26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

“Vicdani” Asker Kaçağının Oto-Biyografisi

“Bedelli Askerlik” gündemden düşmüyor, Genelkurmay direniyor, ama galiba, “sivil” AKP iradesine karşı fazla direnemeyecek , “TEK TİP” -eşit- vatan hizmetini, diretemeyecek! Çünkü “Bedelli Askerlik” AKP’nin oy malzemesi! Gün uğursuzların: bütün ordu düşmanları tahta kurular gibi kovuklarında fırlamışlar!

Bunlardan biri tipik örnek Hasan Cemal! Şerefli bir Türk Paşası, Cemal Paşanın “nesebi belli”, torunu olması! Büyük anasını Halasını tanımamış olsam, arada, bir imalat hatası olmuş diyeceğim!

Askerliğe, nedense “hıncını” terör örgütü üyesi iken, kendi Ordusunun evine bomba atmak teşebbüsüyle belli etmişti. Bu caniyane eylemi, son dakikada, vicdanı sızlayıp, elleri varmadığı için değil, Örgüt şefinden aldıgı talimat üzerine, yerine getirmemişti. Bunun yerine, gene şefin emriyle, yanlışlıkla öldürülen kişinin kanlarını, O temizlemişti! …Ne parlak bir sicil değil mi? Bunları ben uydurmuyorum kendisi, anılarında yazmış!

Hasan Cemal, aslında psikiyatriklik, bir vak’a- herhalde “Büyük Baba komplesi”!
Diyor ki: “Vatani görev dediğin nedir ki? Tek tip askerlik de, zorunlu askerlik gibi ‘zamanın Ruhu’na aykırı. Vatani görev anlayışının bu ülkenin gerçekleriyle, demokrasiyle, insan haklarıyla uyumlu hale getirilmesi, bence, doğru bir ‘profesyonel askerlik’ modelinden geçiyor.”

Ben “Bedelli Askerlik” ve “Askerlik” konusundaki düşüncelerimi, önceki gün yazmıştım. Bunlar, sadece benim değil, ruh ve ahlak sağlıkları bozulmamış, vatansever çoğunluğun ortak düşüncesidir ve
Milletin kimyası tamamen, bozulana kadar da, inşallah, öyle kalacak!

Fakat ben şimdi, Hasan Cemal’in son yazısı üzerine onun kişiliğini- askerlik sicilini- kendi kaleminden kayıtlara geçirmek istedim!

Kısacası, Hasan Cemal, askerlik yapmış olsa da gizli “vicdani retçi”, daha doğrusu, “vicdani” asker kaçağı!

Övünerek gene yazmış-daha önce de yazmıştı anılarında! ” Ben askerliğimi yedek subay olarak yaptım. 1967’nin baharında Tuzla Piyade Okulu’nda başladım, 1969’un baharında Trabzon’da tamamladım… Dile kolay, tam 24 ay sürdü benim vatani görev... İyi bir asker olamadım. Piyade Okulu’nda M–1 piyade tüfeğini ancak üçe bölmeyi öğrenebilmiştim… Disiplinsizdim. Yedek subay Okulu’nda ikmale kalan ender öğrencilerden biri olmuştum. Bu hallerim Trabzon’da da devam etmişti… En çok Bando Bölüğü’ne imrenirdim. Çünkü güzel havalarda bando mızıka çala çala Karadeniz’e bakan tepelere doğru gider, denize nazır yemyeşil fındıklıkların arasında tam siper olurlardı. Bir sabah ben de onların arasına davulcu olarak katılmıştım. Kocaman davulu boynuma geçirip tokmağı güm güm indirerek yürüyüşe yön vermek hoşuma gitmişti. Ama öğle vakti dönüşte, alayın nizamiyesinde komutana enselenmiş, üç gün katıksız hapis yatmıştım. Güzel, eğlenceli anılarım da oldu askerlikte. Ama çok uzundu, hem de çok...
Geriye dönüp baktığımda bu iki yılın hayatımdan çalındığını şimdi rahatça söyleyebilirim
.”

Hasan Cemal’in, kim ve ne olduğunu anlatmaya, yetmez mi?

Hasan Cemal böyle…”Milliyetçilik kazınmalı" diyen Gazi Üniversitesi "profesörü" Levent Köker böyle “Ordunun” yerine “Mizam-ı cedit” kurulmalı diyen, fırıldak, “ülkücülükten” dönme Mümtazer Türköne de böyle. Bir tepenin üstüne çıkıp “vatansızlar" desem, hep, fırlayacaklar. AB uşakları. İktidarın yanaşmaları vb.sifon çekilince, hep, aynı atık su kanalında buluşmuşlar! Nerden, nasıl peydahlandı bu “2. Cumhuriyet” çocukları? ***

Yayın Tarihi : 8 Ekim 2010 Cuma 00:34:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?