23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Umudumuz Barzani mi?

“Kürt Sorunu”, hele Başbakanımız tarafından da, böyle tanımlanınca, milletimizin,devletimizin başındaki en büyük beladır! Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluşu, bu sorun yüzünden tehlikede iken, iktidarda devlet tecrübesi, vizyonu ve tarih bilinci olmayan kendi amaçlarını yabancıların, Avrupa Birliğinin ABD'nin proje ve maksatlarıyla tevhit etmiş, olaylara hakim olmak yeteneğini kaybetmiş, olayların arkasından sürüklenen bir hükümet iktidarda. Yanlış zamanda yanlış yöneticiler! Önceki akşam, Hulki Cevizoğlu’nun CEVİZKABUĞU programında, Kâmran İnan’ın söylediği gibi, “hükümet adamlığı ile "devlet adamlığı" aynı değil ve şu sırada Türkiye devlet adamlarına muhtaç, onların eksikliğinin acılarını çekiyor!

Bu acı, edilgen durumumuzu Avrupalılar, Amerikalılar ve en önemlisi içimizdeki bölücüler, PKK- Talabani ve Barzani de, herhalde görüyorlar ve değerlendiriyorlar; Türkiye’yi istedikleri hizaya kolaylıkla getirecekler!

KIRMIZI ÇİGİLER!

“Kırmızı Çizgiler” deyiminden usandım; artık; bunlardan söz etmek bile gülünç! Yıllardan beri TSK, PKK’yı dağlarda etkisiz hale getirdikten sonra, bölücü terör örgütü PKK ve Kuzey Irak konusunda, önceki hükümetler tarafından da yapıla gelen hatalara ve sergilenen gaflete AKP İktidarı AB uğruna çıkardığı uyum yasaları ve terör yasasında yapılan değişikliklerle, ABD etkisi ve telkiniyle çıkarılan eve dönüş yasalarıyla,tüy dikti. Kuzey Irak’ta varlığımız , meydanı Barzani'ye -ve Talabani'ye boş bırakmamızla , silindi ve orada ABD ordusunun “sivil” elemanlarının televizyonlarda iftiharla gösterilen açık yardımlarıyla, Kürdistan devletinin bütün alt yapısı önünde kuruldu ; biz de oldu-bittileri sadece seyrettik!

APO-PKK-ABD

PKK konusunda temeldeki en büyük hata, eşkıya başının idam edilmemesi ve İmralı’dan, pervasızca, örgütü yönlendirmek imkanını elde etmesi idi.. ABD APO’YU bize teslim etti amma sırtlarında yumurta küfesi yok; dün öyle yaptılar, şimdi de, kendi amaçları için, PKK kartını da elde tutmak için bu eşkıya ıle mücadele etmekten kaçınıyorlar.

Eğer, 1 Mart Tezkeresi kabul edilse idi, netice başka mı olacaktı? Kesinlikle hayır. ABD, gene kendi amaçları için, bildiğini yapacak ve Kürt devletine yardım edecekti. Ama o zaman bır de Amerika'nın Irak'taki hoyratlığına ve suçlarına ortak olacaktık.

Kısacası, bir zamanlar sadece Kırmızı pasaportlarını değil, peşmergelerinin postallarını dahi verdiğimiz Barzani, ve Talabani gözlerimdin önünde adam oldular; biri Irak Konfedere Devleti Cumhurbaşkanı- diğeri de "de facto" Kürdistan özerk bölgesinin Başkanı oldu. TC Başbakanı ıle ofisinde on dakika konuşlan ABD Başkanı Bush, Talabani’yi, Barzani’yi “Başkan” diye kabul etti dakikalarca konuştu, Basının karşısına onlarla birlikte çıktı!

SON DURUM

Son YAŞ toplantısında, Kuzey Irak- ve bununla bağlantılı olarak Şemdinli’de ateşlenen Bölücülük ve PKK hareketleri görüşülmüş. Sızan haberlere göre,e Hükümetin eğilimi gerek PKK ye gerekse genel olarak gerekse bölücülüğe karşı çare olarak, Barzani’yi kabul etmek ve Onu kullanmakmış…Kuyuya düşen yılana sarılır hesabı! Ama Barzani Türkiye’ye meydan okuyor ve Kerkük'ü Kürdistan’a bağlamak istiyor,…ve Türkmen kardeşlerimizi yok edecek -- ne gam! Mesele günü gün etmek.Oldu- bittilere ram olmak. Daha başından beri inanılmaz şekılde ihmal ettiğimiz Türkmenler de Abdullah Gül’e göre,”nihayet Irak’taki etnik guruplardan biri!”

Başından beri, siyasetimiz , Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak idi. Ne hayal ; Irak hele ABD çekildikten sonra Irak muhakkak üçe bölünecek ve bir kaos oluşacak.Bu kaosta en diri ve güçlü kalacak olan Kürtler.

Umut , sonunda Barzani , Talabani ve PKK (APO) arasında çatışma çıkması! . Çok muhtemeldir, ama bugün üçü de Bağımsız Kürdistan'ı gerçekleştirmekte Türkiye'ye karşı birleşiktirler.

Öyle anlaşılıyor ki Ankara’nın, daha doğrusu AKP Hükümetinin ,umudu Barzani'dir.. Fikret Bıla bu hususta çok ince ve zarif bir tespit yapıyor…"İki ihtimal var " diyor; “ Ya Barzani, Bağımsız Kürdistan idealinden vazgeçti…ya da, Ankara (AKP) Kürt tezlerini , hem - hem dışarıda Kürdistan idealini, hem de, içerde ki özerklik taleplerini kabullenecek ! …Gerçekte, ne, Barzani, ne de Talabani, ne de APO, "Bağımsız Kürdistan" hayalinden vazgeçmiş değiller, ve emin adımlarla ve biri birleriyle, dirsek teması halinde bu amaca doğru yürüyorlar. Kısacası, Türkiye,artık onlara mecbur!

Kürt Devletine katılacak Kerkük’teki Petrol yataklarının geliriyle palazlanacak Kürdistan’ın içerdeki Kürtlerimiz için, hatta şimdiye kadar sadık olan Kürt vatandaşlarımız için çekim merkezi olacak…Bakın,RADİKAL gazetesinin manşetine göre, “Kürdistan’da” adam başına gelir 4.000 dolara yaklaşmış…Bizim tarafta ise 400 dolar…Fizik kaidesi işler; bu cazibe onları Kuzey Irak'a çekerse gene neyse de, ya Güneydoğumuzu, o konfederasyona çekmek ve eklemek isterlerse? Bölge Belediye Başkanları ve liderlerinin Türk olmayı ret ederken Türkiyeliyiz demeleri ile hududu aşıp, “Kürdistanlıyız” demeleri arasında bır arpa boyu var!’ Tabii bir ihtimal de APO nun önerdiği Kürt-Türk Demokratik Cumhuriyeti- o zaman Kürtler, zaten yayıldıkları bütün Türkiye'YE - ama Türkler olarak değil Kürtler olarak, sahip çıkarlar!

Malum ve mahut Hasan Cemal ve diğer bilcümle liboşlar , Türkiye’nin güvenliğinin , ”Milliyetçilikleri aşmak için kurulmuş olan “AB şemsiyesi” altında korunacağını iddia ediyorlar…Ahmet Türk gibi Kürt liderler de öyle derlermiş!… Öyle ya ; , herhalde AB de , Kürt konusu ile - bizi şemsiyesi altına almak için bu kadar ahlaksızca ilgileniyor ve Avrupalılar bölücüleri teşvik ve himaye ediyorlar! Adamların maksadı Türkiye’yi ,milleti ve ordusu ile zayıf düşürmek ve parçalamak - ve biz, güvenliğimizi ,kaderimizi bu AB’nin “şemsiyesinin " altına emanet edeceğiz! , ’Gafletin ve ihanetin böylesi!

Bilmiyoruz- bu konularda , en bilgili,deneyimli ve inanlarını kaybetmiş olan TSK’nin görüşü nedir, ne olacaktır? . Ben Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün , geçenlerde 29 Ekim’de Çankaya’ da resepsiyonunda , “ Barzani artık bir aşiret reisi değil…Talabani de ,Devlet Başkanı…Artık değişen koşullara göre hareket edilmeli’” demesinin, üzerinde olayın bütün boyutları düşünülmeden ve görülmeden, ayaküstü söylenmiş sözler olduğuna inanmak istiyor ve TSK her konuda olduğu gibi, Türk milletinin kaderini ve varoluşunu kollayacak bir tavır göstermesini bekliyorum . Milletimizin bekası söz konusu; ve Barzani’ye, Talabani’ye ihale edilemez, son tahlilde ve gerçekte umudumuz gene TSK!

Yayın Tarihi : 5 Aralık 2005 Pazartesi 09:41:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?