19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Türban Neyin Simgesi?

Türkiye, “fasit daireler, kısır-fesat döngüler” ülkesi oldu... Çoktan çözülmüş veya çözülme yoluna girilmiş sorunlar, dönüp dolaştırılıp -başa- gündeme getiriliyor! Tarih, tekerrür ediyor ve neden hiç ders alınmıyor! “Çözülmeyenlerden” biri de “Türban”!

Ve altlıkları; tesettür kıyafetleri, çarşaf –hâşâma vb. bunlar AKP iktidara gelene kadar, Cumhuriyet döneminde, asgariye inmişti, sokaklarda, nadiren rastlanırdı! Hatta kent sokaklarında, kara çarşafa rastlandığında, çocuklar “Umacı geliyor” diye kaçarlardı! Ne var ki, son yıllarda gittikçe arttı ve AKP döneminde yaygınlaştı. Nihayet, Başbakanlık konutuna, Atatürk’ün kutsal alanı “Çankaya”’ya çıktı!

ÇAĞDAŞLIK SIMGESİ

Cumhurbaşbakanımız, Başbakanımız, eşleriyle yabancı ülkelere gittiklerinde, Müslüman ülkelerde de, devlet ve hükümet başkanları ve eşleriyle birlikte görüntülendiklerinde, Hayrünisa ve Emine Hanımefendilerin, türban ve kıyafetleri ev sahibi hanımlarının çağdaş kıyafetleri yanında, göze batıyor… Erdoğan, hep Atatürk’ten alıntı yapar, “çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıyoruz” der – “çağdaş uygarlık düzenin”-“Modern Türkiye’nin görüntüsü müdür, bunlar?

Duvarımda, İstanbul Kartal İstasyonunda çekilmiş bir fotoğraf var: Mustafa Kemal’e tren vagonun pencerelerinden bakan başları açık genç kızlar! Yıl 1926! Ya şimdi 2010 yılında? Kadın- genç kız kıyafetleri hususunda, bariz bir gericilik var!

Mustafa Kemal, kıyafet devrimini yaparken kadınların giyisilerine, başörtülerine karışmamış “Kadınlarımız ne yapacaklarını bilirler” demişti ve çoğu kadınlar da başlarını, kendiliklerinden açmışlardı!

Ancak, kadınlarımızın köy ve kentlerde, geleneksel başörtüsü takmalarıyla “kamusal alandaki türban” arasında büyük bir fark var! “Başörtüsü” gelenek ve inanç meselesi! Buna kimse karışamaz. Atatürk de karışmadı. Ama gene 1926 yılında çarşaflı bir genç kıza “Kızım gel buraya; ne kadar güzel gözlerin var- at şu kara çarşafı” demiş ve kız da “Sana Feda olsun Paşam” diye çarşafı atmıştı…Kadınlar çağdaşlığı gönüllü olarak yakalayacaklardı ta ki, “karşı devrim” simgeleriyle başlayana kadar.

SİYASİ SİMGE

Başbakan, türbanın hem de siyasi bir simge olduğunu, “velev ki siyası simge olsun” diye ifade etmiş, “Bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bunu kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz, sembollere bir yasak getirebilir misiniz?” demişti... Hatırlatayım; bu söz üzerine de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davası sürecini başlatmıştı!

Eger “Türban” bir kesimin “siyasi simgesi” ise, kamu alanlarında “türban takılmaması” da çağdaş Atatürk Cumhuriyetinin ve Ordusunun yasal kuralı! Bu olay eğer doğal mecrasına bırakılsa kendiliğinden, çözülecekti ama, “Laikliğe karşı eylemlerin” odağı ve “mücahitleri” bırakmıyorlar...

Erdoğan şu hassas dönemde GATA’da, eşi Emine Hanımefendinin, sanatçı Necdet Uygur’u “ziyaret edememesini” yeniden pişirip, neden masaya koydu?
Bir defa, Emine Hanım hakikaten GATA’nın kapısından geri mi çevrilmişti? Yoksa bu Bayan Uygur’un vehmi mi idi?

Erdoğan’ın bu olayı, şimdi şu sırada gündeme getirmesi, zaten gergin olan ortamda yeni bir gerginlik konusu oldu... İçinde birikmiş “ukdeleri” dökmekten başka, “Orduya karşı eylemlerin” de arttığı şu sırada çok “simgesel” anlamı var! Üstelik böylelikle,“kamusal alanın” sonunu getirmek hesapları da var!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da her zaman böyle “ukdelerini” dile getirip durur! 2002’de AKP İktidara gelince, TBMM Başkanlığı’na seçilen Arınç, 21 Kasım’da NATO toplantısı için Prag’a giden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile eşi Semra Sezer’i, başörtülü eşi Münevver Arınç ile birlikte Esenboğa Havalimanı protokolünden uğurlamaya gitmiş ve sonra yaşanacak gerilimleri “fitillemişti” !

Başörtüsü konusunda, eski MHP milletvekili Dr. Nesrin Ünal, “Aslında çözülmüş, çözülmek yolunda olan bir konu, neden şimdi gündeme getiriliyor?” diye sordu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ: “GATA’daki Emine Hanım olayı, özel bir insani durum. Keşke yaşanmamış olsaydı” diyor. Evet, keşke yaşanmasaydı... Keşke artık hiç yaşanmasa “simgesel” zorlamalar yapılmasa ve olay tabii mecrasına bırakılsa... Ama bırakmıyorlar işte!

Karşı Devrim, Orduyu yıpratmakla başarısına ulaşmakta... Son gelişmeler çok kararlı bir planlamanın aşaması! Emine Hanımın “türbanı” bahane! ***

Yayın Tarihi : 6 Şubat 2010 Cumartesi 11:39:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Hasan Çavuşlak IP: 88.252.160.xxx Tarih : 7.02.2010 14:15:31

Ben, gerçekten türbanın -kendi düşüncem ve görüşlerim içinde- anlamının ne olduğunu hâlâ çözümlemiş değilim. Mevcut iktidarın simgesi midir, teseddürün ifadesi midir, kurulacak başkaca bir düzenin çağrıştırması olacak bayrak mıdır ?. Teseddürün ifadesiyse (altı kaval-üstü şişhane misali) giyenlerin uyguladıkları moda biçimi kafalarına taktıkları ile bağdaşmıyor. Kurulacak yeni bir düzenin "bayrak" sembolüyse, bizim elimizde taşıdığımız Türk bayrağının anlamı ne olacaktır ?. Ama bildiğim birşey var ise, o da "BİZİ BU GÜNLERE GETİREN VE GEÇMİŞTE VEFAKÂR  VE DE CEFAKÂRCA BATI EMPERYALİSTLERİNE KARŞI MÜCADELE VERMİŞ OLAN TÜRK KADININ BAŞINDA YEMENİSİ, ALTINDA ŞALVARI, AYAĞINDA ÇARIĞI, SIRTINDA TÜRK TOPU VE DE ELİNDE TÜRK BAYRAĞI VARDI !" 


oku IP: 88.249.194.xxx Tarih : 8.02.2010 10:40:45

 Kuran'ı okumak değil anlamak önemli. İlk emir "Oku". Din kardeşinin yazdığını okumadan diye yorum yapmayınız. Allah'ın evi kalplerdir. Kalp kırıcı yorum yapmamak gerek. Bence arkadaşımız güzel yorum yapmış.

 


Gördes Kızı Makbule Kimdir ? IP: 88.252.160.xxx Tarih : 7.02.2010 16:46:06

Yukarıdaki yorumumu bütünlemek amacıyla bunu belirtmek zorunluluğunu duydum:

(1902, Gördes, Balıkesir - 17 Mart 1922, Kocayayla, Balıkesir) Kurtuluş Savaşı kahramanı Türk kadınıdır. İştipli Halil Efe ile evlilik kurdu. 7 Kasım 1921'de Türk milislerinin Demirci'ye harekâtı sırasında Halil Efe, Demirci Kaymakamı Ethem Bey'e eşinin de kendilerine katılmasını önerdi be bunun kabullenmesi üzerine Türk çetecileri arasına katıldı. 17 Mart 1922'de, Kocayayla bölgesinde, Batı emperyalistlerinin kandırmış oldukları Yunanlılara karşı  Halil Efe'yle beraber giriştikleri çatışma sırasında, yemenili başına isabet eden kurşunla öldü.


mehmet IP: 88.76.73.xxx Tarih : 7.02.2010 21:27:24

hasan cavuslak biraz kuran okusan ne oldugunu anlarsin kuran dediysem manasini okuda aklina biraz birseyler girsin bos bos konusmayin