema alıyorlar. Ama gelecekteki tarihçiler bu davaları savcılarını, yargıçlarını nasıl değerlendirecek?

Sanıklar, tutuklular, sonunda tahliye edilseler- aklansalar da, onlara kaybettikleri, çoluk çocuklarından ayrı kaldıkları, ayları, yılları, hayatlarını, kim geri verecek? “Pardon” demek yetecek mi?

“Ergenekon Davalarının” mağdurları, yattılar öldüler, intihar ettiler, zindanda unutuldular… Onların yattıkları yerler belli… Fakat, acaba, onları, suçları kanıtlanmadan “yatıranların” yatacak yerleri, olacak mı? Allah bilir!

BAŞÖRTÜSÜ

Bugün Başörtüsü konusunu yazacaktım, yer kalmadı. YÖK kararından sonra kız öğrenciler, Üniversiteler, okullara, başörtülü türbanlı girecekler… Eğer Ergenekon davası daha uzarsa, Kadın savcı ve yargıçların, davalara başörtülü, tesettürlü girmeleri, olasıdır! ***

Yayın Tarihi : 9 Ekim 2010 Cumartesi 00:35:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
efe can IP: 89.0.159.xxx Tarih : 10.10.2010 14:25:30

benim annem ve kiz kardeslerimde basörtüsü tasiyor.bence türkiyede iki basörtüsü var.ben birinci basörtüsünün serbets.ikinci basörtüsünün yasaklanmasindan yanayim.yani politik olan birilerinin bayragi olan basörtüsünün yasaklanmasindan yanayim.herkeze saygi ve sevgilerimle