17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

“Verelim, kurtulalım”

2012 yılına girerken Türkiye’nin, Türk milletinin en büyük sorunu, bütün ayrıntı ve sorumlularıyla gene “Kürt Sorunu”!..

Gerçekten “asimetrik” yani “orantısız” bir durum! Büyük bir millet olarak muhteşem geçmişimizle bu çağda ve bağlamda son 30 yıldaki döneminde, bu sorunu hak ediyor muyuz? Maalesef ihanetler ve gafletimiz yüzünden şeddeli “evet”!..

“İhanet” hem içimizden, hem de dışarıdan! “Gaflet” ise başta ülkeyi yönetenlerin gafleti-gafletler dizisi! Bu “dizinin” en çarpıcı bölümü, 1984’de, “Kürt Sorununu” kendi deyişiyle “on gerillası” PKK teröristi ile, Kürt isyanlarının sonuncusunu başlatan ve binlerce insanımızı katleden PKK’nın “değişmez” lideri Apo’nun idama mahkum edildiği halde, o sıradaki iktidarın gafleti yüzünden hükmün infaz edilememesi!.. Bunun “devlet sırrını” şimdiye kadar kimse ifşa etmedi nedense!.. Sonra gaflet devam etti bugüne kadar... PKK’ya İmralı’dan komuta etmesine imkan veriliyor. Apo şimdi bazı aklı evvellerin ve iktidarın “barış umudu”! Cinayetler, katil tarafından çözülecek; Apo “barış müzakerelerinde”, devlet kurumlarının, devletin muhatabı!.. Başbakan Erdoğan’ın fiyasko ile sonuçlanan “açılımı” ve Dersim sözde “katliamı” için “devlet namına” özür dilemesi de gafletlere tüy dikti!.. Şimdi “Uludere olayı için devlet adına özür dilenirse” şaşmam!

Gafletin akademik ve medya yüzü de var... Bazı yazar ve aydınlarımız “Kürtlerin hakları”, hatta “Demokratik özerklik hakları” da var diyorlar. Gafletin siyaset cephesine gelince; “Türkiye’yi böldük” diye övünen PKK vekillerinin TBMM’de “sözde Türk vekilleri” olarak kalmaları ve o kürsüden nefret saçmaları!..

Ama bu kadar gafletten ve fiyaskodan sonra iktidar bu konuda yeni bir demokratik açılıma hazırlanıyor!.. Uludere olayı aslında yeni bir uyarı olacağı yerde, yeni bir “barış taarruzunu” tetikledi. BDP lideri Demirtaş’ın “Kaymakam 35 candan daha mı önemli” sorusu maalesef medyada bazıları tarafından da yankılanıyor!

***

Kerametleri kendilerinden menkul bazıları da yeni bir kandırmacaya - aymazlığa- alet oluyorlar... PKK’nın sonu gelmiş!.. Duvara sıkışmış... Bitiyormuş... Ama bu “barışın” şartları varmış; mesela gençleri dağdan indirecek genel af ve tabii Apo’ya da özel af!.. Ama kademeli... Önce daha konforlu bir mekana nakledilmesi, “barış müzakereleri” ve salıverilmesi!..

Bu gafiller bilmezler mi ki böyle bir çözüm, barışa son veren bir sözde “barış” olur. Bilmezler mi ki PKK- BDP, “Büyük Kürdistan” dan asla vazgeçemez. Sorun radikal olarak, yani kökünden kurutulmazsa, PKK ve BDP bitse de Kürt Sorunu başka şekillerde, başka kılıklarda ve başka örgütler tarafından sürdürülecektir Türkiye’yi bitirene kadar!!! Kötümser, şeamet tellalı veya barışı sabote eden bir savaş delisi miyim?.. Hayır!.. Bu konuyu biraz araştırdım, bilen bir kişi olarak bunları yazıyorum. Ve bu sıfatımla “Kürt Sorununu” çözmek konusunda bir “önerim” var. Ölen binlerce insanımızın acılarını unutalım... Umut Başbakanın dudaklarında... Önce bütün Kürtlerden “devlet adına” özür dilesin ve “Verelim kurtulalım”!..

Vereceğimiz, tapusunu, şehitlerin kanlarıyla kazandığımız bu aziz vatan topraklarını, “izale-i şûyu” yani “Taşınmaza ortak mülkiyet olarak sahip olan hissedarların mallarının taksim edilmesi” ile Kürtlere verelim ve kurtulalım.. Ancak sorun gene bitmeyecek; hudutların tespiti müzakeresi sonucu, bize kalacak topraklarda, kentlerde yaşayan iş, aş sahibi Kürtlere ve iş alanında, devlette mevki sahiplerine ne olacak?..

Onlar, “Kürdistan” tarafında kalacak Türklerle, mal ve mülkleriyle mübadele mi edilecekler? Kaybeden gene Türkler olur ama bu mübadele gerçekleşirse, İstanbul’u ve Türkiye’nin her tarafındaki “eski” vatandaşlarımız Kürtler “Kürdistan’a” gitmeye razı olacaklar mı?.. Giderlerse kent sokaklarında kim Molotofkokteyli, havai fişek atacak?.. Hem yağma yok; bu Kürt vatandaşlarımız, bu vatanı terk ettiler Kürdistan vatandaşı oldular... Ama Türkiye’ye dönmez ve hâlâ burada çalışmak isterlerse onların da öteki yabancılar gibi vize ve çalışma izni almaları gerekecek... Tabii hükümet, gene gafletle onlara bu imkanı verirse!

***

Ama unuttum Kürt ideolog Musa Anter “Antalya da, Mersin de bizim” dememiş miydi?..

Son tahlilde soru: “Verip kurtulmak” mı, yoksa, “Ne mutlu Türküm” diyerek bu güzel vatanda birlik olmak mı?..
 

Yayın Tarihi : 4 Ocak 2012 Çarşamba 00:39:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
corrector IP: 58.172.237.xxx Tarih : 4.01.2012 16:44:57

YA TURKLUK YA KURTLUK

simdi verip kurtulmazsan, Turk olarak azinlik durumuna dusundugunden cok daha once, hem de yildirim hiziyla bir kac sene icinde geleceksin!!! buna bir cok sebepten dolayi mahkum edilmissin goremiyorsun!  hos belki "Turkiye Cumhuriyeti" nominal olarak -yani sadece bir isim olarak- bu ad ile yasayabilir.  ama "Turkluk" yok edilemese de, onun bir cok yonden ve boyuttan daha da katledilmesine devam edilecektir! 21.ci yuzyilda homojen bir toplum kalmis olmasa da, "Turkluk"un veya baska bir milletin ismini baskalarina dayatmak dogru olmasa da, kendini Turk sayanlarin azinliga dusmesi ile bu sefer "kurtluk" dayatilmaya baslanacaktir!

en iyimser senaryo ile Turk ve Kurt bir arada Iran'daki Azeri ve Farsi gibi yasayacaklardir. ama hep kendini ayirt ederek! buna bir itirazim yok fakat endisem yonetimi ele alacak Kurtlerin yapa-bile-ceklerinde. soyleki: biz kendi kurdumuz ile yasadik, yasariz, yasardik ama suriye ve irakli kurtlerin de cok sayida hali hazirda cok gelmis ve gelecek olmalari statukodaki dengeleri alt ust edecektir.

isin cok ilginc ve vahim tarafi, "Turkcu" kesilenlerden kimsenin bunu gorememesi. bunlarin hangisi kurtlerin altinda bu sekilde yasamak ister? acaba Turkiye'de kac kisi suriye ve irak menseili kurtlerle yasamak istiyor? sehirde agalik ve/veya sihlik kalacagini zannetmiyorum ama kac tanemiz su an ki rejimden farkli: daha teokratik, tore agirlikli, asiret merkezli, cok daha hiyerarsik, vs gibi bir toplumda yasamak isteriz?

simdi bence referandum yapilsa ancak ve ancak BDP'nin millet vekili cikardigi iller gider, ama eger onlarda giderse...referandum her ilde yapilmalidir. bir defaya mahsus ve ilelebet, insanlar kararlarini vermeliler. ayrilmak isteyen iller ayrilir. kalmak isteyen
illerdeki kurtler de hala Turkiye'de yasamlarini idame ettirirler. gitmek isteyen gidebilir. ama eskisi gibi taskinlik yapabilemeyeceklerdir.

sonra Turkiye icin neler olur? belki aninda AB ulkelerinin refah seviyesine ulasir. belki araya oyle bir duvar orer ki kendini Irak ve Iran'dan tampon bolge koymus gibi ayirir, hali hazirdaki ve muhtemel belalardan uzak durur. belki kendini su an kurt sayanlarin cogu bir yerlerden Turk atalari oldugunu bulup cikarmaya baslar...belki su belki bu... ama en onemlisi dogru isi yapmis olur. hem kendi Turk ve Kurt vatandaslari nezninde ve de hemde dunyanin bize bakisi nezninde.

dunyadaki referandumlari gormek icin: http://en.wikipedia.org/wiki/Referendum