19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yalan Rüzgarı Karşısında Ok Meydanında Buhurdan!

Ben, şahsen, Avrupa Birliğinden de ,sürecinden de, sürüngenliğinden de bıktım…Televizyonlara çıkıp AB’ye, Başbakana yalakalık edenlerden de bıktım…bu konuda yazı yazmaktan ve fakat sonunda, esen yalan rüzgarları karşısında ,adeta “Ok Meydanında buhurdan” gibi kalmaktan sıkıldım. “Artık yazmayım!” diyorum , ihanet ve gaflet karşısında, yazmadan duramıyorum!
AB ,içerdeki ve dışarıdaki komiserleri, yıllardır halkımızı medyamızı,iktidarları ve borsaları tutsak aldı, kedi yün yumağıyla e oynar gibi bizimle oynuyorlar, bir Çin işkencesi sürdürüyorlar,borsaları ,faizleri zıplatıp oynatıyorlar…. Ve kayıtlara tarih düşürmek için yazıyorum: 6 Ekimde “ilerleme Raporu Rapor temiz çıksa, buna göre, Konsey 17 Aralık’taki zirvede ,2005 yılı için bir müzakere tarihi verse bile ,kendi açıkladıkları gibi on, hatta on beş yıl sürecek müzakereler sonunda, “güzünüzün üstünde kaşınız var diyecekler gene almayacaklar. Kendileri itiraf ediyorlar “90 milyonluk bir Türk nüfusunu alamayız, hazmedemeyiz ” diye …En iyi ihtimal on, on beş yılda bütün kendi değer ve çıkarlarımızı yok ettikten ve Türkiye’yi böldükten sona Sevr’de yapamadıklarını yapıp, Türkleri “küçülttükten” sonra- o da belki, kabul ederler…Hep soruyorum kimse yanıtlamıyor; önümüzdeki o- on, on beş yılda Türkiye’nin varoluşu ne oldukları,ne olacakları belli olmayan Avrupalılara emanet edilebilir mi?
Bunları tekrar tekrar yazıyor ve gazete köşelerine ,TV programlarına oturup ahkam kesen eski Büyük Elçilere Dışişleri Bakanlarına, mesela İlter Türkmen’e, Şükrü Elekdağ’a hayret ediyorum . Bu , “mesleki yozlaşmayla” malul zatlar, “engin deneyim ve bilgileri” ile, bütün sorunlarımızın, , özellikle Güneydoğu ve Kürt sorununun AB içinde ve sayesinde çözüleceğine hakikaten inanıyorlar mı? Elekdağ , bu arada ,AB sayesinde ,askeri demokrasi” olarak tanınmaktan da kurtulacağımızı söyledi. Yani “Ordu sultasından” kurtulacağız ona göre; Avrupalıların TSK’nin , işlevini tanımlamaları, bizim bunu kendimizin bilmemizden daha önemli. Ama bir bakıma haklılar ; TSK engeli, AB kriterlerine göre kalkarsa milli çıkarlarımızı savunacak en büyük güç de ortadan kalkar.
Emekli Orgeneral Çevik Bir ,İtalyan gazetesinin sorusuna ,kişisel görüşü olarak, “Müzakere tarihi verilmezse, Ordu darbe yapmaz “diye, teminat vermiş. Doğru “darbeler dönemi geçti”, ama müzakere tarihi verilmez ise ,iktidara ne olur, başka mesele…. Şimdiye kadar müdahalelerin başlıca sebebi politikacıların görevlerini yapmamaları ve demokratik mekanizmaların işlemeyişi ve ,neticede demokraside çarelerin tükenmesi idi!
Elekdağ “AB bizim için Kızıl Elmadır “ demiş, lütfen, bir de, o kutsal efsanemize fesat karıştırmasın!
AB’NİN FAYDALARI
Bir şey daha var, AB’ye uyum yasalarıyla ,şimdiye kadar devletin temellerini yıkan , altına bazıları saatli , bombalar yerleştirildi , ama bu arada Türkiye işin gerekli bazı reformlar da yapıldı. Önümüzdeki on , on beş yıllık çetin dönemde de , önemli bazı reformlar, AB için değil, kendi yararımız için yapılabilir.
AB‘ye girmemizin yabancı yatırımlar için müsait ortam oluşturacağı da söyleniyor. Bu “müsait ortam”ın, Türkiye’nin ve Türk girimcilerinin hayrına mı olacağı,stratejik alanların da mı tamamıyla, yabancılara açılacağı belli değil.
Ama herhalde bu “yan” avantajlar ve borsaların faizlerin olumlu etkilenmesi , .Bu AB sürecinin ,tümüyle ve son tahlilde Türkiye’nin yararına olacağı anlamına gelmez !
AVRUPA DÜŞMANLIGI
Ben burada sırası gelmişken açıklamalıyım; Avrupa ve yabancı düşmanı değilim…Ben de, ilke olarak Avrupa’nın Birleşmesine ve Türkiye’nin de ,tarihi ve coğrafi hakkı olduğu için, bu birlikte yer almasına ,öteden beri taraftarım. Kırklı yıllarda AB ortada yok iken ve ancak bir “Avrupa Federasyonu” fikri varken, bu konuda çok yazmıştım. Benim, bu günkü itirazım ve mücadelem, AB’nin bugünkü yapısına ve bizim onursuz sürüngenlimize, reformları, Avrupalılar istiyor diye yapanlara karşı. CHP Genel Başkanı Baykal’ın ,dediği gibi ,AB’ye eğer mümkünse onurumuzla -kendi değerlerimizle ve milli çıkarlarımıza göre girelim.
Mustafa Kemal’in de çağdaş batı uygarlığı hedefindeki ölçüler Kopenhag Kriterleri hayallere bile değil iken, bizim ulusal programımızdı.Mustafa Kemal, bu hedeflere Avrupalıların ,yabancıların direktiflerine göre ulaşamayacağımızı,, özellikle ve defalarca söylemişti.. Bu onun vizyonu idi…Şimdi AB’ye , her ne pahsına olursa olsun, Yabancıların kararlarıyla, verdikleri ev ödevlerini yaparak kabul edilmeyi beklemek de bugünkülerin vizyonsuzluğu! .
Önümüzdeki süreçte, Güneydoğu’ya özerklik, Kürtçe’nin ikinci resmi dil yapılması- genel af ve bu arada APO’nun salıverilmesi, dayatılacak.Zaten bölücüler de bunu bildikleri, bekledikleri için AB‘yi ,i bu kadar heyecanla, istiyorlar. Talabani, Barzani ,Zana ve şerikleri ve Öcalan kardeşler (şimdilik k zıt görünseler de) aynı mevzide veya pusuda bekliyorlar.
Müzakere Tarihi almak AKP ve yalakaları tarafından "büyük zafer" olarak gösterilecek ve onlara hayat öpücüğü olacak.Zira “zina” kazasında belli oldu, hızlı tren orada devrilseydi, AKP iktidarı tehlikeye düşecekti..
Şimdi Avrupa canibinden gelen bazı işaretler 6 Ekimde verileceği umulan “temiz” raporuna rağmen 17 Aralık’ta Konseyin nasıl bir karar vereceğinin hiç de kesin olmadığını gösteriyor. Müzakerelerin 2025’e kadar sürebileceği, daha başta ağır şartlar konacağı- nihai kararın referandum sonunda verileceği ,hatta “başka bir statü” önerileceği söyleniyor. Bakalım AKP iktidarı-yalakaları –Brükselciler o zaman ne yaparlar? Merak etmeyin buna da bir kulp takarlar ve hatta 17 Aralık’ta zafer çığlıkları atarlar!.
Türkiye , tarihinin en tehlikeli dönemecine giriyoruz..Ve ben- , yalan rüzgarları karşısındaki o “ok meydanındaki buhurdan” gibi, veya yel değirmenlerine saldıran Donkişot gibi, doğru bildiğim yolda mücadeleye , sonuna kadar devam edeceğim ve soracağım: “Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?” diye!
Yayın Tarihi : 1 Ekim 2004 Cuma 11:37:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?