18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Uslup Farkları - Yanlış Yorumlar

30 AĞUSTOS ZAFER Bayramı , hep coşkuyla kutlanan ve Ordu, zaferler odağında milli birlik imanın tazelendiği bir gündür. Yeni kuşakların Zaferin 82. Yıldönümünde, milletimizi bağımsızlığa kavuşturan, TC’nin kurulmasına yol açan bu büyük zaferin heyecanını , bizler kadar, hemen Zaferden m sonra yetişen kuşaklar kadar - duymalarına imkan yok. Ama gene de, bu yıl ,yurdun her tarafındaki kutlamalarda halkın gösterilerinden , şu bağlamda, Ordusu ile övünmek ve ordusuna güvenmek ve sarılmak ihtiyacının canlandığını sezdim.
Oysa, TSK’ne karşı hiç de sevgi beslemeyen bazıları, 30 Ağustos’u , TSK’nde nöbet değişimini muvazzaf ve emekli ı olmuş Komutanlar arasına nifak sokmak ve Orduda ,kendi düşünceleri istikametinde , “ bir zihniyet” değişikliği olduğunu göstermek için kullanmaktalar.. Büyük bir gazetemizin koskocaman manşeti, aynen şu :

“30 Ağustos ta Zihniyet Devrimi-“ yani kutlamaların şekli “sivil zihniyet devrimi imiş!” Bir yazar da seviniyor “Türk Devleti Garnizon Devleti” olmaktan çıkıyor” diye… Bu değişikliğin mimarı da , onlara göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök! Müseccel ordu düşmanları – “tabuları yıkıyor “ diye şimdi Paşayı göklere çıkarıyorlar..

Sonunda söyleyeceklerimi başında söyleyeyim; Eğer Ordumuz, şuurlu olarak, , sivil zihniyetle , değişiyor ve değiştiriliyor, Kopenhag Standardlarına uyduruluyor ,ve bugünkü iktidarın da , umduğu gibi, geleneksel değerlerinden görev ve işlevlerinden arındırılıyorsa, vay halimize ! Bu ,milletimizin varoluşunun ve Cumhuriyet’in son sigortası da gevşetiliyor demektir. . Özkök Paşamız da, bu “ sivil zihniyet değişikliğini “ bilerek yapıyorsa – ki inanmak istemiyorum- makamının hakkını vermiyor ve görevini kötüye kullanıyor demektir.

Komutanların “Türk tarihinin meşum aktörleri,statüko zaptiyeleri ” olduklarına inanan yalakaların şimdi onu övmeleri de , bu yanlışlığı kanıtlar. Hem bugün Özkök Paşa’yı göklere çıkarıp hulus çakan aynı yazarlar , TSK’ni etkisiz hale getirmeye çalışanlar olduğuna göre, ilerde, zamanı gelince onu yerin dibine sokacaklardır! Bunu da Özkök Paşanın kendisi de, herhalde ,bilir!

YOKTUR ARALARINDA FARK

Aslında, Türk Ordusunun bütün komutan ve subayları, aynı yüce kalıptan, çıkmışlardır, aynı üniformayı giyerler. . Bütün Komutanların Orgeneral Hilmi Özkök’ün 30 Ağustos vesilesiyle söyledikleri aynı ortak paydaya dayanıyor,ve endişe ve umutları ifade adıyor. Bu paydalardan biri de çok açık ifade edilmese de bugünkü İktidarla TSK arasında tam bir görüş birliği olmadığı ve Laik devlete karşı tehditlerle, TSK’nin sabır ve gücünüm sınanmakta olduğudur. Ancak , Ordu düşmanlarına umut veren Genel Kurmay Başkanının pek alışılmamış kişiliği ve çeşitli şekillerde yorumlanmaya müsait sözleri ve üslubudur. Ordu düşmanları da bu yüzden , Paşanın tavır ve sözlerinden kendilerine göre anlamlar çıkarabiliyorlar..

Mesela, Paşa- “her konuda TSK dan görev ve tavır” beklemeyin demiştir.Bu sözler haklı olarak, tehdit ve tehlikeler karşısında, politikacıların, en hafif tabiriyle , yetersiz kaldıkları zamanlarda ,TSK’nin , dünyada başka hiçbir Orduya – şükürler olsun- benzemeyen ayrıcalığına güvenen, geleneksel hatta insiyaki olarak, Genelkurmayın “Aslanlı kapsına” umutla bakan bir millet ve kamuoyu tarafından ,,“acaba Orduda bir zihniyet değişikliği mil var” endişesini doğurmuştu.

Mesela, Özkök Paşa’nın, “Vatan sevgisi TSK’nin inhisarında değildir" ” demesi de, aslında doğru olmakla beraber ,bazıları tarafından hemen yanlış bir şekilde, Komutanların bu sevgiyi ve gereklerini şimdiye kadar ceberutçu, başka güçleri dışlayarak tekellerinde tutmak istedikleri şeklinde yorumlandı.

Tabı ki vatan ve millet sevgisinin, herkeste olması gerekir ve de vardır ama, asıl mesele, “ hangi , ne tür, bir ülkeye özlem duyulduğu ve nasıl,hangi millet sevgisi veya özlemi olduğudur”

HEDEF KİM?

Nihayet, Özkök Paşa’nın üstü kapalı mesajlarında bazılarını hedef aldıklarını biz söylemiyoruz, şimdi O’nu methedenler söylüyorlar.

İmaları da Paşanın hedeflerinim ,emekliye sevk edilen Orgeneral Aytaç Yalman’ın ve Orgeneral Şener Eruygur’un olduğu .Biz buna inanmak istemeyiz. Şu sıra TSK ve Komutanlar arasına nifak sokmak sırası hiç değil.Ben de bu tartışmaları uzatmak istemem. Ne var ki bunu da açıklığa kavuşturmak Yalman ve Eruygur Paşalara sahip çıkmak da gerekiyor. RADIKAL gazetesinde Murat Yetkin Eruygur Paşa hakkında bazı suçlamalar yapıyor, İsmet Berkan da bu Generallerin, “AKP İktidarı döneminde oynadıkları ve oynadıkları roller, Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemeci kabul edilmesi gereken AB üyeliği yolundaki ,Kıbrıs meselesi için “yaptıkları, ya da yapmadıkları” şeyler, hep tarih tarafından değerlendirilecek” diyor.

Bu dendiğinde, bizlere de, Genelkurmay Başkanının bu kritik dönemde "yaptıklarının veya yapmadıklarını" sorgulamak düşüyor. Mesela, Anan Planına karşı açıkça tavır almayıp bu konuyu İktidara bırakması (neticesi malum) , Birinci Tezkereye açıkça karşı çıkmaması (geçseydi ne olacaktı?) Süleyman iye’deki Çuval olayında gerektiği gibi tepki göstermemesi ve sorumluluğu, adeta başka bir Komutana ve Özel Kuvvet elemanlarına yüklemesi de ,kamuoyunda ve Ordu saflarında istifhamlara yol açmıştır. Ama dedim ya, bunlar tarihe havale etmek, ve Orduyu kısır tartışmaların içine çekmemek gerek. Çünkü sonunda güvenebileceğimiz, kolların kırılsa bile yen içinde kalması ,ve de değişmemesi gereken bir tek ordumuz var!

BABAMIN ANILARINDAN

“Şu sırada, Babam Kılıç Ali’nin ,yakında İŞ Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanacak anıklarını gözden geçiriyorum: Bu anıların , Kurtuluş Savaşı ile ilgili bölümünde – bu savaşın nasıl, hangi koşullarda yapıldığının ve Başkomutan Mustafa Kemal’in dehası,vizyonu , canlı, gerçek ve insancıl taraflarıyla, yansıtılıyor.Bunlar Babam ve Mustafa Kemal’in emir subaylarından amcam Muzaffer Kılıç’tan –sağlıklarında dinlediklerim! Bu anılarda, Babamın Mustafa Kemalin yamacında yaşadıklarından, duyduklarından ve özellikle Kurtuluş Savaşı esnasında ve sonrasındaki olaylardan m çıkarılacak önemli bir ders var; TSK asla politize edilmemelidir. Bu orduda politik generallere yer olamaz. Keşke yeni kuşaklar –Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün önerdiği gibi, Atatürk’ün Büyük NUTUK’unu ve Mustafa Kemal döneminin canlı tanıklarının bu arada sevgili Kardeşim Nuyan Yiğit’in Mutsa Kemal’in sadık arkadaşı, babası merhum Süreyya Yiğit!in özeti geçenlerde CUMHURİYET’TE yayınlanma ve yakında kitap halinde çıkacak anılarını da okusalar******.

NOT –Nazlı Ilıcak , Ankara’da, hiç yalaka olmayan ve doğruları yazıp haber veren dürüst gazetecileri Mustafa Balbay’ı Fikret Bila’yı ,Mehmet Ali Kışlalı’ yı, TSK’de medyanın köstebekleri ve “kuryeleri” diye suçlamış. Arkadaşlar, TSK’ne hiç dinmeyen hıncı malum bu kadına, hak ettiği cevabı muhakkak vereceklerdir. Ama köstebekler ve kuryeler arasında beni unutmuş; Ben de TSK’nin gönüllüsüyüm!.


Yayın Tarihi : 2 Eylül 2004 Perşembe 19:10:33
Güncelleme :2 Eylül 2004 Perşembe 19:12:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?