25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Türkiye’nin Acıklı Halleri

Önceki yazımda ülkemizin nasıl bir ihanet-gaflet sarmalı içinde olduğunu anlatmaya çalışmıştım İşte içli-dışlı, son örnekler: ABD’nin, sözde Türk dostu, Türkiye’ye gelişinde kahraman kurtarıcı gibi karşılanan Barack Obama, Ermeni iddiaları yanlısı olduğunu, daha önce ifade etmişti… Eee. . O, koca Amerika’nın başkanıdır, istediği yere eder-istediğini yapar ve söyler. ABD’nin çıkarları Ermeni diasporasının “oyları” varken, Türklerin hassasiyetlerine aldırış mı edecek?… Şimdi de ikinci vak’a: Obama, Yunanistan’ın Türklerin “zulmünden” kurtuluşunun 189. yıldönümünde, Beyaz Saraya davet ettiği Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ve eşi Amerikan Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Demetrios, Kongre üyeleri, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin büyükelçileri, Yunan asıllı Amerikalı yetkililer önünde, “Ne iyi ettiniz de isyan ettiniz” demiş ve “Bir piskoposun Yunan bayrağını kaldırıp, bağımsızlığı ilan edişini hep hatırlayacağız” diyerek, Amerikan Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Demetrios’u alkışlamış!

“Soykırımı Yasasıyla” paralel bir anlayış ve tavır! Amerika’da Rumlar, Türklerden çok daha fazla… Hıristiyanlık dayanışması da var; Türkler ne yazar? Hem, Türkler çabuk unuturlar. Başbakanları, gene huzuruma gelir ve gene Türkiye’ye gidersem beni kahramanları gibi karşılarlar!

Bu vesileyle dünyadaki ezeli Türk karşıtlığının ve bu yüzden hafıza kaybının bir örneğine işaret etmeliyim. Bugünkü Rumların eski Yunanla benzerlikleri şüpheli, ama 500 küsur yıl Türk idaresi altında kalmış Yunanlıların, 1821’de Osmanlı Devletine karşı ayaklanmaları, eski Yunan Elen Demokrasinin ve klasik aydınlamanın kaynağı bilen dünya liberalleri, bu mücadeleye destek vermişler, hatta bazıları, ünlü İngiliz şairi Lord Byron gönüllü olarak katılmışlardı… Ancak Byron Yunanistan’a gidince bu Rumların O eski Yunanlılar olmadıklarını anlamış ve hayal kırıklığına uğramıştı…

Bizim, Ermeni Muhibbi Aydınlarımızın da unuttukları bir acı gerçeği gene “Yunan Dostu” Dostu bir İngiliz tarihçi William StClaır Yunan Bağımsızlık mücadelesi hakkındaki kitabında yazmış… Özetle; “mücadelenin” başladığı 1821’de, Mora’da Rumlar bir gecede 20.000 Türk komşularını, katletmişler ve sonra da Avrupalı seyyahlara övünmüşler! Bizim “soykırımı” imzalayıcıları, bunu, hiç yazarlar mı? Obama, acaba bilir mi? Bilse de söyler mi? Danışmaları Amerikan Kongresi arşivindeki General Harbord Raporunu Başkanlarına hatırlatsalar!

VE ANKARA

Önceki gece Türkiye’nin, bugün içinde bulunduğu durumun, güldürü filmine konu olacak bir örneği yaşandı Ankara’da! Bir ihbar üzerine polisin Ankara’da durdurduğu sivil kamyonda 900 el bombası-silah vb. çıktı… Kamyonun, sevkiyat için TSK’nin kiraladığı ve araçta görev kâğıdıyla birlikte iki asker olduğu anlaşıldı… Ancak savcılık olaya el koydu. Yaklaşık 8 saatlik incelemeden sonra kamyon bırakıldı, ama gene de Savcılar soruşturmayı sürdürüyorlar! Neresinden bakarsanız, hem trajik hem de komik bir durum! “Çukurambar olayı” da öyle değil miydi. ”Kozmik Odadan” sonra şimdi de “Kozmik Kamyon” efsanesi! …

Bu, orada bitecek mi sanırsınız? Mühimmat, silah sevkiyatının, yasal-resmi olduğu belgelenmiş olsa bile, göreceksiniz Taraf gazetesi ve yandaşları, olayı gene didikleyecekler “darbe” delili sayacaklardır! Ben de sorayım: 155’i kim, kimler, nerden aradılar ve kamyonu ihbar ettiler? Sakın Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesine yasal olarak “sızdırılmış” yabancı elemanların işi olmasın?

Fakat bu komedinin asıl vahim tarafı şu; Zaman ve Taraf gazetelerinde köşe tutmuş olan eğitim üyelerinin, polis okul ve akademilerinde “eğittikleri” bir başka “Polislerin” orduyu düşman saymaları ve askerleri suçlularmış gibi takıp etmeleri-hoyratça yakalamaları! Ve çok daha vahimi, en saygın ve her zaman milli savunmamızda herkese lazım olacak bir “hazinemizin” Ordumuzun, mensuplarının, bozuk para gibi harcanması! Morali bozulmuş bir ordu ne işe yarar? Bozulan “morali” yeniden vermek Komutanlara-hepimize düşüyor!

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR

Hükmet “taş atan çocukları koruma” yasasını geçirmek için olağanüstü caba gösteriyor. Vahı gitmiş, adı kalmış “Açılım” da hiç olmazsa bir “başarı” elde etmek için olacak!

Gerçekten masum çocuklarımızı korumak lazım: ağır cezalar hayatlarını karartmasın. Ancak bir de şüphe var: Bu “torbada”- APO’ya affın –yeniden yargılanmasının yolunu açmasın!

Diyarbakır’da, İstiklal Marşımıza ıslık ve yuh, sokaklarda kendi asker ve polislerine kıyasıya taş, molotof kokteylleri atan “masum” çocuklarımız! Polis askere karşı- Türkiye’nin tarihi ABD yasasında yazılıyor! Ne oldu böyle bize? Kaybettiklerimizi nasıl geri alacağız?***

NOT -Eski sevgili dostum değerli çizer Turan Selçuk vefatıyla beni de çok yaktı… Nurlar içinde yatsın…
 

Yayın Tarihi : 12 Mart 2010 Cuma 00:41:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?