YAŞ Kararları

Yüksek Askeri Şûranın 30 Ağustos’ta yürürlüğe girecek kararları açıklandı Sürpriz yok. Hatta Başbakan da, eli kolu, şu sırada, bağlı olduğu için, karara itiraz edemedi ve herhalde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de kararları, aynı çaresizlikle, onaylayacak! Ama duyar gibiyim, onlar ve liboş yalakaları, yandaşları, içlerinden “Bu da geçer yahu, yakında değiştiririz, gelecek Ağustoslarda; TSK’da terfileri emeklilikler ve tasfiyeleri biz yapar, kadromuzu oraya da yerleştiririz” diyorlardır! Gidişat bunu gösteriyor! En büyük sıkıntıları YAŞ kararlarının sivil yargıya tabi olmaması! Ama yakında, bunu da “Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanması değişikliği” gibi “gece yarısı ekspresiyle” değiştirdikleri gibi, oldu bittiye getirirlerse, hiç şaşmamalı! Cumhuriyetin bütün kaleleri, “değişmez-değiştirilemez” kuralları, değerleri birer birer düşürülüyor! Mesela T.C. Vatandaşlığı’nı düzenleyen 66. maddenin kaldırılmasını istiyorlar. Yeri ve zamanı gelmişken hatırlatmakta fayda var. Bu maddenin esası şöyle; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür... Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür” ... Anlaşılan, bilinen şu ki; “Türklük” kelime olarak, kavram ve anlam olarak, düşmanların olduğu kadar, bizim liboşların da, bir yerlerine batıyor!

YAŞ kararlarının sivil yargıya tabi olmamasının özel ve doğru bir gerekçesi var. Eğer bu kararlar diğer kurumlarda olduğu gibi Danıştay’a götürülse, Ordunun iç hizmeti ve disiplini etkilenirdi. Aylarca sürecek dava sona erene kadar davacıların durumu emir- komuta zincirini etkiler, disiplini bozardı... Bu sivil kurumlarda da varit, ama Orduda olabileceği kadar mahzurlu değil... Hem Danıştay bu gibi davalara salt hukuk açısından bakar. Ordunun ayrıcalıkları var. Bu gerçekler bazılarının umurunda mı, zaten onların maksatları Ordunun içine de fesat, nifak sokmak!

TEBRİKLER

Bu vesileyle, terfi eden subaylarımızı-komutanlarımızı tebrik ediyor, yeni görevlerinde, özellikle şu sırada, üstün başarılar diliyorum. Emekli olanlara da, yeni hayatlarında sağlıklar diliyorum Üniformayı çıkarıp duvara asmak ne kadar acıdır, kendimden bilirim. Ama onlar da emekli olmakla Orduyla nispetlerini kesmemişlerdir ve daima görevde kalacaklardır!

Mustafa Kemal’in bir gerçek öyküsü var... 1930’lu yıllarda Mussolini, Akdeniz’i kendi denizi, “Mare Nostrum” ilan etmiş Antalya’yı istiyor. Mustafa Kemal, İtalyan Büyük Elçisini Çankaya’ya davet etmiş ve sivil elbiseyle kabul etmiş... Biraz sonra da müsaade isteyerek odadan çıkmış, kısa bir süre sonra Mareşal üniformasıyla ve çizmesiyle dönmüş... Büyük Elçiye “Ekselans, Mussolini cenaplarına bildirin. Bu üniformayı çabuk giyer ayağıma da çizmelerimi çekerim” demiş... Malum; İtalya çizme şeklindedir!

Gene bu vesileyle özel bir mutluluğumu da ifade edeyim: Eski dostum Orgeneral Aslan Güder Genelkurmay 2. Başkanı olmuş. Candan kutluyorum! Fakat bir ukdem var... Albay Dursun Çiçek hakkı olduğu halde, Amiralliğe terfi ettirilemedi... Genelkurmayın açıklamasına göre Tuğamirallik kadrosu olmadığı için! Önce yazdığım gibi, Çiçek’i boy hedefi yapan fesat erbabına inat Albay keşke terfi edeydi! Şimdi malumlar bu tevilden de malzeme çıkaracaklar ve “belgenin” doğru olduğu iddialarına dayanak yapacaklardır... Hele görev yeri değiştirilirse! Farkında mıyız; bu gibi olaylar, iddialar, gereken karşılık verilmezse, genç subayların şevklerini kırıyor... Eşkıyaya fırsat vermemek gerek!

TBMM BAŞKANLIĞI

TBMM’nin yeni başkanının Mehmet Ali Şahin olacağı muhakkak gibi. Çok düzgün, mevkiinin hakkını veren ve Hükümete ram olmayan Köksal Toptan AKP tarafından gene aday gösterilseydi şaşardım. Ergenekon davasında hukuk ihlallerine göz yuman Şahin demek ki daha layık bir Başkan! Mevcut Partiler Kanunu’na göre bütün Partilerde liderlik sultası var. Ben eminin AKP içinde bu partiye hasbel kader veya hasbel keder, katılmış olan milliyetçi, Atatürkçü milletvekilleri vardır. Ve eminin onlar Başbakanın Hükümetin tutumlarından rahatsızdırlar. Hele yeni “Kürt Açılımı” konusunda... Umudum; bir gün patlayacaklar!***