16
Haziran
2025
Pazertesi
ANASAYFA

Yetişkinler İçin “Küçüklük” Oyunları!

Çocuklumuzda, birçok oyunlar oynardık; Mesela “tek mi çift mi?”; avucumuza bilyeler, taşlar alır sorardık “tek mi çift mi” diye. Avucumuza üçtaş alıp karşımızdakini şaşırttığımız da olurdu! “Saklambaç” oynardık: saklananı bulunca “sobe” derdik…”Kör ebe” oynardık…”Sek sek” oynardık…”Hırsız polis” oynardık; kimimiz, ”hırsız” kimimiz “polis”! Hırsızların, polislerin sayıları değişirdi- bazen on polise bir hırsız -bazen de, bir polise, on hırsız! … Sandalye oyunu vardı… Oyuncu sayısından bir eksik sayıda sandalye, gramofon durunca, herkes sandalyelere oturur, ama biri açıkta kalır!

Daha ileri yaşlarımızda “sessiz sinema” oyunu oynardık… Seçilen kişi, aklından bir kitabın, filimin adını tutar ve diğer oyuncular onun hareketlerinden, kitabın veya filmin, adını bulmaya çalışırlardı…

Ramazanda, Karagöz, Kukla oynatılırdı…

VE BUGÜNKÜ “OYUN”

Bugünlerde bütün bu oyunlar “Büyük Oyun” içinde oynatılmakta!

Avuç içinde saklananın, ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Saklananlara “sobe” diyemiyoruz! Gözlerimiz bağlanmış. Doğruyu gerçekleri, bulmaya çalışıyoruz…”Sek sek” oynarken, tek ayağımız üzerinde “kırmızı çizgileri” aşıyoruz. “Karagöz” halkın sağduyusunu, karşısındaki “Hacivat” da, züppeliği, ukalalığı temsil eder… Şimdiki enteller gibi! Ve şimdi de kuklalar –kuklacılar var!..

Evet, bugünlerde bütün bu oyunlar yüksek düzeylerde oynanıyor, Türkiye’mizde!.. Hırsızlar belli, ama Polisler hakkında rivayet muhtelif! Ve “açılım” konusunda, Hükûmet “açılımın ” bilyelerini, avucunun içinde tutuyor ne olduğunu, hareketlerinden, anlamaya “kör ebe” oyundaki gibi el yordamıyla ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz! Bazıları bulduklarına yapışıyor bazıları da körler gibi. Görmeden, anlamadan, dinlemeden ve düşünmeden, “değneklerini” bellemişler; Körler körlere kılavuzluk ediyor ve körlerle yatanlar şaşı kalkıyorlar! ”Gerçek Polislerin” hırsızları yakalamalarını bekliyoruz! Bakalım sandalye oyununda, kimler oturacak, kimler açıkta kalacak?

Unuttum- bugün de, hokkabazlar –cambazlar, sihirbazlar var! Yerli, yabancı “Hokkabazlar”, bizler “Cambazlara” bakarken, malları götürüyorlar! Ve sihirbazlar-İllüzyonistler - “ne sihirdir –ne keramet” şapkalardan yapma Güvercinler uçuruyorlar, olmamışı olmuş gibi, gerçek suçluları kahraman –gerçek kahramanları suçlu gösteriyorlar!

Ben; “Yıktın perdeyi, eyledim viran, varayım sahibine haber vereyim - Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola!” diye huzurlarınızdan ayrılıyorum. Gerisini-şimdilik- hayalhanenize bırakıyorum –Devamı, beyaz perdede – Karagöz ve kukla perdelerinde! Duhuliye serbest!...

NOT –Bu kadar oyun içinde bir gerçek: Açılımın ABD projesi olduğu iddiaları hususunda, iki noktayı hatırlatayım: Alparslan Türkeş, ellili yıllarda Genelkurmayda, önemli bir yerde görevli iken, bir Amerikan subayı Askerlere Kürtçe eğitim verilmesini önermiş… Başbuğ da bu öneriyi, elinin tersiyle, şiddetle ret etmiş! Ve unuttuk: bir de özellikle doğuya gönderilen “Amerikan Barış Gönülleri” vardı… Onlara sonra ne oldu? Onlar sonra kim oldular? ***

Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2009 Salı 11:04:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tarihte Bugün IP: 88.252.163.xxx Tarih : 25.08.2009 18:32:19

25 AĞUSTOS 1919

Türk siyasetçi ve milliyetçi devlet adamı Mazhar Müfit Kansu'nun ifadesi: "Vahideddin başkanlığındaki İstanbul Hükümeti, vatanı,  ABD güdümüne ve İngilizhimayesine terk etmekle, kurtulacaklarını sanıyorlar..Kendi rahatlarını temin için, bütün vatanı ve "tarih boyunca devam edip gitmekte olan Türk İstiklâlini" feda ediyorlar. (Kaynak: "Atatürk'ün Anlatımıyla Kurtuluş Savaşı, Nutuk" Boyut Yayın Grubu)

25 AĞUSTOS 1921

Yunan Kralı Aleksandros I.'in demeci: "Mustafa Kemal bu kez savaşı kabul ederse, ordusunu yok edeceğiz ya da ordusunun büyük kısmını esir edeceğiz" (Kaynak: Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi" Turgut Özakman)

Yorum: Bu tarihî gerçekler, batı emperyalizminin amaçlarına ermek için,  içimizde dışa bağımlı vatan haini grupları nasıl kullandıklarını ve geçmi tarihimizden bu günlere nasıl taşıdıklarının bir örneğidir.

Not: ZAFER HAFTASI, BÜTÜN TÜRK MİLLİYETÇİLERİNE KUTLU OLSUN !