2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Üslub-u Beyan, Ayniyle İnsan


Atalarımız ne kadar güzel söylemişler ; “İnsanın ne olduğu kullandığı üsluptan belli olur.”

Başbakan Erdoğan’la, Doğan Holding sahibi Akdoğan arasındaki tartışma -hakkında düşündüklerimi dün yazdım. Ayrıntılara-kimin haklı kimin haksız –kimin doğru-kimin yanlış söylediği hakkında hüküm verecek değilim! Bu iş karakolda- yargıda biter! Ancak gene dün yazdığım gibi, medyanın hafızası “fil “ gibi- araştırma kolları da, çok uzundur; Erdoğan’ın ipliklerini, birer birer, pazara çıkarılar… Tabii, daha önce, bir “mütareke” olmazsa!

Aydın Doğan’ın ve meydansının avantajı, bu geniş imkânlardan başka, üsluplarının daha ölçülü ve somut olması!

Erdoğan ise öfkesine hakim olamadığı ve anlaşılan olamayacağı için, ilk raunt’a, sayı hesabıyla mağlup durumda… Bir büyük hatası, önce bu tartışmayı, Parti Kongrelerine taşımak ve de öfkesine hâkim olamadığı için kullandığı üslup!
Kısacası; “İmam Hatip belagatiyle- Kasımpaşa ağzıyla konuşuyor!” “Siyasetçi olarak, benim sermayem konuşmaktır” demiş.”Konuşmak” ama nasıl konuşmak? Hem, “sermaye” tükenince…?

Erdoğan, belki ”Benim tabam, bundan anlar” diye düşünüyor ve amigoların idare ettiği “konserve” alkışların cezbesine kapılıyor…

Bu üslubun “ananı al git”- “ kelleler” gibi örneklerini daha önce görmüştük! Onun seçmenleri Kongrelerdeki “tutsak” dinleyicileri, bu tarzdan anlarlar, ama Türkiye, dünya onlardan ibaret değil - TV ve Radyolardan hitap ettiği kütle sadece onlar değil ve hatta uluslarası kamuoyu da onu dinlemekte!

HİÇ BİR BAŞBAKAN

Kısacası, üslubu, hiç bir Başbakana yakışmaz ama TC Başbakanına, hiç yakışmıyor!

Ben altmış yıllık gazetecilik hayatımda çok Başbakan, Bakan gördüm ama böyle bır, üslubu ne gördüm ne de işittim!

Eski Başbakanlar, İsmet İnönü, Recep Peker, Adnan Menderes, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Ferit Melen, Nihat Erim, Turgut Özal ve hatta Tansu Çiller, en haksız suçlamalar karşısında kızarlardı ama böyle konuşmazlar ve rakiplerini böyle tehdit etmezlerdi… Kasımpaşa kavgasına “senin dibin kara “ tartışmalarına, tehditlere girişmezlerdi… Rakiplerine karşı, cinaslı hatta nükteli konuşurlardı… Bunların örneklerini herhalde dostum Hasan Pulur verir!

Dünyada da devlet adamlarını mesela Churchıll’in Roosevelt’in, De Gaulle’ün bu üslupla konuştukları görülmemiştir. Churchıll bir muhalifine, çok kızınca, “eşcinselliğin adını bile kötüye çıkarıyor” demişti. Öfkesiyle meşhur Charles De Gaulle da kızdığı bir adama, “Sayın Mösyö, galiba kendisini Parlamentoda değil bistroda sanıyor” demiş!

Bu arada, Churchill’in meşhur sözleri hatırıma geldi: “ Bazıları düşünceleri gereği Parti değiştirirler- bazıları ise Parti (“Konum” diye okuyun) değiştirince fikirlerini değiştirirler!” Bu sözler tam Abdullah Gül’ü ve Erdoğan’ tarif etmiyor mu?

İnsan çok kızınca, çok konuşunca fire verir: Erdoğan şimdi aynen bunu yapmakta.

CEM UZAN ÖRNEĞİ

Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan'a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı mahkemece bir rehber eşliğinde “öfke kontrol sistemi” programına katılma ve 5 yayın okuma cezası verdi. Uygulama kabiliyeti şüpheli bir ceza. Ama dokunulmazlığı olmasaydı, bu ceza Sayın Erdoğan’a uyardı.***

Yayın Tarihi : 9 Eylül 2008 Salı 12:04:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Bakırcı Efe IP: 88.231.50.xxx Tarih : 9.09.2008 20:01:26

SORU: Aşağıda belirteceğim kitapları kimin okuması gerekir ? 1) "Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngiliz İstihbarat Servisi'nin Türkiye'deki Eylemleri" Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1995 2)"Millî Mücadele'de Ayaklanmalar" Kamer Yayınları, İstanbul, 1998 3)"Kurtuluş'a Koşanlar" İsmail Bilgin, Erdem Yayınları, İstanbul, 2004 4) "Türk'ün Ateşle İmtihanı" Halide Edip Adıvar, Atlas Kitabevi, İstanbul, 1975 5)"İstiklâl Harbi'nde Mücâhit Kadınlarımız" Fevziye Abdullah Tansel, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, 1991