30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Türkiye Piş, Ağzımıza Düş!


Talabani ve Barzani’nin bir barış taarruzuna geçtiler, aşamalı planlar öneriyorlar. Fakat asıl amaçları besbelli: AB’den ve özellikle ABD’den aldıkları maddi ve manevi destekle Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile birlikte, Türkiye’yi bölerek, “Büyük Kürdistan” kurmak. Tabii biz engel olmazsak… Bu adamlar acaba, herkesi sersem, âlemi kör – kendilerini akıllı mı, sanıyorlar? İçimizde, hatta başımızda, onlara – Kürt Sorununu, güya çözecek “aşamalı” planlarına inanacak gafiller varsa da, şükürler olsun ki, hepimiz “sersem- kör” değiliz. Bu taktiklerini, yeni “oyunlarını” görüyoruz –Başımızdakilerin de görmeleri gerek!- Kısacası: Talabani ve Barzani’nin, Kürt Sorununu “aşamalı” planlarla çözmek önerileri, silahla başa çıkamayacakları Türkiye Devletini uyutmak için büyük bir oyun! PKK’yı, güya silahları bırakmakla, dağdan indirmek, bu aşamalı planın en önemli unsurları. Bu filimi –oyunu daha evvelce de görmüştük. ABD önermekten öte dayatmıştı!

Kürt liderlerinin, hiç de samimi olmadıkları ilk “aşama”, öteden beri bizim bazı gafillerimizin istedikleri; -sonunda, sözde “barışçı çözüme” yani TC Devletini, hatta PKK ile “barış”- hakikatte, “teslimiyet” masasına oturtmak!.. Hep söylüyorum; bu “masadaki” pazarlıkta, Türkiye ne verecek – karşı taraflar (AB ve ABD dâhil) ne alacaklar? Ne yazıktır ki TC. Cumhurbaşkanı bu oyuna gelmek üzereydi! Nerdeyse, Talabani’yi hatta Barzani’yi Ankara kırmızı halılarla karşılayacaktı! Öyle ya, bu adamlar “Beyaz Sarayda” böyle kırmızı halılarla karşılanırsa, neden Çankaya’da olmasın! Gül, “Barışın” birinci kademesi olarak, Talabani’ye ve Barzani’ye giderek konuşmaya hazırlanıyordu. Neyse ki, kulaklarına kar suyu kaçmış olacak ki, bu “oyuna” –şimdilik- gelmedi, “kulak rahatsızlığını bahane etti! – “. Bir daha ki çamaşıra” kadar! Ancak, baskılar-kandırmacalar devam ederse, sonunda “planlar icabı” APO da affa uğrar- hatta karşımıza “barış masasına” oturtulur! Onu “rafa” boşuna koymadılar! “İcabı halinde” kullanılmak üzere!

Barzani ve Talabani, huzurlarına giden DTP/PKK heyetine demişler ki “Türkiye büyük bir reform ve değişim yaşıyor. Bu değişime uyun. En azından taş koyup engellemeyin!”

“Reform” dedikleri, AKP iktidarının bütün kırmızı çizgileri unutması ve Bölücülüğe, uyum uyum tavizler vermesi!

Ve bunlar olurken, ülkemiz içinden, ”Ergenekon” vb. kendisini bölmüşken, Talabani ve Barzani haklı değiller mi? Olgun meyve, nasılsa kollarına düşecek!

ASIL TEHLİKE

Asıl tehlike bu değil: Bizim “aydınlarımız” “Kürtlerden de özür dilemek” defterini imzaya açmaya hazırlanıyorlar! Kürtler de, bir nevi tehcire ve soykırıma, tabi tutulmuşlar!.. RADİKAL’in, Türkiye’deki – büyük kentlerdeki “Kürt nüfusu” konusundaki araştırması, şu bağlamda ve zeminde anlamlı!..

Şu sırada “Türkiye’de kaç Kürt var” diye araştırmak, arkasından “kaç Çerkez, kaç Arnavut var” araştırmalarına yol açar. Bu bana daha önce, AB’nin aynı “maksatlı” araştırmalarını hatırlattı. Türkiye’yi bölmenin bir yolu!

Eskiden, Kürt veya Diğer gurupların sayımını yapmak akla gelemezdi, hatta Nüfus sayımlarında etnik köken sorulmazdı! Ve mesela, İstanbul'da bir milyon kadar Kürdün olması, kimseyi rahatsız etmezdi! Şimdi bu ayrımcılığın sebebi ne? Bu nifakı kim sokuyor?

Böyle olunca da bizler de açıkçası sayıları her yerde artan Kürtlerin diğer gurupları geçecekleri ve Türkiye’yi “Kürdistan” çevirmelerinden endişe eder oluyoruz!

Gene RADIKAL’de İsmet Berkan'ın iddiası, Kürtlerin, Türkiye toplumunda yükselmelerine Devletin, kasten engel olduğunu yazıyor! Yani, bu da, sistematik örtülü “soykırımı”!

Yazmıştım; bu ülkenin mübarek erime kazanında, kedini “Türk” bilen herkes, kökeni ne olursa olsun “Türktür” ve şimdiye kadar hiç bir yerde ayırımcılığa tabi tutulmamışlardır. Her mevkıe kadar, engellenmeden yükselmişlerdir.

Canan Arıtman’a karşı, şiddetli bir kampanya açıldı. Cumhurbaşkanların, Başbakanların vb. kökenlerini araştırmaya kalkışmamıştır. Herkesin, Cumhurbaşkanı olması “caizdir.” Ancak ülkenin en önemli, hassas konularında, yanlış şeyler söyler, Milli tepkilere, devletin zirvesinden destek vermezse ve Erivan kapısını açmaya kalkışırsa, bir “başka olduğu” sanılır! ****

Yayın Tarihi : 23 Aralık 2008 Salı 17:44:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?