19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

“Ya sev ya Sevr!”

Milliyetçi Cephe’nin, Kuvvay-ı Milliye Hareketinin ,televizyonlardaki en sağlam kalelerinden biri olan Hulki Cevizoğlu’un STAR TV’deki “mecburi i izni” galiba bitiyor... Şu sırada Onun kırılmaz “Ceviz Kabuğuna” çok ihtiyaç var.

Hulki Kardeşim, lütfedip, bana zengin külliyatının son kitabını göndermiş... Adı ne kadar anlamlı; yaşadığımız bu dönemin özeti gibi; “YA SEV YA SEVR- Bir gafletin Büyümesi”!. Kitabın her sayfasında, Türk tarihinin bu en netameli döneminin acı satırbaşları var. Bir nevi Türkiye’nin “gaflet,dalalet ve hatta ihanet” ansiklopedisi - referans kitabı. Hulkiı kardeşim, aslında , bu fetret dönemine “ihanetin giderek büyümesi” alt başlığını koymalı idi! . Bu kitapta- Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uyum- uyum, uygulama- uygulama,yıkılmakta oluşunun işaretleri var. İlerde tarihçilere belge olacak. Bugünlerde, sanki freni patlatılmış ve direksiyonunda otobüsü duvara toslatmaya veya başka istikametlere doğru sevk etmeye azmetmiş kişiler var. Ve bizler- bu ülkenin insanları, ipnotize olmuş gibi, mukadder akıbeti tevekkülle bekliyoruz. Ben 27 Mayıstan önce de böyle bir otobüste bulunmuştum!.

AB ALDATMACASI

Şu sırada gafletin en belirgin alanı Avrupa Birliği! Avrupalıların bizi AB üyeliğine almayacakları besbelli... Önce istemiyorlar. Napolyon’un “Önce Barut yok!” diyen Generaline dediği gibi,diğer sebepleri saymaya ne gerek var ki? Ancak Karen Fogg gitti şebekesi kaldı, ve şebekenin içimizdeki mensupları, Avrupalı Liderlerle ve İktidarla işbirliği halinde,göz göre göre, halkı aldatıyorlar. İktidar kesenin ağzını açmış, Avrupa da atağa geçmiş. Ne için? 2005 Mart’ında, veya olmadı Temmuz’unda bur müzakere tarih almak için. Pekala varsayalım ki, bir tarih verdiler; üye olacağımız garanti mi? Ne gezer; gene kendi sözcüleri söylüyorlar; başka aday ülkelere uygulanan muamelelerin aksine-üyeliğimiz garanti değil-hatta daha on,onbeş yıl sürecek bir müzakere sürecinin “sürüngenliği” başlamış- TC Devletinden ve milli egemenliğimizden geriye almışsa onları da yok ettirecekler- Sevr’le yapamadıklarını yapıp Türkiye’yi lokmalara bölüp kolay hazmedilebilir hale getirecekler. Bu söylediklerimde bir hata varsa- beri gelip “Hayır yanılıyorsun öyle değil” desinler. Oysa “kendi iyiliğimiz için bu çetin imtihandan geçmemiz -beklememiz gerekiyor” diyorlar. Yani bu Avrupa Birliğinin terbiye edici fonksiyonu!.. Biz Afrika kabilesi mıyız ki gereken reformları AB afyonu ile uyutulacağımızı yerde- Atatürk’ün direktiflerine göre kendimiz yapmayalım? Ve Atatürk’ün Manda taraftarlarına söylediği gibi,“Haydi maskaralar, siz işinize biz işimize” demeyelim? Reformları, kendi değer ve kriterlerimize, milli çıkarlarımıza göre,neden kendimiz yapamayalım? Aciz bir millet miyiz? Bunca yıl AB birliği için sarf ettiğimiz çabaları kendimiz ve Orta Asya’da Türk Birliği için gösteremez miydik? Ancak Cevizoğlu’nun referans kitabından da anlaşılıyor ki, maksat milli ve milliyetçi hedefler değil rant ve borsa hesapları! Bunun vebali altında kim kalır? Eski dosyalarımı karıştırıyorum. Bu dosyalardakilerden bugünlere,“gafletin büyümesine” ışık tutacak, Cevizoğlu’nun yaptığı gibi bir sentez çıkarmaya ömrüm yetmeyecek.Koskoca yazarlar, politikacılar, nasıl uyumuşlar, uyutmuşlar, “olamaz” dediklerimiz nasıl olmuş. Mesela APO, Türk Yargısın en tepesinden tasdikli idam cezası nasıl gaflet eseri rafa kaldırılmış. Ve AIHM kararıyla yeniden yargılanan bu eşkıya başı, katil - şimdi İmralı’daki hücresinden PKK’yı yönetmeye devam ediyor ve gene AB baskısıyla salıverilince, karşımıza “Kürt-Türk Demokratik Cumhuriyetinin” kuruluş müzakerelerinde “muhatap olarak çıkacak...” Olmaz demeyin;. Ancak Mandela o mu olacak yoks Zana mı, belli değil! .Bugünkü İktidarın da buna yeşil ışık yaktığı Barzani’nin ve Talabani’nim küstahlıklarından belli!

APO’ya hizmet eden Zana, adeta Türk yargısına hükmeden AIHM kararıyla salıverildi. Güney Doğu’da zafer turları attı. Dün de Ankara’da suç ortaklarıyla birlikte yabancı diplomatlara “zafer” şöleni verdi. Eminim, AB’li diplomatlara “Türkiye’yi AB’ye alın artık!” diye, aracı olmuştur. Çünkü Zana, APO ve şürekası, Türkiye’ye sadece müzakere tarihi verilmesini değil üye yapılmasını can-gönülden isterler, çünkü TC Devleti AB veya sürüngenliği içinde daha kolay yok edilecek ve Kürt devleti de o sayede, daha kolay gerçekleşecek! Dağlarda mücadeleye ne hacet var!.

Hulki kardeşim- Kitabının başına Tevfik Fikret’in “İnan Haluk, ebedi bir şifadır aldanmak!” sözlerini almış. Doğrudur, herkes, bazılarına, bir zaman, ,bir süre için aldana bilir... Ancak milli konularda,bazıları veya herkes tarafından bir süre için olsa bile, “aldatılmak” ve buna razı olmak, başka şeydir ve gafletten de öte ihanettir.

NESİNİZ?

Bazı köşe yazarlarımız, Yunanistan’ın Portekiz’le futbol maçı vesilesiyle “bugün Yunanlıyım” demişler! Bize yeni bir şey söyleyin..Biliriz icabı hale göre, bugün Yunanlı- yarın Kürt, ertesi gün Amerikalı ve hep Avrupalısınızdır! ‘Siz, ne zaman “Türksünüz” ?

-Ne zaman “Türkiyeli” değil “Türk” olacaksanız, bize onu söyleyin!
Yayın Tarihi : 7 Temmuz 2004 Çarşamba 13:48:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?