Başbakan Erdoğan’ın “Kürt Açılımına” güya “Demokratik Açılıma” sanatçılardan destek bulmak için, onlarla 20 Şubatta Dolmabahçe’deki “ofisinde” “yuvarlak masa” yemeklerinde buluşacak! “ONE MİNÜT” şovundan sonra aklı evvel PR uzmanlarından yeni bir buluş, hem de yedi ayrı yörede sanatçıların “şovları” ile!
Bunları duyunca, şimdi “yandaş medyaya” bir de “yandaş sanatçılar” katılıyor diye yazmak aklıma gelmişti… Fakat Yılmaz Erdoğan, ben daha yazmadan; “'Yandaş sanatçı' damgası yemeyi önemsemiyorum” demiş… İnşallah “yemezsiniz”, sayın sanatçı Erdoğan! Göreceğiz!
Adı geçenlerden bazılarını tenzih ederim ama bunun kokuları, bazılarının sözlerinden belli oluyor!
KİM KAN İSTER?
Sanatçı olmaya gerek yok; kimse kan dökülmesini, “anaların ağlamasını” istemez… Hepimiz Güneydoğudaki artık “asimetrisi-simetrisi” kalmayan bu terör savaşının durmasını isteriz ve Orgeneral Başbuğ’un da, dediği gibi, sorunun “herkesi”, PKK eşkıyalarının tümünü öldürmekle bitmeyeceğini de çok iyi biliriz. Bu terör başkaldırısının, “açılımlar” ve şovlarla –Kürtçe şarkı söylemekle halay çekmekle - kısa vadeli göstermelik tedbirlerle ve de terörü başlattığı halde şimdi utanmadan “barış” havariliğine kalkan- PKK’nın “onursal” lideri APO’nun aracılığıyla çözülemeyecek kadar – tarihi kökleri derin olduğunu – ve asıl amacın “Büyük Kürdistan” olduğunu - Ama neden bitmeyeceğini, acaba, muhakkak çok kültürlü davetli sanatçılar biliyorlar mı?
Bu sanatçılara sorarım- hele tiyatrocularına sorarım: Silivri tiyatrosunda oynanmakta olan “Ergenekon Trajedisinin” hukuki tarafları bir yana, insani boyutlarından acılarından haberdarlar mı? Eğer biliyorlarsa, neden bu konuda suskundurlar… Farzı muhal, ”Bitsin artık bu traji-komedi” diye bildiri yayınlansa, kaçı, hatta kaç aydın imzalar? İmzalamaya cüret eder?
ERDOĞAN BİLİYOR MU?
Hatta Başbakanın ”açılım” ısrarına bakılırsa, Onun da, bunları –gerçekleri, bildiğinden şüphe etmek gerekir! Eğer biliyorsa ve açılımın, Haber ve Silopi’deki ilk “şovunun” fiyaskosundan, ders almamışsa – bu konun ve terörün “açılımın”, anlık tedbirlerle sonuçlandıracağına hala inanıyorsa, o zaman ferasetine diyeceğim yok! Gafletin endazesi yok!
Ben Emine Ayna gibi, kıkır kıkır gülemesem de bu kadına hak veriyorum: “Açılım bitti, bitti”…
SUNNİ TENEFFÜS
Kısacası “açılım” zaten ölü doğmuştu. Başbakan şimdi suni teneffüsle- sanatçıların nefesleriyle , “ölüyü” diriltmeye çalışıyor!
Sanatçılar 7 yörede “açılım” konserleri ve şovları yapacaklar… Muhakkak Ajda Pekkan ve Minik Serçe, İbrahim Tatlıses’le Kürtçe düetler yapacaklar… Şivan Perver'i de, yurt dışından davet ederlerse yerinde olur… Ahmet Kaya diriltilemeyeceğine göre!
Davet alan bilumum sanatçılar muhakkak davete icabet edeceklerdir, emir büyük yerden koşa koşa gideceklerini ve açılıma destek vereceklerini peşinen söylüyorlar! … Acaba birisi çıkıp, çatlak sesle, “akordu” bozmaya kalkışır mı? Sanmıyorum; çoğunun “akortları” malum!
Bu “açılım şovları” AB ülkelerinde de yapılsa ne güzel olur… Geçenlerde benzeri Viyana’da, Avusturya Başbakanın huzurunda yapılmıştı ve Şivan Perver türküler söylemişti! Sanatçılardan sonra yazarlar da Dolmabahçe'deki yuvarlak masalara davet edilecekmiş, herhalde bizleri davet etmez. Yandaşlarının desteği “mâlum” ve de kesin; fazla masrafa ne hacet!
Sıra iş adamlarına – sendikacılara da gelir herhalde! Tekel işçileri de davet edilse ne iyi el olur; hiç olmazsa, davet edilenler, orada sıcak bir çorba içerler! Özlük hakları olmaz, “açılım” verelim!
SİNAN ÇETİN
Dolmabahçe'deki “açılım" yemeklerine davet edilecekler arasında, sinematograf Sinan Çetin de vardır herhalde.
Hangi Sinan Çetin? Hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in ve Başbakanın önünde şu sözleri söyleyen Çetin: Almanya’da iken ‘Sizin oradaki savaş bitti mi?’ diye sormuşlar. Cevap vermiş: ‘Biz başka bir ülkeyle savaşmıyoruz’ dedim. ‘O bombaları biz kendi ülkemizin içerisine atıyoruz’. Üstelik orada ölen çocuklarımızın hepsinin üstünde T.C hüviyeti var, yani biz kendi çocuklarımızı da bir yandan öldürüyoruz.” “Açılımın" felsefesine ne kadar uygun!
İşte bu adam Cumhurbaşkanının davetiyle onunla beraber Hindistan’a gidiyor, yeni filimler çevirmek için! Bakalım orada neler diyecek? Acaba sonra “Açılım” filmi veya “Ergenekon” filmi de yapar mı? ***
Vatanına ihanet edenler birgün bunun hesabını verir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Sanatçıları iki ayrı kavramda değerlendirmek gereki; biri, "gerçek anlamda olan sanatçılar", diğeri "kıvırma-yavşak-alavere dalalevere anlamında olan sanatçlar".. Mustafa Kemal Atatürk'ün- hangi zamanda söylediğini şimdilik çıkartamayacağim- anlamlı şu sözleri kulaklarımda çınlamaktadır: "Her kişi Cumhurbaşkanı olur, devlet adamı olur, fakat bir sanatçı olamaz" Mustafa Kemal Atatürk, burada, acaba, "gerçek sanatçı ifadesiyle" kimleri kastetmişti ?