19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Verelim… Kurtulalım!

Devletin zirvesinde Terör konusu tartışıla dursun, yöntemler tespit edilsin, “kararlılık kararları” yenilensin, ben asıl çözümün ne olması gerektiğine karar verdim; Kısacası: “Verelim Kurtulalım”…

Bunca yıllık mücadelede, bunca şehit ve gazi verildi ama artık bunları sinemize çekelim, yanık mangal gibi bağırlarımıza basalım; “Vatan topraklarından” geriye ne kadarı kalmışsa, oralara emanet edelim… Artık analar ağlamasın- babalar “vatan sağ olsun” demesinler… Mehmetçik de, silah arkadaşlarının düştüğü tepede dikili taş olmasın!…

Bu Eşkıya saldırılarının tarihi sebeplerini, bölücülerin asıl amaçlarını, artık unutalım, bir tarafa bırakalım, PKK’nın 1984’de APO tarafından, neden başlatıldığını ve vaat ettiği gibi, “bir avuç çapulcudan” şimdi, TC Devletine – TSK’ne meydan okuyan bir güç çıkardığını kabullenelim… APO’nun, binlerce insanımızın katili olduğu için açık yargılama sonu giydiği hükme rağmen, neden idam edilmediğini ve şimdi, İmralı’da nasıl ihtimamla yaşatılmakta olduğunu da anlamaya çalışalım! Ama unutalım! …

O tarihten sonra, Terörle mücadelenin AB’ne “uyum” diye, nasıl zafiyete uğratıldığını ve PKK’lıları “dağdan indirmek” gibi hayallerle, bunca vakit ve bu yüzden bunca askerimizin öldüğünü de unutalım…

ABD’nin, Avrupalıların PKK’ ya manevi ve lojistik yardımlarını, Ordumuzun Kuzey Irak’a girmesi için “icazet” vermediğini ve güya “istihbarat paylaşıyoruz” derken, sadece işine gelenleri verdiğini de unutup, Amerikan Ordusuna teşekkür edelim…

Barzanilerin ne olduklarını unutalım ve Mesut Barzani’den yardım dileyelim…

İdam Hükümlüsü-İmralı konuğumuz APO ile uzlaşalım ve onu Barış Masasında muhatap alalım, hatta af edildikten sonra, Boğazda bir yalıda, “ikamete memur” edip “eş başkanlığa” hazırlayalım… Ve “Açılım fiyaskosunu” da görmezden gelip, açılmaya devam edelin!...

Bütün bunlar benim fantezim mi? Hayır gerçek… Başbakanın “sahibinin sesi” bir yanaşma yalakları açıkça yazıyor: “Eğer açılıma itiraz etmeselerdi, sorun demokratik önlemlerle çözülebilirdi. Görüldü ki bu işi silahlı mücadeleyle bitirmenin olanağı yok... Bu kanı durdurmak için akla gelen her çözüm yöntemini düşünmeliyiz. Bunların arasında PKK ile masaya oturmak da var...” Erdoğan’la APO, Karayılan “Barış” uğruna masaya otururlarsa hiç şaşmayın!

Ve Radikal Gazetesinde İsmet Berkan Çözümü iki seçeneğe indirgemiş; Der ki. “Bu durumda hükümetin önünde iki olası seçenek var” diyor: “PKK ile silahlı gücünü ülke dışına çıkardıktan sonra onlarla görüşsün “pazarlık yapılsın terör biter… Sonra da kültürel ve ekonomik konularda demokratikleştirici, ülkeyi Avrupa standartlarında hukuki uygulamalara yaklaştırıcı adımların belli bir plan dâhilinde uygulamaya konması. Bu adımlara Kürtçenin hiç değilse seçmeli ders olarak eğitim dili olarak kabul edilmesi Amerıkada zencilere uygulandığına benzer “pozitif ayrımcılık” yapılması”!

Berkan'ın aklı mı? … Arabın, Kürdün aklı mı? Hepsi bir arada, ama aslında Erdoğan’ın “açılımın” aklı! Yani “her şeyimizi - değerlerimizi, ülkenin bütünlüğünü de "verelim de kurtulalım.”

Diyelim ki; TC Devleti, Cumhurbaşkanı Başbakanı teröristlerle, PKK’yla, APO’yla masaya oturdun… Kürtlere anadillerinde eğitim hakkı verilsin. Evet sonunda bütün olanları unutalım. Bölücülerin bütün istediklerini, altın tepsi içinde onlara sunalım; belki - , o da belki- terör durur, ama “Büyük Kürdistan” durur mu? Bunu beklemek gafletten öte ahmaklık, istemek de hainliliktir!

“Vermeye” alışılmaya görsün; Kürt açılımıyla “Kürdistancı” … Ermeni açılımıyla “Ermenistan’cı” …Yunana açılımıyla, ”Kıbrıs”ı Rumlara verir kurtuluruz ve Batı Anadolu’ya tıkılır gül gibi yaşarız! Şapka çıkarmalı: Adamlar, bizi istedikleri yere, Sevr’e getirdiler.

Çözüm, asıl kalıcı çözüm MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sözlerinde: “O hal” ilan edilmesi. DTP Partisi PKK “vekillerinin” TBMM’den atılması… Ve eşkıyanın Kuzey Irak’ta vurulması! Gerisi laf-ı güzaf!

Dün, İstanbul’da, Halkalı’da, PKK’nın alçak bomba saldırısında, üç subayımız ve birinin genç kızı şehit oldu… Adamlar ne istediklerini, bizim başımızdakilerden daha iyi biliyorlar… Kısacası kıvılcımları çakıp, iç savaş çıkarmak istiyorlar… AB’nin müdahalesini bekliyorlar. O zaman da, bu yabancılara da “verir”, kurtuluruz!

Bugün TC’nin başında, Atatürk’ün kutsal makamında ona layık olmayan, Cumhuriyetini yönetmeye ehil olmayanlar var. Bu devletin Başbakanı, hala “terör muhalefet tarafından istismar ediliyor” diyorsa ve Ergenekon sanıkları tahliye edilince yargıya ateş püskürüyorsa, varın gerisini siz düşünün! Türk milleti onlara müstahak değil.***
 

Yayın Tarihi : 23 Haziran 2010 Çarşamba 11:10:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kastamonulu IP: 78.165.158.xxx Tarih : 23.06.2010 14:39:51

saçmalamanın alemı yok verecektık bolecektık de bunca sehıdı nıye verdık yarın ruhi mahserde o sehıtlerın yuzune nasıl bakacaz hem teror orgutu onları  tc devletıne kafa tutabılecek bır buyuk guc olarak gormenız bıle cok abes bu cok yanlıstır dogru değildir ne kadar da hur dusunce olsa bıle burada yayınlanması gereken bır yazı değildir pkk  her zaman oldugu gibi gene şimdide 3-5 çapulcudur


Su Cemre IP: 88.235.219.xxx Tarih : 23.06.2010 12:01:01

Dilim varmıyor ama,teorik olarak bölünmeyi kabul edelim;nereyi vereceğiz,nasıl vereceğiz,batıdaki Kürt yurttaşları süngü elde kovacak mıyız?Öldürcek miyiz?Onlar batıdaki varlıklarını bir demet gül gibi Türkler'e verecek mi?Kürtler Güneydoğudaki Türkleri öldürcek mi?Kaç milyon ailedeki Türk-Kürt bıçakla kesilmiş gibi ortadan ayrılacak?Üçüncü Dünya Savaşı çıkmaz mı?Sosyal Güvenlik kurumları ne olacak?Çalışanlar,uzmanlıkları,kazanılmış haklar,toplar tüfekler ne olacak,kaç milyon insan boğazlanacak?Türkiye Cumhuriyeti ayakta kalacak mı?Bizi bize bırakacaklar mı?Biz birimizi yerken,adamlar  iki tarafın da kafasını kırıp her tarafı işgal etmez mi?Dünya dengeleri nasıl değişecek?

Kerli ferli Türk gazetecilerinden bazıları,A.B.D. Irak' girmeden ,Irak'a demokrasi geleceğini söylerek bizi kandırmışlardı.İki milyon insanın boğazlanmasını izledik,Irak'a demokrasi filan da gelmedi.Hikmeti kendinden menkul gazeteciler kendi alın terlerini bağışlayabiliyorsa bağışlasınlar,bizden kapik yok.

Bütün bunlar yağdan kıl çekilir gibi yapılsa bile -Bu olanaksızdır.-Doğu-Batı Almanya gibi ayrılsak bile,her gün sınırdaki tel örgülerden geçmek isterken öldürülen Kürt kökeni insanları görür gibiyim.Bugünleri bile çıra ile ararız.

 


veli aydoğan IP: 85.97.201.xxx Tarih : 23.06.2010 12:09:23

düşünmesi bile yanlış asla kabul edilemez. yetmiş yıl önce dedelerimiz. verelim kurtulalım deselerdi şimdi bir karış toprağımız olmazdı, asla kesinlikle olmaz, vatan topraklarından bir zerre kadar toprak veremeyiz.